18.Bölüm

2.2K 100 182
                                    


Arkadaşlar dün akşam bölüm atacağım demiştim ama atamadım bilgisayarı aldılar elimdenT-T

Ama bu yüzden bugün gerçekten 2 bölüm geliyor, söz veriyorum.

O zaman herkese iyi okumalar diliyorum^^


Senin ağzından;

Y/N:Pardon, tanışıyor muyuz?

L:Ha-ne?

Y/N:Diyorum ki, sizi tanımıyorum.

L:A-ama, ama n-nasıl-

İçimdeki şeytan kahkaha atarken ben ise bu şakanın verdiği zevkle dolup taşıyordum.Onlar için harika bir cezaydı bu.

Y/N:Lütfen, benden uzaklaşır mısınız? Yabancılarla konuşmuyorum.

L:Y/N,ben yabancı değilim!Unuttun mu beni?Peki ya Noah?

Y/N:Noah kim?Sen kimsin?Deli birisiniz galiba.

Bence bu şakayı burada sonlandırmalısın.Sonu pek de iyi bitecek gibi gözükmüyor.

Biraz daha bekle.

Bak, gerçekten sonu kötü-

Susar mısın iç ses?


Noah'a baktığımda sırıtıyordu.Nedeni lütfen tahmin ettiğim şey olmasın.Lütfen bir şaka olduğunu anlamış olması-

N:Kötü şaka Y/N.Daha iyisini beklerdim.Biraz beni örnek al.

Dedikleriyle beni sinirlendirmişti.

Y/N:Kötü mü?KÖTÜ MÜ? Harikaydı bir ker-

Cümlemi aniden yarıda kesip aynı yüz ifademle yavaşça Louis'e döndüm.Salak gibi Noah'ın bana kurduğu tuzağa düşmüştüm, off çok salağım.Louis ise kaşlarını kaldırmış şaşkınlıkla bana bakıyordu.Artık şakamı sürdürmenin bir anlamı yoktu sanırım.

L:N'oluyor?Biri açıklasın.

Noah Louis'e döndü;

N:Y/N aklınca bize şaka yapıyor.Çok kötü oyunculuğu var ama.Anlayamadın mı hala?

Louis bana keskin bir bakış atınca kendimden emin bir şekilde kendimi savunmaya geçtim.Her halükarda haklıydım.Eğer onlar saçma sapan bir şeyden dolayı kavga ettilerse, bu beni ilgilendiren bir şey değildi ama başımı masanın sivri köşesine çarpmam kesinlikle onların suçuydu.

Y/N:Ne var yani?Hakettiniz siz bu cezayı.

Louis aniden bana sarıldı.Kolları belimi sararken başını omzuma dayamıştı.Omzumda bir ıslaklık hissettiğimde gerçekten bu şakayı yapmamın salakça olduğunu düşündüm.

Ne demiştim ben sana?

Tamam iç ses, haklısın, sen hep haklısın zaten.Biz hiç haklı olmayalım.

Aynen öyle; bak beynini kullanabiliyormuşsun.

Yâ sabır.


Y/N:Louis..?Sen, iyi misin?

L:Beni korkuttun!Ya gerçekten unutsaydın?

Sesi ağlamaklı çıkıyordu.Ağlayıp ağlamadığını görmek için başımı hafifçe ona çevirdiğimde gerçekten ağladığını gördüm.İçimde bir şeyler cız etti.Gerçekten, beni; daha yeni tanıştığı -yani ben öyle sanıyordum- bir kız hakkında bu kadar endişelenmesi, kendimi çok değerli hissettirmişti.Annem bile benim için bu kadar endişelenmemişti.

Dayanamayıp ben de ona daha sıkı sarılıp ağlamaya başladım.Küçük çocuklar gibi zırlamaya başladık.Orada durup bizi izleyen Noah'ı yanıma çağırdığımda ise elini "kalsın" anlamında sallayarak yüzünü ekşitti.

N:Buna da ağlanmaz ama yani.

Louis başını hızla çevirip Noah'a tip tip bakmaya başladı.

L:Burdan bir uçarım sana Noah-

Gülmeye başlayarak Louis'i sakinleştirdim.

Y/N:Sakin ol, sakin.

Louis bana kısa bir bakış attıktan sonra başını yine omzuma koydu ve öylece, sessizce durduk.Noah ve hemşireye çıkmalarını rica ettikten sonra Louis'i hafifçe geriye ittim.Benim hakkımda endişelenmiş olabilirdi ama sonuçta bir kız arkadaşı vardı ve bu kadar yakın durmamız pek hoş değildi.

Louis de hareketimden bunu anlamış olacak ki geri çekildi.Kendine çeki düzen verdi.Ayağa kalkıp kafeteryaya içecek bir şeyler almaya gideceğini söylediğinde onu onaylayıp su almasını rica ettim.

Kapının kapanma sesinden sonra odaya Noah girdi.

Ne olduğunu sorar gibi ona doğru baktım.Yavaş adımlarla yanıma geldi ve yanımdaki sandalyeye oturdu.

N:Sana itiraf etmem gereken şeyler var..







Eveet, bölüm bitti.Eskilere göre az da olsa uzun yazdım.Ve unutmayın, bu akşam bir bölüm daha gelecek^^

Yorumlarınızı tek tek okumak için bekliyorum, tavsiyelerinizi de.

O zamaan, herkese iyi ve sağlıklı günler<3



-Ayşegül


mom, dad; how did you meet? (LP fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin