0.4

1.2K 174 73
                                    

"Baba bu gece seninle uyuyabilir miyim?" Dong Hyun elindeki oyuncaktan bakışlarını çekip bana döndüğünde gülerek sağlam kolumu dizime vurdum.Vakit kaybetmeden, koşarak dizime oturduğunda bu tatlı hallerine güldüm.

"Sormana bile gerek yok, yakışıklı oğlum benim." Saçlarını karıştırıp başına bir öpücük bıraktığımda minik kollarını dikkatli bir şekilde boynuma sardı.

"Şarkı da söyler misin bana?" Sağlam kolumla küçük bedenini sardım. "Şarkı da söylerim, masal da anlatırım. Sen yeter ki iste." Geri çekilip yanağımı öptüğünde uzun saçlarını karıştırdım.

" Jungkook konuşabilir miyiz artık?" Jae Rim kollarını göğsüne bağlayarak odaya girdiğinde, Dong Hyun önce annesine sonra bana döndü.

" Dong Hyun, canım sen odana geç. " Minik oğlumu kucağımdan indirip omzunu patpatladım yavaşça.
"Hadi aslanım, sen geç odana ben birazdan gelirim." Dediğimde elindeki oyuncağını sımsıkı tutup odadan çıktı.

Derin bir nefes alıp beni rahatsız eden uzun saçlarımı geriye attım.

"Sorun ne Jae Rim?" Dediğimde bir süre konuşmayıp yüzüme baktı. Ardından tüm odada kahkahası yankılandı.

"Sorun ne mi? Sen benimle dalga mı geçiyorsun, Jungkook?" Sesini yükselterek konuştuğunda kaşlarımı çatıp ayaklandım.

"Sesini yükseltme." Jae Rim'in aksine sakin bir ses tonuyla konuşup odanın kapısını kapattım.
"Dong Hyun içeride, Jae Rim. Sonra konuşuruz." Dediğimde saçlarını sinirle kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Hayır tam şu an konuşacağız. Çünkü ben artık dayanamıyorum, anlıyor musun beni BEN ARTIK DAYANAMIYORUM JUNGKOOK!" Tam karşısına geçtiğimde bir süre gözlerime bakıp konuşmasına devam etti.

"Bazen bir gün, bazen bir hafta, bazen bir ay eve gelmiyorsun. Geldiğinde de böylesin işte." Dedi omuzumu işaret ederek. "Ya kolun, ya bacağın ya da başın... Lanet mesleğin sonumuz olacak Jeon Jungkook." Sinirlenmemeye çalışarak derin bir nefes aldım. Tutmak için ellerine uzandığım da geri çekildi.

"Benim işim bu Jae R-"

"İşine olan aşkın gözlerimi yaşarttı Jungkook." Gülerek aramızdaki mesafeyi açıp arkasını döndü.

Konunun nereye gideceği belliydi. Ve onu susturmakta imkansızdı. Bu yüzden susmayı ve dinlemeyi seçtim. Ama sakin olacağımın garantisini asla veremezdim.

"Farkında mısın bilmiyorum ama sen evlisin ve beş yaşında bir oğlun var Jungkook, biraz da onlara vakit ayır!"

"Bunu sen mi söylüyorsun Jae Rim?" Kendimi tutamayıp sinirle konuştuğumda bana döndü. Onu umursamadan devam ettim konuşmama.

"Beş yaşında bir oğlumuz var ve sen bir kere bile onu parka götürmedin. Farkında değil miyim sanıyorsun? Dong Hyun dışarı çıkmak istediğinde eline oyuncağını verip susturuyorsun. Çocuğumuzu anneme bırakıp arkadaşlarınla buluşuyorsun. Söylesene ne zamandan beri arkadaşlarınla vakit geçirmek Dong Hyun'dan daha değerli senin için!" Ses tonumu ayarlayamayarak bağırdığımda Jae Rim benden bu çıkışı beklemediği için irkilmişti. Ardından ellerini beline atarak toparladı kendisini.

"Hah! Ben de konuyu ne zaman annene getireceksin diyordum Jungkook. Cidden... O mu anlattı bu zırvalıkları sana? Annen olacak yaşlı kadın beni sevmediği için iftira atıyor ve sen de inanıyorsun her zaman ki gibi." Kaşlarımı çatarak bir adım yaklaştım ona.

Söylediklerimden sadece bunu mu anlamıştı?
Dong Hyun hiç mi umrunda değildi?

"Annem bana hiçbir şey anlatmadı. Laflarına dikkat et, düzgün konuş Jae Rim!" Dişlerimi sıkarak konuştuğumda gülerek geri çekildi.

give me love, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin