Bölüm 3

53 21 59
                                    

İstanbul havalimanından North Las Vegas Airport'a iniş yaparken İdil, manzaranın keyfini çıkarıyordu. Amerika'ya ilk defa gelmemişti ama buna rağmen içinde büyük bir heyecan vardı. Uçak iniş yaptığında ilk işi ailesine vardığını bildirmek oldu. Bir yerde soluklanıp yemek yedi ve ardından otel lobisinde tanıştığı personel müdürünü aradı.

"Merhaba Bay Anderson. Las Vegas'a an itibariyle iniş yaptım. Laboratuvara gelmem için sizin bana adres vermeniz lazım. Nereye geleyim?"

"Bayan Biret, laboratuvara en yakın kasaba olan Indian Springs'e geçiş yapın ben sizi oradan alacağım. Herhangi bir taksici sizi oraya götürebilir." Bay Anderson'un İngilizce aksanı fazla anlaşılmıyordu. İdil onu güçlükle anlayabilmişti.

"Pekala şimdi bir taksi bulmalıyım." Havaalanının önünde güçlükle bulduğu taksiye binen İdil derin bir nefes aldı, rahatlamıştı. Taksiciye gideceği adresi söyledi ve daha 60 km yolları olduğunu öğrendi. İçinden şehirden uzak bir yer olmalı diye düşündü. Yol esnasında bol bol şekerleme yapma ve müzik dinleme vaktine sahip olmuştu. Nihayet denilen kasabaya ulaşmıştılar.

"Çok teşekkürler bayım. Ücret ne kadar tuttu?" 

"Ücretiniz ödendi."

"Kim tarafından?"

"Merhaba İdil Hanım. Sizi burada görmek ne güzel. Hoş geldiniz." Personel müdürü Bay Anderson birden belirip taksinin içindeki İdil'e elini uzattı, tokalaştılar ve akabinde  İdil'in çantalarını taşımak için yardım etti.

"Hoş buldum. Teşekkürler. Buraya kadar saatlerce geldim ve hala ortada bir laboratuvar veya ona benzeyen bir şey göremiyorum." Çevresine bakan İdil sadece küçük bir kasaba ve bitki olmayan çöl bir ortam görüyordu. Nevada eyaleti böyle bir yer demek ki, diye düşündü.

"Çünkü laboratuvar 60 km uzağımızda." İdil, biraz şaşırmaya başlamıştı.

"Yani yine önümüzde 2 buçuk saatlik yol var, öyle mi?"

"Herkese 2 buçuk saat olabilir ama bize 10 dakika." Bay Anderson göz kırpmıştı.

Güneşteki GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin