Bölüm 17

527 23 8
                                    

Louis Partridge ordaydı. Ama önemsemedim çok sonuçta buraya onun için gelmedik. Seyircilerin en önünde duruyorduk. Bu sırada kolumdaki alçının çıktığını sadece sargıya geçtiğimiz söylemek istedim. Onlar da önde oturuyordu. Üstümde böyle bir şey vardı.

 Üstümde böyle bir şey vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Maç başladı. Bizimkilerdeki yedekler yoktu. Şaşırdım. Hep olması gerekirdi ama yoktu. Korktuğumuz başımıza geldi. Biri sakatlandı. Hemen kalkıp kızın yanına gittim yardıma. Devam edip edilemeyeceği soruldu. Herkes bana bakıyordu biraz rahatsız olmuştum. Orda hakem

-Yedeğiniz yoksa oyuncu eksikliğinden direkt kaybetmiş sayılacaksınız dedi.

Sıla'nın takımı biraz üzülmüştü. 

-Yapacak bir şey yok 

Hakem tam ağzını açtı.

-HAYIR. VAR diye bağırdım.

Birden herkes bana baktı. 

-Voleybol geçmişim var ben gelebilirim. 

-Ama kolun?

-Alçı çıktı sıkıntı olmaz sargı var zaten üstüne kolluk takarsam sıkıntı olmaz.

-Sen bir tanesin dedi. Koştu sarıldı. 

-Hadi bırak bitirmemiz gereken bir maç var dedim. 

Koça dönüp

-Sıkıntı olmaz dimi koç?

-Vay... voleybol geçmişinin olduğunu söyledin sıkıntı olmaz. 

-Tamamdır dedim.

Sakatlanan kızdan kolluğunu ve dizliğini istedim. Hemen giydim. Saçımı yukarıdan topladım. Hemen oyuna girdim. Arka koruyucuda oynadım. Servisler bana ve Sıla'ya veriliyordu. 

Louis'in anlatımı

Özgüvenli bir kıza benziyor direkt oyuna girdiğine göre. Kız güzeldi aslında. Hızlıydı. Fiziği de güzeldi. Manken gibiydi resmen boyu kısaydı biraz. Bir de arkadaşı vardı yanında. Noah hep ona bakıyordu. O da güzeldi ama benim tipim değildi çok. Bir dakika ben ne düşünüyorum ya? Neyse bırak bu düşünceleri Louis.

Noah'nın anlatımı

Yeni giren kız ve biri arkadaş olmalı. Tek bakışla ne yapacaklarını söylüyorlardı. Yeni giren kız güzeldi. Ama egoist gibi görünüyordu biraz. Yani dışarıdan öyle. Ama yanındaki kız... Çok güzeldi, hırslıydı, ve samimi görünüyordu dışarıdan. Diğer kız Louis'in daha çok isteyebileceği bir tipti. Ama o kız adını bile bilmiyorum. Ama kafama takılacağı kesin. 

-Sıla hadi atarsın. 

Sıla attı. Oyun dönmeye başladı. Bizim takımdakiler yanlışlıkla topu çok uzağa attı. Saha dışına attılar. Hemen topa koştum. Son anda topa dokunup oyuna geri soktum topu. Koç arkamdan.

-AFFERİN KIZ! diye bağırdı. 

-NEY?! deyip güldüm. Oyuna geri döndüm. Maç sayısıydı. Kazanmamıza az kaldı. Servis bana verildi. Derin bir nefes aldım. Bizimkilerin "YAPABİLİRSİN" diye bağrışlarını duydum. Hakem düdüğü çaldı. Topu fırlatıp smaçı bastım. Oyun dönemeden oyun alanı ve dışı arasındaki çizginin iç kısmına dokundu. Biz şaşkındık. Herkes bize bakıyordu. Biz kol kola girmiş endişeli endişeli bekliyorduk. Hakem bizim takımın söylediğini söyleyince çok mutlu olduk. Kollarımızı birbirimizin omzuna atıp kutladık.


Louis Partridge- İçimdeki korku.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin