Bölüm 26

374 18 3
                                    

Eve gittiğimizde yakınlarda orman  olduğunu fark ettim. 

-Ya evi siktir edin. Bakın orman var. Oraya gidelim. Ne dersiniz?

-Olur hem uzun zamandır yapmıyorduk dedi bizimkiler.

-Uzun zamandır yapmıyorsunuz derken?

-Hiç kamp yapmadınız mı siz?

-Yoo yaptık. 

-E o zaman?

-(Millie ve Sadie ordan) Ya ayı falan gelirse. 

-Öhh amma abarttın dedim. Bir tane çadırı aldım. Öbürünü Berkeye fırlattım. Önden gidiyorduk. Bizimkiler arkamızdaydı. Louisler de geliyordu. Millie ve Sadie arkadan korka korka geliyordu.

-Kızlar merak etmeyin en kötü tırnağınız kırılır. Ya da ayı gelip üstümüze atlar dedim.

-NEEEĞĞĞĞ AYI MIIII????

Biz kahkaha atıyorduk. 

-Abartmayın ya. Alt tarafı doğa. Bir şey olmaz hadi.

-Pekii. Dediler sesleri titreyerek. 

-Siz bunları nerden biliyorsunuz nerden aklınıza geliyor böyle şeyler?  Dedi Noah.

-Ah yavruuumm sen daha bizi hiç tanımıyorsun. Biz öyle yok tırnağım kırıldı ağlıyım tipler değiliz. En son şiddet yokken ağladığım zaman olarak bakarsak. 7 yaşında bu mal Ege bisiklet sürüyordu onun ve bir tane veletin akülü arabası arasında kalıp bacağımı yardığımda ağlamıştım. 

-Sen hala onu mu hatırlıyorsun?

-Unutur muyum Ege?

-Ama o gün ne ağlamıştın ya??

-Harbi amk ne veletmişim.

-Şey garip gelecek ama velet ne demek dedi. Finn arkadan. 

-Velet Türklere özgü aslında Arapçada çocuk anlamında Türkiye'de gerizekalı her boka ağlayan küçük çocuklara deniyor. En azından biz öyle kullanıyoruz.

-Tamam teşekkürler.

-Ne demek.

Biraz daha ilerledik. Düz bir alan bulduk.

-Hadi Berke kuralım. 

-Tamamdır. 

Louis oradan aşağılarcasına.

-Sen mi dedi sırıtarak.

-Noldu beğenemedin mi?

-Yooo izleyelim bakalım yapabilecek misin?

-İzle ve gör o zaman dedim.

10 dakika sonra kocaman çadırı tek başıma yapmıştım. Berke hala uğraşıyordu. Louis şaşırmıştı. 

-Berke?

-Efendim?

-Yardım ister misin?

-Yok dedi derken elindeki demir çubuğu da düşürdü.

-Emin misin? 

-Hayır...

-Peki dedim gülerek. Gittim yardım ettim. O çadırı da kurduk.

-Paslanmışsın be dedim.

-He valla unutmuşum çadır kurmayı.

-Her neyse. 

Louis'in iç ses

-Olm kızı çok hafife alıyorsun. Yapma. 

-Ne alaka olm daha önce çadır kurabilen bir kız mı gördün?

-Lan mal kız demedi mi "Ah yavruuumm sen daha bizi hiç tanımıyorsun. Biz öyle yok tırnağım kırıldı ağlıyım tipler değiliz." Noah'ya neden dinlemiyorsun salak?

-Haklısın. 

...

-Eeee Louis?

Birden toparlanır.

-Ne eeee?

-Yapar mıymışım? Yapamaz mıymışım?

-Yaparmışsın. Geri alıyorum sözümü.

-Bence de.

-Arda ne yapıyor orada tek başına?

-Bilmem. Elindeki deftere bir şeyler yazıyordur yine. Ya da çiziyordur.

-Dur ben bir bakayım.

-Tamam. 

...

-Arda? 

-Efendim bacım?

-Napıyorsun tek başına. 

-Hiiç öyle çizim yapıyordum.

-Öyle mi? Göstersene.

-Al dedi defterini uzattı. Gittim yanına oturdum.

Bakmaya başladım. 

-Güzel ama geliştirebilirsin gibi.

-Nasıl yapabilirim?

-Ben yardım ederim. Şu evdeki eşyalar gelsin. Boş bir oda vardı ya.

-Evet?

-Kilidi bende.

-Yani?

-Cidden bu kadar mal olamazsın. Neyse orayı resim atölyesi yaptım.

-Oha cidden mi?

-Sessiz ol. Duyacaklar.

-Tamam sustum.

 Neyse uzatmayalım. Bir sonraki bölümde evi göstereceğim.

Evi hatırlataym

Evi hatırlataym

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ev buydu. Şimdiki bölümde evi göstereceğim. Okumalık değil. 

-Alo Duru hanım mı?

-Evet?

-Güzel mobilyaları falan bırakacağız. Yola çıktık. ( Saat 4 bu arada akşamüstü)

-Tamam teşekkürler.

 -Gençler toplanın geri eve. Yarın getireceklermiş. 

-Ama yeni geldik.

-Tamam siz kalın ben eve gideceğim.

-Tamam eve dönünce ara o zaman. 

-Tamammmm.

Onlar o gün orada kalacaktı. Sonra arkamdan Sıla ve Arda'nın geldiğini gördüm. 

-Ooooo sizde mi geleceksiniz?

-Tabi ki seni yalnız bırakamazdık. 

-Yaaa <3

-<3


Louis Partridge- İçimdeki korku.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin