ON DÖRT

275 37 14
                                        


"Sadece böyle dursan yeterli." belli bir şekilde dururken konuştum. Kollarım belimin etrafına sarılıydı. Hafif de kamburum çıkmıştı. İçime kapanmış gibi duruyordum. İleriye doğru davetkar bir biçimde uzattığım sağ elim ise birini daha kendi içime davet ettiğimi gösteriyordu. Sağ ayağımı hafifçe geriye atmıştım. Bu davetimi daha zarif gösteriyordu. Yüzüm ise yere baksa bile Siren'in gözlerini kaldırıp haylaz bir şekilde bana bakacağı belliydi. Zarifliğinin içindeki o haylaz çocuğu çizmeye bayılıyordum.

"Tamam." diyerek gösterdiğim duruşa geçti. Ortadaki platforma çıkıp ileriye uzattığı sağ elini tuttum. Narin bir şekilde davranarak parmaklarını davetkar bir hale getirdim. İşaret parmağı tamamen ileri bakıyordu ama diğer parmakları serçe parmağına doğru yavaş yavaş kapanıyordu. Sadece bir kişiyi işaret ederek davet ediyordu.

"Tamam, şimdi oldu." diyerek kafamı kaldırdım. Yakınımdaki gözleri beni utandıracak bir biçimde haylaz bakıyordu.

"Beni öpebilir misin?" sessizce sordu. Sessizce iç çekerek kafamı salladım. Onu öpmekten daha çok ne isteyebilirdim ki?

Yavaşça daha fazla yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdim. Dudaklarını hafifçe araladığında izni alıp üst dudağını hafifçe emdim. O da aynısını alt dudağıma yaptı. İleri doğru uzattığı sağ eliyle bana tutunup dilini ağzıma doğru uzattı. Dilini dilimle karşılayıp ağzıma çektim. Dilini hafifçe emip serbest bıraktım. Yavaşça ayrıldık. Alnını alnıma yaslayıp sakince bekledi. Gözleri kapalıydı. Ve ben bu sefer pek de utanıyor sayılmazdım. Sanırım gittikçe arsızlaşıyordum.

En sonunda yavaşça gözlerini açtı. Memnun olmuş bir muzırlıkla bakıyordu. Hafifçe güldüm. Bir anda gülüşümden öptü. Dudaklarını uzaklaşmadan yakaladım ve üst dudağını hafifçe emdim. Mırıldanarak o da alt dudağımı emdi.

Ayrıldığımızda dudaklarımız kırmızı bir şekilde parlıyordu. Gülüşerek ayrıldık. Dudaklarıma son bir öpücük kondurup eski duruşuna geri döndü. Saçlarını düzeltip yerime gittim ve işe koyuldum.

*

Yaklaşık bir saat içerisinde yorulmaya başladığını fark ettim.

"İstersen mola verelim." gülümseyerek kafamı tuvalin arkasından çıkarıp konuştum. Kafasını sallayıp olduğu yere oturdu. Yanımdaki suyu alıp ona götürdüm. Üstünden bir yudum içilmiş olmasını umursamadan kafasına dikti. Şişenin yarısına kadar içip bıraktı. Oldukça susamış olmalıydı.

"Ne kadarını tamamladın?" merakla sordu. Gülerek dizlerimin biraz üzerini işaret ettim. Yeni çıkmaya başlamış sakallarını kaşıyıp kafasını onaylar anlamda salladı. Bu sefer renkli yapıyordum ve bazı yerlerde kat kat boya geçmem gerekiyordu. Bu nedenle biraz yavaş ilerlese de güzel oluyordu.

Biraz dinlendikten sonra ayağa kalkıp tuvalin önüne gitti. Tabureme oturup dikkatlice incelemeye başladı. Yanına gidip ne tepki vereceğini bekledim. Çok dikkatli bir şekilde inceliyordu.

"Nasıl böyle çizebildiğini hep merak edeceğim. Benim hayal gücüm böylesine güzel resimler çizmeye yetmezdi." en sonunda usulca konuştu. Hafifçe güldüm.

"Ben de senin o kadar güzel şarkıları nasıl bestelediğini her zaman merak edeceğim." usulca konuştuğumda şaşkınlıkla bana döndü. Onu ilk defa sakinliğini bozmuş bir şekilde görüyordum.

"Benim şarkı bestelediğimi nereden biliyorsun?" dikkatlice beni izlerken sordu. Bacaklarının üzerinde yumruk olmuş ellerine bakarak hafifçe omuz silktim.

"Baban ve annem iletişim halindeler. Baban anneme anlatmış, annem de bana anlattı." sessizce konuştum. Kendimi yanlış bir şey yaparken yakalanmış küçük çocuklar gibi hissediyordum. Bir anlık ağzımdan kaçırmıştım ve böyle bir tepki vereceğini beklemiyordum.

"Peki, sorun değil." gülerek konuştu. Ben de hafifçe gülümseyerek karşılık verdim.

"Hiç dinledin mi?" gülümseyerek sordu. Meraklanarak kafamı iki yana salladım.

"Dinlemedim." usulca konuştum. Hafifçe kafasını salladı. Bir şey düşünüyor gibi duruyordu. Belki dinletirdi.

"Dinlemek ister misin?" yavaşça sordu. Hemen kafamı sallayarak onayladım. Hafifçe güldü.

"Bu tablonu çok güzel yaparsan sana dinletebilirim." muzır bir şekilde konuştu. Heyecanla dudağımı hafifçe ısırdım. Gözleri bir anlığına oraya kaydı ama çabucak toparlandı.

"Gerçekten mi?" hevesle sordum. Gülerek kafasını sallayarak onayladı. Kocaman gülümsedim.

***

Daha fazla bölümü devam ettiremediğim için burada kesiyorum ama devamı sonraki bölümde gelir.

Of çok tatlılar bunlar ama ya ಥ‿ಥ

Dilek ve şikayet bölümü.☞

Seviyorum sizi sağlıcakla kalın ❤️❤️

***

Art Of Love    {BXB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin