0.0

3.9K 263 168
                                    


"Alo?"

"Ah, kuzum nerede kaldın? Mia çok ağlıyor, susturamıyorum."

Annemin endişeli sesinin yanında minik kızımın çığlıklarını duyduğumda alt dudağımı dişlemeye başladım.

Bugün işimin yoğunluğundan dolayı, her ne kadar istemesem de fazladan mesai yapmak durumunda kalmıştım.

Direksiyonu sıkan parmaklarımı gevşetip derin bir nefes aldım.
Bir an önce eve gitmek ve küçüğümü kollarımın arasına alıp güzel kokusunu içime çekmek istiyordum. Onu çok özlemiştim.

"Anneciğim yolu kapatmışlar." Dedim sinirle. Ardından kornayı bir kaç kez çaldım. Arabanın camını indirip yola baktığımda ise aynı sessizlikle karşılaştım.

Benim dışımda burada bekleyen bir çok insan vardı. Ne diye yolu kapatmışlardı ki? Geri de gidemiyordum.

"Telefonu hoparlöre alır mısın?" Hattın öbür ucundaki anneme seslendiğimde onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.
Arabadan inip kaldırımda yürümeye başladım. Oturmaktan ayaklarım ağrımıştı. Biraz yürümek en iyisiydi.

Arabayı kilitledikten sonra yürümeye başladığımda biricik kızımın sesi kulaklarıma doldu. Bütün sinirim bir anda yok olduğunda kendimi gülümserken bulmuştum.

Bana iyi gelen tek kişiydi.

"Meleğim, sen anneyi çok mu özledin?"

Sesimi duyduğunda ağlaması dinmiş ve keyifli mırıltılar çıkartmaya başlamıştı.
Onun bu tatlılığı karşısında eridiğimi hissettim. Üzerimdeki etkisi paha biçilemezdi.

"Anne, Mia yemeğini yedi mi?" Aniden aklıma gelen soruyu sesimi yükselterek sormuştum.

"Sesini duyunca yemeğe başladı. Konuş sen." Arkamı dönüp cevap verecekken duyduğum silah sesiyle irkilip telefonumu düşürmüştüm.

Etrafıma baktığımda arkamda bir hareketlilik sezmiştim.

Gerisi ise tam bir kargaşaydı. Ben daha ne olduğunu anlamadan, tanımadığım iri cüsseli bir adam kolunu boynuma sarıp, başıma silah dayamıştı.

Dudaklarımdan tiz bir çığlık yükseldiğinde eş zamanlı olarak çevreyi silahlı üç adam sardı.

Başıma silah dayayan adamın kolundan kurtulmak için hamle yaptığımda silahı çekip bir kaç el rastgele havaya sıkmıştı.

"Kıpırdama yoksa ölürsün!" Kulaklarıma doğru kükrediğinde belli belirsiz başımı salladım. "Güzel." Boynumdaki kolunu sıktığında hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum.

"Hadi ama dostum!" Ortadaki uzun boylu ve siyah saçlı adam silahını beline taktıktan sonra isyan edercesine bağırdığında sesi yankı yapmıştı sokakta.

"Sakın bir adım daha atayım deme!" Siyah saçlı adama hitaben bağırmıştı.

"Er ya da geç yakalanacaksın, kadını bırak ve teslim ol. Senin için başka seçenek yok. Devletin adaletinden ne kadar kaçabilirsin ki?"

Elini beline atıp kaşlarını çattığında, beni rehin alan adam zerre yumuşamamış aksine daha da öfkelenmişti.

"Madem hapislerde çürüyeceğim buna değsin o zaman, öyle değil mi?"
Sinir bozucu bir kahkaha attığında sesi midemi bulandırmıştı.

Silahı şakağıma bastırdığında korkudan daha çok titremeye başladım.

"Bir cinayetten daha zarar gelmez." Tüylerimi diken diken eden karanlık ses yutkunmama neden oldu.

give me love, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin