YEDİ

450 45 22
                                    

Sergi biteli neredeyse bir ay olmuştu. Bugün duruşma vardı. Anne ve babam birkaç gün önce tamamen boşanmışlardı. Bugün velayet davası vardı. Anne ve babamla anlaşmıştık. Okumamı istedikleri üniversite bu şehirde olduğu için ve babam burada yaşamaya devam edeceği için babamla kalacaktım. Annem şu anki projesi bittikten sonra terfi alacaktı ve çalıştığı şirketin başka bir şehirdeki ana merkezine gidecekti. Annem gidene kadar hafta içi onunla, hafta sonu babamla kalacaktım. Annem gidince babamla kalacaktım ve tatillerde annemin yanına gidecektim. Bence makul bir anlaşmaydı. Sadece annem gittikten sonra onu çokça özleyecektim.

"Meral ŞER ve Bekir KARASU. Duruşma başlıyor." önünde beklediğimiz kapıdan biri çıkıp seslendi. Üçümüz de seslenen kişinin ardından içeri girdik. Annem ve babamın avukatları buradaydı. Anlaştıkları için tıpkı boşanma davasının son duruşması gibi kolay geçeceğini söylemişlerdi.

***

Duruşma avukatların söylediği gibi kolayca geçti. Duruşma salonundan çıkınca babamla vedalaştık ve annemle birlikte eve gittik. Bugün okul vardı ama izinliydim.

Babam şu anki ailesinin yanına taşınmıştı. Yakınlarını davet ettikleri bir nikahla geçen hafta evlenmişlerdi. Ben de gitmiştim. Kardeşimle birlikte nikahlarına katılmıştık. Gelecekte kardeşime göstermek için bolca fotoğraf çekmiştim. O gün kardeşim oldukça mutlu olduğu için gülerken bolca fotoğrafımızı çekmekten geri durmamıştım. İleride bir gün kardeşimin kendini veya annesini suçlamasını istemezdim, bizim ailemiz dağıldığı için. Babam ve annesinin evlenmesinden mutlu olduğumu göstermekten çekinmeyecektim.

Eve gelince annemle odalarımıza dağıldık. Çalışma odama gittim. Odamın yanındaki misafir odasını benim için atölyeye dönüştürmüştük. AKPINAR üniversitesine gideceğim için normal çalışmalar yapmaya alışmak için bolca çalışma yapıyordum.

O üniversiteyi annem bulmuştu ve benim yerime başvurmuştu. Birkaç çizimimi yollamış ve onların ilgisini çekmişim. Yaptığım tablonun sergi için olduğu yalanmış, eğer çalışmamı görmek için geleceklerini bilseydim utanacağım için Mustafa hoca ve annem bana bir çeşit oyun oynamışlardı. Sonuç olarak çalışmalarım çok beğenilmişti ve %100 burslu kabul edilmiştim. Annem nasıl bir okul olduğunu anlatmıştı. Bir çeşit özel güzel sanatlar üniversitesi olsalar da aslında benim gibi ilginç yetenekleri burslu olarak toplayan bir kurumdu. Onlara başvuran ya da kendi keşfettikleri ilginç yetenekleri alıyor ve büyük bir sanatçıya dönüştürerek mezun ediyorlardı.

Şimdi ise atölye olmuş odada, odanın ortasına uzanıp ne yapmak istediğime karar vermeye çalışıyordum. Aklıma birşey gelmiyordu. En sonunda pes edip ayağa kalktım ve kenardaki radyoyu açtım. En son kaldığım yayın kanalında bir şarkı vardı. Şarkıyı sonuna kadar dinledikten sonra radyoyu kapattım ve dilime dolanmış şarkıyı mırıldanarak bana hissettirdiği hislerle aklımda bir şeyler canlandırdım. Aklıma bir şey yerleşmediği zamanlarda bu şekilde kendi kendime bir şeyleri yerleştiriyordum. Çizimlerim genelde hislerim üzerine kurulu oldukları için bu yöntem işe yarıyordu.

***

Ne zaman olduğunu bilmediğim bir sırada odanın kapısı açıldı ve kapandı. Bir süre fırça sesine ve benim nefes seslerime annemin nefes sesleri eşlik etti. Dikkatimin dağılmasına izin vermeden kesintisiz bir şekilde tabloyu boyamaya devam ettim. Karakalemde oldukça iyi olduğum için boyamada gelişmeye çalışıyordum. Uzmanlık ve ilgi alanım olmadığı için dikkatim daha kolay dağılabiliyordu. Bu yüzden boyamam dışında hiçbir şey düşünmüyordum çalışırken. Genelde dikkatim dağıldığı an aklımda canlandırdığım şey gittiği için gerekirse uyumadan bitiriyordum. Odanın içinde birkaç tane dikkatim dağıldığı için yarım kalmış tablo vardı. Birkaç tane de hiç ara vermeden bitirmeyi başardıklarım vardı.

***

En sonunda bittiğinde fırçayı yandaki masaya bıraktım. Ellerimi önlüğüme gelişi güzel silip bir iki adım geri çekildim ve tabloya baktım.

Bir mahkeme salonu boyamıştım. Tam ortasında hakim cübbesiyle o vardı. Sanırım hayatım boyunca çizdiğim veya boyadığım her şeyde bir yeri olacaktı. Onu bir yerlere eklemeden yapamıyordum. Aklımda ne canlanıyorsa ellerimin onu çizmesine izin verdiğim için ve o da hep aklımda olduğu için hep bir yerlerde o da oluyordu.

Düşünmeyi bırakıp arkamı dönüp baktım. Annem beni izlerken oturmak için koyduğu sandalyesinde uyukluyordu. Önlüğümü çıkarıp ellerimi yıkadım. Derin bir nefes alıp annemi yavaşça prenses stili kucağıma aldım. Yatağına yatırıp üzerindeki hırkasını çıkardım ve üzerine örtüp odasından çıktım. Pijamalarıyla duruyordu. Muhtemelen yemek de yemişti bu yüzden uyandırmama gerek yoktu. Saat de çok geç olmuştu.

Aşağı kata inip mutfağa girdiğimde masada benim için hazırlanmış bir tabak yemek buldum. Yanında bir de not vardı. Tahmin ettiğim gibi annem yemeğini yemişti ve benim de yememi tembih etmişti notta. Onu dinleyip çok açlık hissetmesem de hazırladığı yemeği yedim. Sonrasında uyumak için hazırlandım ve uyudum.

***

Ya şimdi resim tecrübem var ama daha çok amatörce. Bu yüzden profesyonel olarak nasıl çalışılır veya kullandıkları terimler neler tam bilmiyorum. Yanlışlarım olursa mazur görün lütfen. Haber verirseniz de düzeltebilirim.

Bu bölümü bayağıdır düzeltmeye çalışıyorum. Ya tam düzeltirken birşey çıkıyor yarım bırakıyordum ya da uygulama değişikliği kaydetmiyordu. Sonunda yaptım ve yayımladım.

Başak hakkında görüşleriniz neler?

Başak'ın annesi Meral Hanım hakkında görüşleriniz neler?

Başak'ın babası Bekir Bey hakkında görüşleriniz neler?

Şahsen ben ikisini de seviyorum. Gayet medeni insanlar. Anlayışlılar da.

Dilek ve şikayet bölümü.☞

Seveyrum sizi sağlıcakla kalın ❤️❤️

***

Art Of Love    {BXB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin