1.2

1.1K 158 87
                                        


Ben geldiiiiiiim~

Bayağı uzun bir bölüm oldu. Lütfen bol bol yorum yapın, bol bol booool vote verin. Çünkü ben yazmak için güzel yorumlarınızdan ve votelerinizden güç alıyorum.

Lütfen düşüncelerinizi belirtmekten çekinmeyin, sizi seviyorum 💖🌸

**

Bazen eski hayatımı özlüyordum.  Eskisi gibi yaşamayı özlüyordum. Sorumluluklarım yoktu, ailem yanımdaydı, mutluydum. Daha fazlasını istemek pişmanlıktan öteye gitmiyordu hiçbir zaman.

Şimdi geriye bakınca, o zamanlar tek derdimin ders çalışmak olduğunu ve bu durumdan sürekli şikayet ettiğimi görüyordum. Çünkü bir an önce büyümek istiyordum.

Gerçekten aptalmışım. Büyümek beraberinde tonlarca sorumluluk getiriyordu. Keşke bir an önce büyümeyi dilemek ve dünyanın aldatıcı güzelliğine kanmak yerine kendimi tüm yaşanacaklara karşı hazırlayabilseydim.

İsteğim olmuştu ama canım yanıyordu. Aldığım nefes bile bana fazlaymış gibi hissediyordum. Kimse bana büyümenin bu denli acıttığını söylememişti.

Böyle hissetmeye engel olamıyordum.

Gün geçtikçe omuzlarım kamburulaşıyordu, sanki dünyanın yükünü taşıyordum. Düşününce 'acaba ben mi abartıyorum?" diye soruyorum kendime. Cevap basitti aslında; herkes aynı değildi, olaylara aynı tepkiyi vermezlerdi.

Belki de yeryüzünde benden bin kat daha ağır şeyler yaşayan insanlar vardı fakat, herkesin derdi kendisine büyük gelmez miydi zaten?

Gökyüzünde pırıl pırıl parlayan yıldızları izlerken iç çekmiş ve boştaki elimi alnıma götürmüştüm. Her şeyi kafaya takıyordum ve sonra böyle uykusuz kalarak tüm gece düşüncelerle beynimi kemiriyordum.

En ufak şeyi dert etmek yerine kendimi sevebilsem tüm bunlar olmayacaktı belki de.

Ama aptallığım göz ardı edilmeyecek kadar büyüktü. Kendimden nefret ediyordum. Hiç kimseye bir faydam dokunmuyordu.  Çevremdekileri zor duruma sokmak dışında bir boka yaradığım yoktu.

"Aptalsın Roseanne. Çok büyük bir aptal." dizlerimi kendime çekerek çenemi dizlerime bastırıp gözlerimi yumdum. Soğuk gece esintisi açıkta olan tenimi yalıyordu. Bu gidişle hasta olacaktım ama şu durumda umrumda olduğu pek söylenemezdi.

Hastaneden üç günlük izin almıştım. Son yaşananlardan sonra kendimi kötü hissediyordum. Hastanedekilere çok mahçup olmuştum.

Mia ile zaman geçirmenin bana iyi geleceğini düşünerek Jennie'ye de izin vermiştim. Kızımla iken tüm her şeyi unutuyordum. Bana sadece Mia iyi geliyordu.

Miniğim annesinin koruyucu meleğiydi sanki.

Mia'yı saatler önce uyutmuştum. Yanına uzanıp eşsiz kokusuyla uykuya dalmayı dilesem de maalesef gerçekleşmemişti. Her zamanki gibi uyanıktım.

Odamın balkonunda oturmuş binbir düşünceyle gökyüzünü izliyordum. Simsiyah gök ve onu parlaklığıyla süsleyen ay ve yıldızlar...her şey fazla güzeldi. Ve bu güzel geceyi kirleten ben vardım.

Her şeyi berbat eden ben.

"Tüm bunları hak ediyorsun sen." diye söylendim gülerek. Buna tezat gözlerim doluydu.

"Hayatına giren hangi erkek seni hayal kırıklığına uğratmadı ki?" titreyen alt dudağımı dişlerimin arasına alıp kollarımı dizlerime doladım. Önüme çıkan herkese güvenirsem sonu böyle olurdu işte.

give me love, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin