İlk karşılaşmalar hiç hatırlanmaz,
Oysaki ne çok insanlarla karşılaşırız. Hiç bilmediğimiz insanlar ne çok değiştirir bu dünyayı.
***Yürüdüm. Nefes hızım artarken adımlarım hızlıca sokağı terk etti. Suç muydu gece dışarı çıkması. Onun da hakkı değil miydi dışarı çıkmak? Hakkıydı! O zaman neden gecenin tek sahibi sanan bu adamlar peşini bırakmıyordu? Kaçamak istemiyordu ve onların hakkından gelmek için her şeyini verirdi fakat bir kişi değil üç dört kişi ile başa çıkamazdı. Bir kişi olsaydı onun geldiği yere gondere bilirdi. Şimdi boş sokaklarda korka korka kaçmaya çalışınyordu ve en çok bu zoruna gidiyordu onun.
Küçük el çantasından telofonu çıkartmaya çalıştı kız. Sonunda bulduğu telofonu ile hem koşarak hem polisi arayarak yardım istemişti. En son çıkmaz sokağa girdiğinde şansına saydırdı. Gözleri az önceki korkudan eser kalmamıştı. Evet korkmuyordu. Elinde hiçbir şey yoktu ama gereksiz gördüğü korkuyu birden atı vermişti üstünden. Ayağındaki on santimlik topuklu ayakkabısını indirip gözü dönmüş şekilde ona yaklaşan adamlara döndü. Adamalar şaşırsalarda yönünü değiştirmeden ağızlarının suyu aka aka büyük adımlarla önündeki avına doğru sabırsızca yürüyordu.
"Gelin lan,gelin. Adam mısınız lan siz!?"
Adamalar şaşkınlıkla kendilerine doğru dönmüş gözlerle korkusuz şekilde küfürler eden kadının sinirinden bir an tırsmışlardı.
"Lan şehir eşkıyaları,göstericem size günlerinizi."
Kadın elindeki topuklu ayakkabıyı birer birer attı. Biri boş yere sekti diğeri ise öndeki adamın kafasını yardı. Adam arkada kalsada geriye kalan üçü duraksamıştı. Adamlar kendi aralarında kısa bir bakış atıp tekrar yürümeye devam etmişlerdi.
Kız kendi kendine 'eee ben şimdi ne yapcam?' demişti. Siniride uçup gitmişti ama ne yapacağını bilmez şekilde sabit bakışlarını adamların üstünde tuttu.
"Hşşt! Noluyor orada?"
Adamların arkasında ve her şeyi duyan yapılı ve gecenin ışıklarından görebileceği kadar esmer adamı gördü. Kız, daha mı çok korkması gerekiyordu bunun kararını vermeye çalışıyordu.
Çünkü gördüğü kadarıyla ipe gelmez adamların ayakta olmaları zordu sarhoş olduklarından dolayı. Sonradan gelen adam ise hem ayık hem de yapılı vücudu ile karşında olması gözünde bir tedirginlik belirtmişti.
"Sen kimsin oğlum? Yoluna dön git,belanı bulmadan."
Adam sert bakışlarını serserilerin üstünde tuttu.
"Gece gece kadının birine sarkıntılık eden adam olmayan varlıkların belası olmaya geldim."dedi.
Kadın ona yardım için geldiğini anladığında yüzündeki tedirginlik azalmış ve hala polislerin gelmemesinden kızmıştı içinden çünkü her ne kadar sarhoş olsa da dört kişiydi onlar ve tek bir adam onlarla başa çıkabilir miydi? Adamalar kendi aralarında gülüp konuşmaya başladı:
"Bizden günah gitti." dedi ve adama doğru yürümeye başladı. Kız yardım isteyerek bağırmaya başladı.
Esmer adam ayyaşları teker teker yere sererken kadın şaşkın yüzü ile esmer adama baktı. Adam, yere serdiği adamlara bir bakış atıp önündeki kadına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Yıldızlar
ParanormalBirbirini tanımayan iki kişinin görücü usulü evlenmesini konu alıyor. Bu diğer görücü usulü evliliklerden çok farklı❗ "Belki o da zorundalıktan evleniyordur benimle. Ortada büyük bir hata var fakat o hatayı herkes gördüğü halde üç maymunu oynuyor...