Akşam oldu. Berkelerin evine gittik. Berke'nin teyzesi onlarla yaşıyordu. Daha doğrusu teyzesiyle yaşıyordu. Ailesi çok geç geliyordu. O yüzden teyzesiyle yaşıyordu Berke. Zile bastı. Teyzesi açtı kapıyı.
-Duruu canım benim napıyorsun uzun zaman oldu neden gelmiyorsun?
-Berke'ye baktım. Şarkılarla uğraşıyorum dedim. Nasıl söyleyebilirdim ki ona annem beni kontrol ediyor. Kerem denen piç beni dövüyor. Yalan söyledim. Sonra
-Haklısın senin işin de zor dedi.
-Ne yapalım katlanıyoruz dedim. Gözüm biraz dolar gibi oldu Berke fark etmiş olmalı ki hemen araya atlayıp.
-E o zaman uzun zamandır yapmadığımız şeyi yapıyoruz dedi. Hadi mortal kombata.
-Gülerek. Ama dalga geçme uzun zamandır oynamadım dedim.
-Tamam tamam gel dedi.
Salona geçtik. Sarıldı.
-Sen iyisin dimi dedi. Gözümü eliyle sildi.
-Evet iyiyim. Sayende teşekkür ederim.
-Birde teşekkür mü ediyorsun. Yapılması gereken buydu.
Oynamaya başladık. Kaybediyordum. Oyunu saldı.
-Ama salmaa eğlencesi kalmıyor o zaman.
-O zaman yenileceksin.
-Ya boşver yeniliyim. Ama oyunu bok etme dedim.
-İyi peki dedi. Oyuna devam etti. Biraz daha zaman geçti. Biraz uykum geldi gibi.
-Dur bekle dedi.
Odasına gidip kareli pijamalarından birini ve en sevdiğim oversize hoodiesini verdi.
-Hadi git değiştir üstünü.
-Tamam dedim. Hoodieyi giymeden koluma baktım. Daha da morarıyordu her geçen gün. Sonra geri döndüm.
-Neden bu kadar uzun sürdü?
Gözümle kolumu işaret ettim. Geldi yanıma oturdu yavaşça kolumu açtı.
Yüzünü buruşturdu sanki canı yanmış gibi buruşturdu. Çok kötü olmuş.
-Bekle krem alıp geliyorum dedi.
-Tamam dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Louis Partridge- İçimdeki korku.
De Todo10 yaşındaydım babam bizi terk ettiğinde. O günden beri annem hayatımı kontrol ediyordu. Kendimi özgür hissedebildiğim tek yer yazlığım ve arkadaş çevremdi. Annem her şeyime karışırdı. Sevgilimi kendisi zorla seçerdi. O kişiyle olmam için zorlardı...