miniyoon:
ben Hoseok'tan dans dersi almaya karar verdimnjoonie:
WLQPDLWŞQŞSODLQŞDLLWLWDtaehkim:
DKWLWŞDŞWŞWPXŞWŞDĞDKDLminiyoon:
ne şeref yoksunu insanlarsınız siz ya
ben çok ciddiyimnjoonie:
hayal
dahi
edemiyorumtaehkim:
ben ediyorum da noluyor??
aşşırı komik dfşfğwşfşminiyoon:
lan ben sizinle hiçbir şey paylaşamayacak mıyım?
neden böylesiniz siz??njoonie:
asıl sen neden böylesin
KOMİKminiyoon:
neresi komik afedersintaehkim:
hyung sen ve dans
iki dünya bir araya gelse
olmazminiyoon:
çok biliyorsun sen
nerden öğrendin bunlarıtaehkim:
şaka bir yana
gerçekten düşünüyor musun bununjoonie:
bence şaka
hala gülüyorum ben çünküminiyoon:
değil şaka falan
yapacağım bunu
çünkü belli ki başka türlü olmayacak
yakın olmam lazımnjoonie:
hala sallamıyor mu mesajlarını?miniyoon:
öyle de demesek mi?
evet hala görmezden geliyor
bir kez cevap verdi
onda da birkaç mesaj attı
laf sokup gittitaehkim:
hyung vaz mı geçsen?miniyoon:
ELDŞWŞWĞDŞQŞEĞDŞWĞDDPCLLWMCPŞQĞQDKQLPFPWLDŞFLWŞWĞWÖDDPĞEŞWĞDŞWŞF
BU DAHA KOMİK
DEĞİL Mİ
NAMJOON
GÜLSENE LANnjoonie:
değil
haklı biraztaehkim:
zorla güzellik olmazminiyoon:
atasözleri ve deyimler sözlüğünden mi öğrendin bunları sen bakayımnjoonie:
neden ciddiye almak istemiyorsun hyung?
senin iyiliğini istiyoruzminiyoon:
böyleyse eğer
iyi olmamayı tercih ederim
desteğiniz için de sağolun...
Yoongi son zamanlarda arkadaşlarına fazlasıyla sinirlense de belli etmiyordu. Ya da ediyor muydu? Etmemeye çalışıyordu demek daha doğru olurdu. Kızdığı zaman mesajlarına dönmüyor, günlerce arayıp sormuyordu.
"Adiler buna da bağışıklık kazandılar. Algılamıyorlar, tribim radarlarına takılmıyor." diye söylendi kendi kendine telefonu sinirle yatağın üzerine bırakırken.
Daha sonra yatakta oturur vaziyete gelip önünde duran bilgisayardan Hoseok'un dans hocası olarak çalıştığı stüdyonun numarasını buldu. Hala tam olarak karar vermiş değildi, başaramayacağını düşünüyordu ama ona yakın olması da gerekiyordu. Büyük bir ikilemdi bu Yoongi için.
O sırada telefona yeniden uzanıp gelen mesajları okumadan stüdyoyu aramak için numarayı tuşladı. İki kez çaldıktan sonra açılan telefondaki kadının sesini duyunca ne diyeceğini bilemeyip birkaç saniye bekledi.
"Ee şey... Ben dans için aradım. Yani kurs için. Jung Hoseok'un sınıfında ders görmek istiyorum."
Dans için aradım? Ders görmek? Kurduğu her bir saçma cümle için kafasına vurdu Yoongi. Bu sırada kadın da söylediklerini gülümseyen bir sesle yanıtladı.
"Tabii, bir saniye beklerseniz sizin için kontenjana bakıp hemen bilgi vereyim."
"Tabii olur, bekliyorum." Tırnak etlerini yemeye başlayan Yoongi, kontenjanda bir boşluk olması için dua etmeye başladı.
"Çok üzgünüm ama Jung Hoseok'un sınıfı tamamen dolu. Aynı saatlerde başka bir sınıfımızda bir kişilik bir yerimiz var. Uygun olur mu?"
Yoongi bir an büyük hayal kırıklığına uğrasa da pes etmedi.
"Olur. Tamam. O sınıfa da katılabilirim." duraksadı. "Peki boşluk olursa Jung Hoseok'un sınıfına geçmem mümkün olur mu?" Utanarak cevap bekledi.
"Onun sınıfı için çok fazla talep var. Yani sizin gibi bekleyen çok kişi var. O yüzden üzgünüm, size bu konuda kesin bir bilgi veremem."
"Anlıyorum." Yoongi'yi hayal kırıklığının yanında içten içe bir kıskançlık sarmıştı. Ne demek bekleyen çok kişi var? Yoongi kafasındakilerle cebelleşirlen yanıt vermeyip bir süre beklediğinde kadın tekrar konuştu.
"Ön kayıt için isminizi öğrenebilir miyim? Daha sonra da buraya gelip ödemeyle birlikte asıl kaydı yaptırmanızı isteyeceğim."
"Yoongi. Min Yoongi."
"Teşekkürler Bay Min, ön kaydınızı oluşturdum. Geldiğinizde geri kalanını da halledebiliriz."
Yoongi teşekkür edip telefonu kapattığında bacaklarının uyuştuğunu ve ellerinin titrediğini hissetti. Oraya gidebilir miydi ki gerçekten? Hoseok ile yüzyüze tanışmak için yeterli cesarete sahip miydi?
Ama buna Yoongi'yi o zorlamıştı. Mesajlarını böyle bir tanışmayı ve arkadaşlığı kabul etmek istemediği için cevaplamıyor, onu görmezden geliyordu. Yoongi de çareyi bir şekilde hayatına dahil olmakta bulmuştu.
Mesaj atmak için bile aylarca cesaretini toplamaya çalışmıştı Min Yoongi, şimdi bu daha da zordu onun için. Birdenbire Hoseok'un hayatına girip, yepyeni biri gibi, onu hiç tanımıyormuş gibi davranması gerekiyordu.
"Ben bu heyecanla kesin her şeyi mahvederim." Aynanın karşısına geçmiş kendisini süzüyordu. "Bok gibi hissediyorum." diye feveran ederek yüzünü yastığına kapatacak şekilde yatağa bıraktı kendini.
Bir şeylere kalkışmıştı, bir şeyler yapmaya çalışacaktı ama bunun geri kalan her şeyi mahvetmesinden de ölümüne korkuyordu. En ufak pot kırarsa elinde olanı da kaybedeceğini biliyordu.
Kalkıp tekrar aynanın karşısına geçti. Yatağa atlaması yüzünden dağılan saçlarını düzeltti. Tam orada, o an kendisine olabilecek en klişe, en saçma teselliyi verdi.
"Sonunu düşünen kahraman olamaz Min Yoongi."
-
Daha sık bölüm atacağım demiştiiim 😌
Yoongi gerçekten de Hoseok ile tanışabilecek mi sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee&Book : Sope
Fanfiction"Sadece bir kahve içip güzel bir kitap okumak istedim, konu nerelere geldi." 29.04.2020'