0.6

1.2K 168 43
                                    

uzun upuzuuun bir aradan sonra herkese merhaba 👋💖

Yeni bir rosékook kurgusu yayınladım. Bittersweet'e profilimden ulaşabilirsiniz çiçeklerim 🌸💖

❇ ❇ ❇

"Ucunda ölüm olsa bile seni asla bırakmayacağım." Dedi, gözleri karanlık geceyi aydınlatan yıldızları anımsattı bana. Parlıyorlardı, o an güzelliğine ağlamak istedim. Ellerimi tuttu, avuç içlerimden öptü. Gülümsedim ona, beni mutlu ediyordu. "Dünyanın en mutlu kadını yapacağım seni Roséanne." Diye devam etti konuşmasına. O kadar güzel güldü ki, inandım ona. Ben ona hep inandım. Sonra pişman oldum.

Ucunda ölüm yoktu ama bırakmıştı beni.
Ona son kez baktığım gün gözlerindeki yıldızların sönüşüne şahit olmuştum. O gün gözlerime bakmaya korkmuştu.
Kim Jun Hee hep korkak bi adamdı. Sadece ben ona kör kütük aşık olmuş, onu gözümde büyütmüştüm.

"Daha iyi misin?" Omuzumda hissettiğim el ile irkilip arkamı döndüm. Lisa elini geri çekip teslim olursacına havaya kaldırdı.
"Sakin ol, benim." Dedikten sonra bir bardak soğuk suyu bana uzattı. Teşekkür ederek elinden alıp içmeye başladım.

"Şimdi ne olacak?" Karşıma oturup kahve rengi saçlarını toplamaya başladı.
"Ne yapacağımı bilmiyorum." Dedim boş bardağı masaya bırakırken. Ardından derin bir nefes aldım.
"Ama göz göre göre bir insanın öldürülmesine izin vermeyeceğim." Kaşlarını havalandırıp bana baktı.
"Ne yapmayı düşünüyorsun Rosé?" Kollarımı göğsümde bağlayıp sırtımı koltuğa yasladım.

Ben bir doktordum, insanları iyileştirmem gerekiyordu. Bir insanın yaşaması için elimden geleni yapmak zorundaydım. Ben o yemini boşuna etmemiştim. Bay Lee köşeme çekilip sessiz kalacağımı düşünüyorsa yanılıyordu. Birinin ölüme gitmesine sessiz kalamazdım, sonucu ne olursa olsun onlara engel olacaktım.

"Ailesiyle bu konuda konuşacağım. Gerekirse başka bir hastaneye naklederim Lisa, ama Yun'un o ameliyatı yapmasına izin vermeyeceğim." Dediğimde yüzü endişeli bir hal aldı.
"Rosé, bak bu çok tehlikeli. İşinden olabilirsin, daha kötüsü karakolluk da olabilirsin." Söylediklerine omuz silmekle yetindim.

Şu anlık umrumda değildi.

"Birinin ölmesine izin veremem." Kısa cevabım karşısında iç çekti.
"Düşünmeden hareket ediyorsun Rosé, yapma."

Evet düşünmeden hareket ediyordum. Ben her zaman düşünmeden hareket ederdim hatta. Ama düşünmek istemiyordum. Eğer düşünürsem vazgeçeceğimi biliyordum çünkü.

Benim dışımda kimse bunu yapacak cesarete sahip değildi.
O hastanın bir annesi vardı, gece gündüz baş ucunda oturup ona şarkılar söylüyordu. Ben de bir anneydim, onu en iyi ben anlardım. Bu yüzden vazgeçmek istemiyordum.

"Benim gitmem gerekiyor. Sonra konuşuruz bu konuyu." Dedikten sonra ayaklanıp odasından koşar adımlarla çıktım. Arkamdan söylendiğini duysamda onu umursamadım.

Eğer bu konuşma biraz daha uzasaydı Lisa beni sessiz kalmam için ikna edebilirdi.

Kolumdaki saate baktığımda bugün yapacağım ameliyata sadece iki saat kaldığını gördüm. Hemşire Choi'den son hazırlıkları yapmasını istediğim bir mesaj attıktan sonra odama geçtim. Kafamı toparlamak istiyordum ve bunun için uyumam lazımdı.

Tabii odama girer girmez bu düşüncem buhar olup uçmuştu.

"Buyurun?" Dedim siyah ve uzun saçları olan, muhtemelen benim yaşlarımdaki kadına. Ben içeri geldiğimde ayaklanmışlardı. Yanında da küçük bir çocuk vardı ve ellerini tutmuştu. Biraz daha dikkatli baktığımda çocuğu daha önce gördüğüm aklıma geldi.

give me love, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin