BİR

1.3K 59 37
                                    

Göğe dönük yüzü ve iki yanında açılmış kolları ve yüzü gibi göğe bakan elleriyle öylece duruyordu. Sanki bir şeyler bekliyormuş gibiydi. Duruşu sıradan olsa da ondan kasvetli bir izlenim almadan edemiyordum. Öylece dursa ve kasvetli bir izlenim verse bile hala görkemliydi. Zaten onda ilk dikkatimi çeken kasvetli ve görkemli haliydi ya. Bu haliyle merakımı cezbetmiş, beni peşine takmıştı.

Yavaşça yere inen elleriyle birlikte yağmur damlaları da yere inmeye başladı. Şaşırarak kafamı kaldırıp bulutlu gökyüzüne baktım. Yağmur sağanağa dönüştüğünde bir an kaçma iç güdüsüyle oturduğum banktan kalktım ama sakin halini görünce geri oturdum. Yağmuru da her şey gibi olduğu haliyle kabul ediyordu. Acaba ona gitsem beni de olduğum halimle kabul eder miydi? Tek nefret ettiği varlığı da olduğu gibi kabul eder miydi? Onun bu sükunetli yapısına zarar olan beni olduğum gibi kabul eder miydi? İnsanlardan her zaman nefret ederdi. Birilerinden duymuştum; insanlar kabul edilemeyecek kadar zararlı varlıklardı ona göre. Bence bu söylenti doğru değildi. Onun kadar kabul edici biri neden insanlardan nefret etsin ki? Yine de korkumdan ona yaklaşamıyordum.

Derin bir nefes alıp ben de onun gibi gözlerimi kapatıp yüzümü göğe döndüm. Gerçekten huzur veriyordu. Zayıf bağışıklık sistemim yüzünden hemen hasta olacağımı bilsem de böyle durmak huzur veriyordu. Onu izlediğim ve taklit ettiğim her bir an huzur vericiydi. İç huzura ulaşmış diyorlardı onun hakkında. Gerçekten iç huzura ulaşmış gibi bir hali vardı.

Ayak sesleri duyunca gözlerimi açıp sesin geldiği yöne baktım. Ayağa kalkmış yürüyordu. Hafif adımları vardı. Duruşu kasvetli bir izlenim verse de huzurlu olduğunu anlayabiliyordum.

Bir dakika... O bana doğru mu yürüyor?

Telaşla etrafıma bakınıp kaçma yolu aradım. Sonra kaçarsam üzüleceği veya ayıp olacağı aklıma geldi sakince oturmaya devam ettim. Gergin hissediyordum. Adımları gittikçe yaklaşıyordu ve tam karşımdan geliyordu.

En sonunda karşıma geldi. Kısa bir süre karşımda dikilip kendini yanıma bıraktı. Sanki yorulmuş gibi kendini banka bırakmıştı. Kafasını bankın arkasına yaslayıp gözlerini kapatmıştı ve yağmurun yüzüne akmasına izin veriyordu. Biraz yorgun, biraz da rahat duruyordu. Her zaman aldığım kasvetli izlenimi alamıyordum. Sıradan bir insan gibi duruyordu yakından, biraz da sakin ve huzurlu. Benim gibi sıradan bir lise son öğrencisi gibiydi.

Bir süredir izlediğimi fark edince gözlerimi kocaman açıp önüme döndüm. Kafamı eğip ayaklarıma baktım. Soğuktan kızardığına emin olduğum yanaklarım yanmaya başladığında şimdi de utançtan kızardıklarını anladım. Sonra bir anda hapşurdum. Ard arda birkaç kez hapşurduğumda arkamdan gülme sesi geldi. Şokla gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Sessiz sessiz bana bakarak gülüyordu. Gülerek ayağa kalkıp ıslak saçlarımı karıştırdı ve arkasını dönüp gitti.

Yavaşça ellerimi saçlarıma çıkarıp saçlarıma dokundum. Ardından sessizce gülüp ellerimi indirdim ve ayağa kalktım. Mutlulukla rastgele bir melodi uydurup mırıldanarak hoplaya zıplaya ilerlemeye başladım.

Art Of Love    {BXB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin