0.3

1.3K 171 25
                                    

Hemşire Choi istediğim evrakları getirdiğinde kısaca teşekkür ettim.

"Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim." Bay Jeon omuzuna dikkat ederek koltuğa yaslandığında bıkkın bir nefes verdim.

"Kolay mı? Bu yaptığımı hastane yönetimi duysa kariyerim biter benim." Sağ elini havaya kaldırıp başını salladı.

"Haklısınız. Özür dilerim Bayan Park." Önümdeki kağıtları teker teker imzalarken elimi "boşver" dercesine salladım. Ardından kağıtları önüne ittim.

"İşaretlediğim kısımları imzalamalısınız. Son kağıdın altına da hastane ile ilgili bir kaç şey zırvalayın."
Son cümlem ile kıkırdadığında başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Kom-" Telefonumun melodisi odayı doldurduğunda oflayarak elime aldım. Arayana bakma gereği duymadan cevapladım. Kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Çünkü Lisa sabahtan beri ya arıyor ya da mesaj atıyordu.

"Efendim Lisa?"

"...."

"Evet, evet birazdan gelirim. Konum at."

"...."

"Tamamdır. Görüşürüz."

Telefonumu kapatıp önlüğümün cebine attım.

"Bitti." Bay Jeon kağıtları bana uzattığında elime alıp kısaca kontrol ettim. Eksik bir şey olmadığı kanaatine vardığımda kağıtları dosyaya yerleştirdim.

"Dosyayı hemşire Choi'den ek olarak bilgisayara kaydetmesini isteyeceğim. Ardından taburcu olabilirsiniz."

İkimizde aynı anda ayağa kalktığımızda Bay Jeon sağlam elini sıkmam için uzattı.

"Her şey için teşekkür ederim Bayan Park." Elini sıkıp tıpkı onun gibi gülümsedim.

"Rica ederim Bay Jeon. Yarın görüşmek üzere."

"İyi günler."

Bay Jeon odadan çıktıktan sonra lavaboda elimi yüzümü yıkayıp makyajımı tazeledim. Son olarak önlüğümü çıkardıktan sonra çantamı koluma alıp odamı kilitledim.

Asansör yardımıyla zemin kata indiğimde karşılaştığım bir kaç tanıdığa kısaca selam verdim. Ardından hızlı adımlarla çıkışa ilerledim. Arabam Lisa da olduğu için attığı konuma yürüyerek gidecektim. Tanrı'ya şükür ki uzak değildi.

Hastanenin yakınlarında bulunan AVM'ye geldiğimde Lisa'ya nerede olduklarına dair kısa bir mesaj çektim. Anında cevap verdiğinde yüzümü buruşturdum.

Bebek reyonunda olduklarını ve Mia için çok tatlış kıyafetler baktığını söylemişti. Sorun şu ki üç gün önce de aynısını yapmıştı. O kadar şey alıyordu ki Mia'ya, odasında eşyalarını koymak için yer kalmamıştı. Aldığı çoğu kıyafeti Mia'ya giydirememiştim bile. Çünkü minik kızım çok çabuk büyüyordu.

Lisa'yı bebek arabasındaki kızımla alışveriş yaparken gördüğümde hızlı adımlarla yanlarına vardım. Ağzımı açıp azarlayacakken karşılaştığım manzara duraksamamı sağladı. İkisinin tatlı bakışları karşısında bütün kızgınlığım uçup gitmişti. Gönlüm el vermiyordu ağzımı açıp "neden buradasınız?" demeye.

Mia beni görür görmez minik kollarını iki yana açıp bağırmaya başladığında yorgun olmamı umursamadan bebek arabasından çıkarıp kollarıma aldım. İşte o an tüm yorgunluğum uçup gitmişti. Bebeğimin eşsiz kokusu beni mest etmişti. Kısa bir süre de olsa bana huzuru hissettirmişti.

give me love, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin