Bölüm 25: Eğlence

1.2K 192 149
                                    

Ryujin'den

Gölzerimi yumuşak bir zeminde huzurlu bir şekilde açınca hızla toparlanmış ve bakınmıştım. Tamam, bu garipti çünkü Changbin'in odasında naylon kaldırılmış yatağın üzerindeydim ve üzerimdede battaniye vardı.

Iki ihtimal vardı, ya buraya beni çatıda uyuya kaldıktan sonra Changbin getirmişti ya da dün gece benim zihnimin bir hayal ürunüydü ve burada uyuya kalmıştım. Şizofren olmadığımı umarak yattığım yerden doğrulup odadan çıktım. Herkes bir tarafa dağılmış uyuklarken koltuktan kolu sarkan Seungmin'in bileğindeki mekanik saate baktım.

Saat sabahın körüydü ve ben ortalıkta geziniyordum. Yine...

Oldum olası sabah ayazından nefret eden ben, can sıkıntısından çatıya çıktım.

Chaeryeong'dan

Bacağımdaki baskı ile gözlerimi hızla açtığımda ayakta dikiliverdim. Jisung bir kolunu bacağıma sarmış suratı koltuğa dayalı bir şekilde uyuyordu. Ahtapot gibiydi yahu.

Bacağımı çekmeye çalıştıkça daha sıkı tutuyordu. En sonunda etine bir cimcik atmış ve çığlıklar içinde uyanmasını sağlamıştım.

"NİYE CİMCİKLEDİN BENİ?!"

Elimi ağzına götürüp susmasını işaret ettim.
"Sussana gerizekalı herkes uyuyor."

Kafasını sallayıp elimi çekmem için homurdandı.
"Şimdi, niye cimcikledin beni!"

Bu sefer fısıldıyordu.
"Bacağımı bırakmadın çünkü"

Daha sonra tekrar bileğimin hemen üstındeki eline bakıp hızla çekti. E biz avanak yine yapacak birşey bulamayıp uno oynamaya başladık. Sessizce...

Chan'dan

Sabah Jisung ve Chaeryeong çığlık çığlığa hile yaptın tartışması ile birlikte bizide uyandırınca onları azalarma işini Minho'ya devredip mutfağa ilerledim. Minho arkamdan Jisung'un ensesine yapıştırırken gözüm çoktan uyanmış olan mutfakta yiyecek içecek sayımı yapan Jisu'ya takılmıştı. Gerçekten tam bir abla gibiydi ve ne zaman nerede nasıl davranacağını biliyordu.

Kızları tek başına asla bırakmıyor ve destek çıkıyordu. Banada çok yardımcı oluyordu. Yanıma gelen Felix'i bile farketmemiştim.
"Kızımı gözetliyorsun hyung?!"

Hınzır bir ifade ile bakınca amacını anlamıştım. Surat ifadesi çok sinir bozucuydu yahu.
"Yok öyle birşey."

Elimi hayır anlamında salladım. Tekrat gülümsemiş ve gözlerini kısıp üzerime dikmişti.
"Sesleneyim mi kıza? Tutuşturayım mı götünü?"

Hemen ağzına elimi kapatıp en ciddi ifadem ile baktım. Bu çocuk iyice patavatsız olmaya başlamıştı. O bana hala gülerken asla durmayacağını anlayıp geri salona gittim. Tamam belki biraz hoşlanıyor olabilirdim, ama böyle bir durumda ne onu ne de kendimi çıkmaza sokmak istemiyordum. Hem onun beni sevip sevmediği bile belli değildi.

Yeji
Hyunjin'in başına çökmüş, uzamış siyah saçlarının bir tutarını örmek için çaba sarf ederken elimden kurtulmak için her türlü yolu deniyordu. Ama benim ismimde Yeji ise o saçı örerdim ben! Pamuk gibiydi saçları...

Bir anlığına gözüm eve yeni giren Ryujin'e takılmıştı ama kafasına asıldığı Hyunjin bağırınca tüm dikkatim onun üstünde çullanmıştı.
"KIZIM BIRAKSANA SAÇIMI, NE GÜÇ VARMIŞ SENDE BE!"

Kollarımı hala çekiştirirken bende konuştum.
"SENDE NE İNAÇIYMIŞSIN BE! ALT TARAFI ÖRECEĞİM, HEM BEĞENMEZSEN AÇARSIN!"

En sonunda pes edip ayaklarımın dibine çökünce ön taraftaki saçlarının örmüş ve küçük ipler ile bağlamıştım. Son günlerde kafasından çıkarmadığı siyah bandanayıda takınca tam olmuştu.

RISING| SKZ × ITZY (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin