Bölüme geçmeden önce aşağındaki küçük yıldıza basar ve bol bol satır arası yorum yaparsanız beni çok mutlu etmiş olursunuz👉⭐👈
Sınır: 75 oy
···
"Bayan Chaerin yarın yapacağımız ameliyat için hazırlıklara başlandı mı?" Elimdeki dosyaya imza attıktan sonra nöbetçi hemşireye sorarcasına baktım. Parmaklarını klavyede gezdirmeye başlarken hafif bir tebessümle beni onayladı. "Evet hocam. Her şey istediğiniz gibi ayarlandı." gülümseyerek teşekkür ettikten sonra. Elimi önlüğümün cebine attım."Peki öğleden sonra hastam var mı?" tekrar bir soru cümlesi ilettiğimde masadaki kağıtları karıştırdı. Bir kaç saniye içinde aradığını bulduğunda bana baktı. "Hayır hocam, öğleden sonrası için herhangi bir randevunuz gözükmüyor." dediğinde rahatlıkla nefes alıp gülerek yanından ayrıldım.
Rapor alarak iki gün evde dinlendikten sonra bugün işbaşı yapmıştım. Hâlâ arada başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Ah, bir de sabahtan beri bitmeyen hastalarım vardı!
Hemşire Chaerin, hastaları başka bir doktora yönlendirmiş olsa da çoğu hastam bunu kabul etmemiş ve hastaneye adımımı atar atmaz kapımda kuyruk olmuşlardı. Haliyle çok yorulmuştum.
Kolumdaki saate baktığımda öğle arasına yarım saat kaldığını fark ettim. Bu beni mutlu etmişti çünkü gerçekten çok açtım.
Topuklu ayakkabılarımın zeminde tok bir ses çıkarmasına izin vererek koşar adımlarla odama ilerledim.Önlüğümü dikkatle çıkardıktan sonra cebinden telefonumu alıp askıya astım.
Odamdaki rahat koltuğa kendimi attıktan sonra başımı geriye yaslayıp beyaz tavanı izlemeye başladım.Aklım iki gün öncesine giderken kendimden geçerek gülmeye başladım. İki gündür zihnimi meşgul eden Komiser Jungkook...bana neler yapıyorsun?
Onu tanımıyordum, sadece görev başındaki bir polisti ama her ismini duyuşumda avuç içlerim terliyordu. Her karşıma çıktığında elim ayağıma dolaşıyor ve utanmazca onu inceliyordum. Bana her gülümsediğinde kalbim hızını arttırıyordu. Bana her baktığında gülümserken buluyordum kendimi.
"Bu olayda zarar görmemen için elimden geleni yapacağım." demişti Komiser Jeon Jungkook ve ben buna inanmamış olsam da dediğini yapmıştı.
Hâlâ bu hastanede doktordum ve bu olay sicilime işlememişti. Ona ciddi anlamda minnettardım. Komiser Jeon Jungkook olmasaydı şu an başka bir şehre sürgün edilebilir daha da kötüsü diplomamı kaybedebilirdim.
Korkuyordum. Çünkü bana hissettirdikleri yabancı değildi kalbime. Daha önce ilk kez birini sevdiğimde de aynı şeyler olmuştu ve ben hikayenin sonunda karnımdaki bebekle yalnız kalmıştım.
Kalbindeki yaralar henüz kabuk tutmamışken nasıl birini hayatına alabilirsin Roséanne?
Tekrar sevmek istemiyordum. Çünkü kırık kalbimde kimseye yer veremeyecek kadar yorgundu. Yeterince hırpalanmıştı, yeni darbeleri kaldıramazdı.
Evet, Jeon Jungkook herkesi tek bakışıyla etkileyebilecek biriydi ve ben yavaş yavaş etkisi altına girdiğimi hissediyordum. Bu yanlıştı. Çok çok yanlıştı. Çünkü Komiser Jeon evli ve bir çocuk babasıydı. Kendime engel olmam ve Jeon Jungkook'tan uzak durmam gerekiyordu.
Evet! İçimdeki şey büyümeden onu durdurmalıydım.
Telefonumun zil sesi girdiğim transtan çıkmamı sağlarken iç çekerek aramayı cevapladım. Saniyeler içinde Lisa'nın yorgun sesi kulaklarıma ulaştı. "Rosie benim önemli bir işim çıktı. Öğle yemeğinde sana eşlik edemeyeceğim." dediğinde kaşlarım havalandı. Sesi yorgun ve güçsüz çıkmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
give me love, rsk
FanfictionJeon Jungkook ve Roséanne Park, aşktan nasibini almış iki yabancıydı. 11052020 jjkxpcy -andrellashi