Bölüm 3: Silah

2.5K 390 153
                                    

Yeji endişeyle içeri koşmuş ve kızları uyandırmaya başlamıştı. Ben anlamaz ve korku dolu bir şekilde konuşmuştum.

"Ben hala birşey anlamadım?!"

Kızlar uykulu gözlerle bana bakarken Yeji açıklama yapmıştı.
"Yağmacılar şehir şehir gezen insanları öldüren ve yiyeceklerini alan bir isyan grubu. Eğer bizi bulurlarsa ölürüz."

Korkuyla ağzım açıldığında Jisu yorganı üzerinden atmış ve hızla ayağa kalkmıştı.
"Chaeryeong ve Ryujin siz çantalara eşyaları doldurun. Yuna sen gözcülük yap ve bize haber ver. Zaman kazanmamız lazım."

Chaeryeong hızla kafasını sallamış ve odadan çıkmıştı. Bende onu takip ettim. Koridordan geçip küçük bir odaya varmıştık.
İçerisi konserve yemek su ve araç gereçler ile doluydu. Chaeryeong yan tarafta duran kamp çantalarını almış ve içlerini doldurmaya başlamıştı. Bende yanına çökmüş ve yardım etmiştim. Soru soracak durumda değildim çünkü Yeji gayet tatmin edici bir açıklama yapmıştı.

Çantaları hazırlamıştık, dört tane kocaman ağır kamp çantası vardı. Chaeryeong'a beklemesini söyleyip koridordaki çantamı koşup aldım. Küçüktü ama daha fazla malzeme taşıyabilirdik. Çantanın içindeki eşyaları küçük ceplere doldurmuş ve içine yemek su koymuştum. Polis arabasında bulduğum silahı elime almış ve çantayı sırtlamıştım. Kamp çantalarından birini elime almış ve Chaeryeong'a bakmıştım. Elimdeki silaha şaşkınlıkla bakıyordu.

"Buraya gelirken polis arabasında buldum. Ama kullanmayı bile bilmiyorum korkma."

Chaeryeong kafasını sallamış çantaları almıştı. Koridordan geçerken kabanımı ve dikenli sopamı almıştım. Yuna elinde dürbünle dışarıyı izliyordu. Sonrada bağırmıştı.

"Şehre girdiler!"

Hızlı bir şekilde soluklanmaya başlamıştım. Yeji ve Jisu en sonunda koşarak odaya girmişlerdi.

"Çabuk olun ilk bakacakları yer muhtemel burası. Yangın merdivenini açtık. Herkes duraksamadan ormana koşuyor anlaşıldımı!"

Jisu soluklanırken ciddi bir şekilde konuşmuştu. Ben kafamı sallayınca elimdeki çantayı almıştı. Diğer elimdeki silahı görünce duraksamıştı. Bu sefer ben değil Chaeryeong açıklamıştı beni. Yuna Çantalardan birisini almış ve koşmaya başlamıştı. Yeji' de aynı şeyi yapınca bende onları takip etmeye koyulmuştum. Içeri girdiğimiz kapıdan çıkmış ve geldiğimiz tarafın zıttı yöne doğru sessizce ilerlemiştik. Bağırış sesleri gelmeye başlayınca içimdeki korku tanecikleri gözümde iyice büyümüştü. Erkek sesleri binanın içinde yankılanırken kırmızı bir kapının önünde durmuştuk. Yeji sessizce kapıyı açmış ve tutmuştu. Kızlar teker teker geçmişti. En sona ben kalmıştım. Tam geçeceğim sırada arkamdan kalın 'hey!'
Sesiyle korkuyla yerimde çakılı kalmıştım.
"Sen küçük kız arkanı dön! Hemen!"

Adam bağırırken kapıyı tutan Yeji'ye bakmış ve saklanmasını fısıldamıştım. Kapının arkasına geçmişti. Ben yavaşça arkamı dönerken adamın elindeki silahı gördüğümde gözlerimi belertmiştim. Uzun sakalları kafasındaki bandaj ve elindeki pompalı ile çok korkunç gözüküyordu. Eğer birşey yapmazsam kızlarıda bulup öldürebilirlerdi. Ben titrek nefesim ile adama bakarken adam yanıma yaklaşmıştı. Bana kısa bir bakış atmış ve çantayı açmaya çalışmıştı. İzin vermemiş ve geri çekilmiştim. Sanırım sinirlendirmiştim.

Büyük kaslı elini boynuma doladığında nefes alamaz olmuştum. Bir elim koluna gitmişti. Nefes alamazken doğru düzgün düşünememiştim. Ama elimdeki silahı hatırlayınca gözlerim kapanmaya başlamıştı. Zorlukla kolumu kaldırmış ve tetiği çekmiştim. Adam yere yığıldığında derin nefesler almaya başlamıştım. Silah sesi bütün binada yankılanmıştı. Bağırış sesleri iyice yaklaşırken kapının arkasında ki Yeji beni çantamdan çekmiş ve kapıyı kapatmıştı. Chaeryeong bana bakarken konuşmuştu.

RISING| SKZ × ITZY (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin