10•

56 2 0
                                    

Başarı, istemek, çalışmak...
Neye göre, kime göre yapıyoruz bunları?
İstikrarı olmayan isteklerimiz için mi yoksa istikrarı olmayan yaşam için mi?
***

Mükemmel bir hayat amacımız,bundan vazgeçmiştim; tıpkı toprağın düşen yağmur damlalarını istememesi,kardan vazgeçmiş bir kardan adam,sevgiyi istemeyen bir bebek gibi...

Bazı anlar bizi derinden yaralar ve bazıları ise bizi çok mutlu eder. Kötü olanı unutmayız çünkü düzelmesini isteriz. Mutlu olanlar ise o an bizi mutlu eder.

Tek istediğim artık mutlu olmak değil,geçirdiğim iki yıl gibi sükunetli bir yaşam. Düşüncelerim kendi kendine karıştırıp beni rahat bırakmıyordu. Tam bunu da düşün bitecek derken yenisi ekleniyordu diye düşüncelere dalmıştı.

"Yine nereye daldın böyle." Deniz'in sesi ile Ayşin kendisine geldi. Düşüncelerini elinin tersi ile arkalara doğru iteledi.

"Havadan sudan canım. Yoksa neye dalıcam?"

Yukardan yaptığı topuzun dışına çıkmış,kulaklarının yanındaki saç tutamlarını geriye itti.

"Hadi o zaman kalk. Dışarı çıkacağız."

Teklifi duyduğu an telaşla cevap verdi:

"Aaa yok yok! Ben evde kalayım."

Deniz kaşlarını çattı. Sahteci sinirlenmiş sesi ile Ayşin'e cevap verdi:

"Olmaz. Evde otura otura karşı komşu Melahat teyze gibi oldun. Şimdi sakince çekirdekleri yere indir. Saçlarını tara ve üstünü değiştir. Bekliyoruz seni."

Ayşin'i, sanki iki yaşına girmiş olan Sıla'ya anlatır gibi ne yapması gerektiğini söylüyordu Deniz.

"Ah benim adına ters olan çayır gözlü kuzenim! Benim mutfakta yapmam gereken işlerim var. Bir dahaki sefere artık."

Kendine itiraf etmek istemese de Ayşin,ne olur ne olmaz diye evde durmak istiyordu çünkü o gelebilirdi. Her ne kadar kendini geri adım atmasa da onu bir kez daha görmek istiyordu.

Bir yanı gel diyordu ama o yanından çok olan kızgınlık,kırgınlık ve affedememe durumu vardı.

"Tamam o zaman  ama dışarı çıkacağını ve böyle devam etmeyeceğini söz verirsen bugünlük seni rahatsız etmeyeceğim."

Deniz'in emir veren konuşmasından sonra Ayşin ona göz devirdi.

"Tamam söz. Hadi sen git daha fazla Mayıs'ı bekletme."

Deniz gülümseyerek cevap verdi yine Ayşin'e:

"Mayıs'ım bir şey demez ama Sıla'mdan çok korkuyorum. Görüşürüz canım."

Deniz korkar şekilde koşa koşa aşağıda onu bekleyen ailesi ile dışarı çıktı.

Bu koskocaman evde olması gerektiği gibi yine yalnız kalmıştı. İçinde aniden ya da şimdi fark ettiği kalp atışları ile odada bir o yana bir bu yana yürürken kuzenin söyledikleri aklına geldi.

'Olmaz. Evde otura otura karşı komşu Melahat teyze gibi oldun. Şimdi sakince çekirdekleri yere indir. Saçlarını tara ve üstünü değiştir. Bekliyoruz seni.'

Yürürken elinde olan çekirdekleri kasenin içine attı ve odasına koşarak gitti.

"Kendimi gerçekten de Melehat teyze gibi hissediyorum."

Ölümsüz Yıldızlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin