Sakin bir kahvaltıdan sonra yatağa geri döndük. Yorganın altına girip yatağın karşısındaki duvara monte edilmiş televizyonu açtık. Güzel bir film seçip izlemeye koyulduk. Ben oturup sırtımı yatak başlığına dayamıştım ve Siren de önüme oturup sırtını göğsüme yaslamıştı. Kollarımı beline sarmıştım ama sadece sarılmak yetmiyordu. Arada eğilip boynundan derin bir nefes alıp öpücük konduruyordum. Ben böyle yapınca o kafasını çevirip minik bir öpücük veriyordu. Filmin dokunaklı sahnelerinde kollarımın arasında iyice küçülüp dudaklarını büzüyordu. Heyecanlı sahnelerde ise hafifçe ileri eğiliyordu. Ben de onunla eğiliyordum. Ben böyle yapınca gülerek yanağıma öpücük kondurup izlemeye devam ediyordu. Bir karaktere sinirlenince kaşlarını çatıp bana dönüyor ve televizyonu işaret ederken karakter hakkında söyleniyordu. O böyle sinirlendiğinde büzülen dudaklarını öpmek istiyordum ama kendimi tutuyordum çünkü cidden sinirli oluyordu. Aslında öpsem kızmazdı, hatta hemen gülümser o da geri öperdi.
İki saatin sonunda film bittiğinde Siren bayılma taklidi yaparak kollarıma yığıldı. Kıkırdayarak boynuna hafif bir öpücük kondurdum. Gülerek kafasını geri kaldırdı.
"O gözlüklü erkek o kadar sinir bozucuydu ki bir an televizyona dalıp onu dövesim geldi. Ne o öyle? Salak salak espri adı altında laf sokmaya çalışmalar. Kabullen artık kız seni sevmiyor ki sevilecek bir yanın da yok ya." Siren hemen kaşlarını çatarak söylendi. Bahsettiği karakter hakkında hiçbir fikrim olmasa da kaşlarımı çatıp kafamı sallayarak onu onayladım. Gülerek alnıma hafifçe vurdu.
"Başak sen filmi izledin mi? Gözlüklü bir erkek değildi bunları yapan." Siren gülerek konuştu. Bir yandan da yanaklarımla oynuyordu.
"Seni izlemek daha güzel." yanaklarımı çekiştirdiği için peltek bir şekilde konuştum. Gülerek yanaklarımı bıraktı. Önce iki yanağıma da öpücük kondurdu. Sonra dudağımı öpüp hemen geri çekildi. Çok küçük bir öpücük olduğu için üzüleceğim sırada yeniden uzandı dudaklarıma. Bu sefer dudakları uzunca bekledi dudaklarımın üzerinde. En sonunda öpücüğü yönetmemi istediğini anlayıp yavaşça üst dudağını kavradım. O da alt dudağımı kavradı. Ben hafifçe üst dudağını emince o da alt dudağımı emdi. Hafifçe ayrılıp dilini dilime dolayarak ağzımın içine çektim. Mırıldanarak diliyle ağzımın içini turladı ve geri çekildi. Nefes nefese yüzüme baktı. Hafifçe gülerek alnına öpücük kondurdum ve boynuna eğildim. Kafamı omzuna koyup boynunda soluklanmaya devam ettim. O da kafasını kafamın üstüne yatırdı.
Bir süre sonra kafasını kaldırdı. Alttan bir şekilde yüzüne baktım. Her açıdan bir sanat eseri gibi görünüyordu. Bedeninin her bir milimetresi ayrı bir sanat eseriydi ve ben bir sanatçı olarak bu sanat eserinin değerini bilmeliydim. Güzelliği bende sonsuza kadar onu cam bir kavanoza koyup saklamak isteği uyandırıyordu ama yapamazdım. O özgür hayatında daha güzeldi.
Uzun süre çok dikkatli ve hayran bir şekilde bakmış olacağım ki Siren'in yüzünde şirin bir gülümseme oluşmuştu. Gözlerinin içinde ise daha büyük, daha şirin bir gülümseme vardı.
"Seni seviyorum." bir anda kafamı kaldırıp konuştum. Dudaklarına hafif bir öpücük kondurup geri çekildiğimde hemen kocaman gülümsedi.
"Seni çok seviyorum." ezgili sesiyle beni sonsuza kadar yaşatacak üç sözcüğü söyledi. Dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı eğdim, dolan gözlerimi saklamak amacıyla. Siren hemen endişeli bir şekilde kafamı kaldırmaya çalıştı. Dolu gözlerimle gözlerine baktım. Hemen dudakları büzüldü. Beni kolları arasına çekip sıkıca sarıldı. Hafifçe iç çekerek kollarımı daha sıkı bir şekilde beline sardım. Yüzümü omzuna bastırıp bir kez daha iç çektim.
Kısa bir süre sonra kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Dudaklarını büzerek baktı. Hafifçe gülümsedim. O da karşılık olarak gülümsedi. Hislerim ilk görüşte oluşmamıştı. Lise boyunca, dört yılda gelişmişti. Onun hisleri de o sürede gelişmişti. Ben onu izliyordum ama o da beni izliyordu. Lise boyunca birbirimizi izlemiştik. Basit bir aşk değildi bizimkisi. Yıllar içinde gelişen bir sevgiydi.
***
Bölüm çok kısa biliyorum ama daha da uzatamıyorum. Hem sevgilerini bölmek de pek içimden gelmiyor. O kadar güzel seviyorlar ki ಥ‿ಥ
Ve evet sonunda yazmaya geri dönmeyi başardım. Yavaş yavaş her kitabıma bölüm yazıyorum. Çok mutluyum.( /^ω^)/♪♪
Dilek ve şikayet bölümü☞
Seviyorum sizi sağlıcakla kalın ❤️❤️
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Art Of Love {BXB}
Novela JuvenilBaşak, ilginç bir resim yeteneğine sahipti. Aklına yerleşen bir şeyi çizmeden duramıyordu. Siren ise son zamanlarda aklından çıkmayan kişiydi. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Art Of Love" İngilizce'de "Aşk Sanatı" anlamına gelir.