#24

289 45 4
                                    


jungh:
gerçekten mi

miniyoon:
ne
ne gerçekten mi

Yoongi, Hoseok'un yazıp yazıp sildiğini fark edebiliyordu. Ya da bir destan yazıyordu?

jungh:
ses kaydı muhabbetinden sonra kayboldun

"Evet, kesinlikle yazıp siliyorsun yakışıklı." diye mırıldanıp gülümsedi kendi kendine.

miniyoon:
biraz rahatsızım

jungh:
bana bunu söyleyebilirdin
neyin var
yardıma ihtiyacın var mı

miniyoon:
grip
grip olmuşum
ve hayır
yardım edecek bir şey yok
arkadaşlarım uğruyor

jungh:
doğru
arkadaş
bizim bir türlü olamadığımız

miniyoon:
seninle arkadaş olmaya çalışmıyorum Hoseok

jungh:
Hoseok
uuu ciddileştin

miniyoon:
senin yüzünden
daha kaç kere anlatmam lazım
derdim arkadaşlık değil
ondan bende yeterince var

jungh:
şanslısın o halde

miniyoon:
neden olmuyor biliyor musun
işte bu yüzden
bir anda bütün kartlarını açmış gibi
rahat ve olduğun gibisin
ve sonra seni istediğimi söylediğimde
kafanı kuma gömüyorsun
ama HEY HOSEOK
SENİ HALA GÖREBİLİYORUM

...

Yoongi, son mesajı gönderdikten sonra telefonu bir köşeye fırlattı. Bir süre bakmayacaktı. Hoseok'un onu delirtmesi için belli ki iki mesaj bile yetiyordu.

Bugün de kursa gidememişti ama içten içe onu görmek istediği için kırık falan dinlemeden gidip orada oturası vardı.

"Neden yapmıyorum?" dedi kendi kendine.

Kursun bitimine hala uzunca bir vakit vardı. Hoseok orada mı emin değildi ama en azından şansını denemeliydi.

Pantolonunu tek başına ilikleyemediği için bir eşofman giyindi ve aynı sebepten üzerindeki tişörtü değiştirmeden anahtarını da alıp evden çıktı.

Normalde her gün çocuklardan biri geliyor, yemek hazırlamasına ve üzerini değiştirmesine yardım ediyordu. Duş için de aynı şekilde oluyordu çünkü alçıyı sudan korumak için sarmaları gerekiyordu.

Bugün gelmelerini beklemeden çıkıp gitmişti. Giyinemediği ve duş alamadığı için biraz pasaklıydı ama sorun etmedi.

"Umarım Hoseok da sorun etmez." diye söylendi.

-

Kurs binasına vardığında içinde tuhaf bir pişmanlık hissetmişti ama bunun için çok geç diye düşündü. O sırada cebinde peşpeşe durmadan titreyen telefonunu eline aldı.

taehkim:
kapıda kaldım
KAPIDA KALDIM
gideceğini söyleyebilirdin
hyung
gerçekten
çok
sinirliyim

miniyoon:
belli oluyor
ödüm patladı

taehkim:
bir de dalga geçiyorsun ya
bugün işim vardı ama
seninle ilgilenmek için erteledim
senin yaptığına bak bir de

miniyoon:
bunalmıştım
bir saate dönerim

taehkim:
bir saat kapının önünde bekleyeceğimi sanıyorsan
çok büyük yanılıyorsun
gidiyorum yarın da gelmeyeceğim
namjoon hyung'u ararsın

Coffee&Book : SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin