ON ALTI

237 32 12
                                    

"Gençler, siz hâlâ burada mısınız?" Rasim Bey kafasını kapıdan uzatıp sordu. Siren yavaşça benden uzaklaştı ve kafasını sallayarak onayladı.

"Evet, efendim. İşimiz yeni bitti." ben de Siren ile birlikte çantamı alırken konuştum. Çantalarımızı aldıktan sonra kapıya doğru yürüdük.

"Öyleyse gel seni de eve bırakalım, damad- aman oğlum." Rasim Bey gülerek konuştu ve kolunu omzuma attı. Gülümsemeye çalışarak kafamı salladım. Utanmıyorum diye düşünmüştüm ama o şimdi tamamen yalan olmuştu. Rasim Bey gelince utanma sınırlarımı zorlamaya başlamıştım ve kafam yanıyordu.

"Aman oğlum, ne kızardın bu kadar? Yabancı mıyız sanki?" Rasim Bey kahkaha atıp konuştu. Titrek bir nefes alıp hafifçe gülümsedim. Galiba diline düşmüştüm.

"Baba." Siren yavaşça uyarır bir şekilde seslendi. Rasim Bey gülümseyerek onun yanına gidip onunla uğraşmaya başladı. Acaba bir gün ben de babamla onlar gibi olabilir miydim? Babam eskisinden daha sıcak davransa da hâlâ önyargılıydı. Sanırım Selin abla var olduğu sürece daha iyi olmamız mümkündü.

"Geride kalma, oğlum." Rasim Bey diğer kolunu da benim omzuma atıp konuştu. Şimdi ikimiz de Rasim Bey'in kolları altındaydık. Rasim Bey'in bizimle uğraşmaları eşliğinde arabaya, oradan da benim evime ulaştık. Minnettar ve oldukça utanmış bir şekilde teşekkür etmiştim. Bir de bununla da uğraşmıştı. En sonunda Siren'in uyarması ile beni rahat bırakmıştı. Ben de kaçarak eve girmiştim.

"Başak! Sen misin?" montumu çıkarırken Selin ablanın seslenişini duydum. Montumu asıp salona geçtim. Selin abla beni görünce kocaman gülümseyerek yanına çağırdı.

"Bugün bir şey mi oldu? Çok geç geldin." endişesini gizlemeye çalışmadan sordu. Gülümseyerek bacaklarıma tırmanmaya çalışan Aylin'i kucağıma aldım ve başladım anlatmaya.

Anlatmayı bitirdiğimde Selin abla yine feels krizlerinden birini geçiriyordu. Gülerek ağlamaya başlamış Aylin'i kucağımda yatar hale getirdim. Yavaş yavaş yerimde sallanarak Aylin'i de kollarımda sallamaya başladım.

"Siz... Siz çok ileri bir seviyesiniz." Selin abla kısaca konuşup yeniden feels geçirmeye başladı.

"Aylin'i uyutmaya çalışıyorum. Lütfen biraz daha sessiz ol, Selin abla." sessizce ikaz eder bir şekilde konuştum. Selin abla ağzına fermuar çekip krizine devam etti. Koltukta ters dönmüştü. Birazdan da yere düşerdi zaten. Kafamı iki yana sallayıp Aylin'e ninni söylemeye başladım.

Hareketliliğin kesildiğini fark edince Selin ablaya baktım. Dikkatlice beni dinliyordu. Hafifçe gülümseyerek ninni söylemeye devam ettim. Ninni söylerken her şeyi bırakıp beni dinlemesine artık alışmıştım. Sesimin ninni söylerken ve sakin bir şekilde konuşurken çok güzel olduğunu söylüyordu. İnanmak zor gelse de Selin ablanın dürüstlüğüne ve açık sözlülüğüne güveniyordum.

En sonunda Aylin uyuyunca yavaşça salonda bulunan beşiğine yatırdım. Beşiğini kendi kendine sallanacağı şekilde ayarlayıp geri çekildim. Selin abla ters bir şekilde yattığı yerden huzurlu bir şekilde beni izliyordu.

"Neredeyse ben de uyuyacağım." Selin abla sessizce konuştu. Hafifçe güldüm. Yanına gidip omuzlarından tuttum. Çevirip düzgünce oturmasına yardım ettim. Hafifçe gülerek belime sarıldı.

"Oyy, kendi çocuğum gibi seviyorum seni." sırtımı patpatlayarak konuştu.

"Gurur duyuyorum seninle." gülümseyerek bana bakıp konuştu. Ben de gülümseyerek sarılışına karşılık verdim. Kafasını karnıma yaslayıp bir süre öylece durdu.

Kapı zili çaldığında ayrıldık. Kapıya gidip kapıyı açtım. Babam gelmişti. Hafifçe gülümseyip geri çekildim ve odama geçtim.

"Başak. Sen açsan ye, ablacığım. Baban iş yemeğinden geliyor, ben de Aylin'le birlikte yemiştim." Selin abla odanın açık kapısından kafasını uzatıp konuştu. Telefonumu kapatıp kafamı salladım. Hafifçe gülümsedikten sonra ayrıldı. Ayağa kalkıp odamın kapısını kapattım. Kıyafetlerimi çıkarıp rahat bir şeyler giydim. Telefonumu da alıp odamdan çıktım ve mutfağa geçtim. Telefonumu masanın üstüne bırakıp buzdolabına bakmaya başladım. Böyle boş boş bakarak yiyecek bir şeyler aramak güzeldi.

En sonunda yiyecek bir şeyler bulup buzdolabını kapattığımda telefonuma mesaj bildirimi geldi. Hafifçe omuz silkip elimdeki malzemeleri tezgaha bırakıp sandiviç yapmaya koyuldum. Sınıf grubundan mesaj gelmiş olmalıydı. Hep bu saatlerde birileri bir şeyler sorardı.

Sandiviçimi yapmayı bitirince malzemeleri yerlerine geri koydum. Sandiviçimi alıp masaya geçtim ve telefonumu aldım. Tek bir bildirim vardı ve o da Siren'den gelmişti. Heyecanlanarak bildirime tıkladım. Babasının resmimi gördüğünü ve çok beğendiğini söylemişti. Ayrıca bir dahaki buluşmamızın ne zaman olacağını da sormuştu. Gülerek teşekkür ettim ve bir dahaki buluşmamızın o ne zaman müsait olursa o zaman olabileceğini ekledim.

Sandiviçimden bir ısırık almıştım ki cevap geldi. Benim için her zaman müsait olduğunu yazmıştı. Hemen ders programıma baktım. Hafta içi her gün doluydu.

Mesaj kutusuna geri dönüp hafta sonu buluşup buluşamayacağımızı sordum. Hemen kabul ettiğini söyleyen bir cevap geldi. Ben de onayladım. Ardından vedalaşıp mesajlaşmayı bıraktık. Cidden kısa ve öz konuşmalarımız oluyordu.

Gülerek masadaki kırıntıları temizledim ve salona geçtim. Orada biraz oturup herkesle birlikte televizyon izledim. Saat geç olunca babam ve Selin abla Aylin'i de alarak odalarına geçtiler. İzlediğimiz film bitince ben de odama geçtim. Pijamalarımı giyip mutlu bir şekilde yatağıma girdim ve uyudum. Siren ile ilk defa mesajlaşmıştım. Bu beni mutlu etmeye yeter de artardı.

***

Buna bayağıdır ne bölüm yazmışım, ne de bölüm yayımlamışım. Yeni fark ettim. Neyse, bakayım bunu yayımlayayım da devamı gelir herhalde.

Dilek ve şikayet bölümü.☞

Seviyorum sizi sağlıcakla kalın ❤️❤️

***

Art Of Love    {BXB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin