Bölüm 3

916 37 8
                                    

Akşam oldu. Berkelerin evine gittik. Berke'nin teyzesi onlarla yaşıyordu. Daha doğrusu teyzesiyle yaşıyordu. Ailesi çok geç geliyordu. O yüzden teyzesiyle yaşıyordu Berke. Zile bastı. Teyzesi açtı kapıyı. 

-Duruu canım benim napıyorsun uzun zaman oldu neden gelmiyorsun?

-Berke'ye baktım. Şarkılarla uğraşıyorum dedim. Nasıl söyleyebilirdim ki ona annem beni kontrol ediyor. Kerem denen piç beni dövüyor. Yalan söyledim. Sonra

-Haklısın senin işin de zor dedi.

-Ne yapalım katlanıyoruz dedim. Gözüm biraz dolar gibi oldu Berke fark etmiş olmalı ki hemen araya atlayıp.

-E o zaman uzun zamandır yapmadığımız şeyi yapıyoruz dedi. Hadi mortal kombata.

-Gülerek. Ama dalga geçme uzun zamandır oynamadım dedim.

-Tamam tamam gel dedi. 

Salona geçtik. Sarıldı. 

-Sen iyisin dimi dedi. Gözümü eliyle sildi. 

-Evet iyiyim. Sayende teşekkür ederim.

-Birde teşekkür mü ediyorsun. Yapılması gereken buydu.

Oynamaya başladık. Kaybediyordum. Oyunu saldı. 

-Ama salmaa eğlencesi kalmıyor o zaman.

-O zaman yenileceksin. 

-Ya boşver yeniliyim. Ama oyunu bok etme dedim.

-İyi peki dedi. Oyuna devam etti. Biraz daha zaman geçti. Biraz uykum geldi gibi. 

-Dur bekle dedi.

Odasına gidip kareli pijamalarından birini ve en sevdiğim oversize hoodiesini verdi.

-Hadi git değiştir üstünü.

-Tamam dedim. Hoodieyi giymeden koluma baktım. Daha da morarıyordu her geçen gün. Sonra geri döndüm. 

-Neden bu kadar uzun sürdü?

Gözümle kolumu işaret ettim. Geldi yanıma oturdu yavaşça kolumu açtı. 

Yüzünü buruşturdu sanki canı yanmış gibi buruşturdu. Çok kötü olmuş. 

-Bekle krem alıp geliyorum dedi.

-Tamam dedim.  

Louis Partridge- İçimdeki korku.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin