#9

447 77 14
                                    


-

Yoongi eline aldığı telefonun kilidini bir açıp bir kapatıyor, karar vermeye çalışıyordu. Namjoon'un söyledikleri kafasını iyiden iyiye karıştırmıştı. Evet, yanında bir kız ile onları çok samimi bir şekilde gördüğünü unutmamıştı elbette ama içinden pes etmek de gelmiyordu. Bu onu kötü biri mi yapardı? İşler o noktaya kadar gelirse aralarına girmeye çalışır mıydı? Bilemiyordu ama bilmek de istemiyordu bir yandan.

Yoongi, neredeyse bir senedir Hoseok'u uzaktan izliyor, bir adım daha yaklaşabilmek için elinden geleni yapıyordu. Şimdi ise o bir adım bu mesajı atmaksa yapacaktı. Daha fazla uzaktan izlemeye dayanamazdı. Ne oluyorsa olsun dedi kendi kendine. Böyle düşünerek telefonun kilidini son kez açıp mesajı attı.


miniyoon:
hoseok

jungh:
ne?

miniyoon:
ne ne demek ya şimdi|
ne ne deme|
nasılsın?

jungh:
sana ne

miniyoon:
ama yok artık ya
hata bende yazmamalıydım
tamam

jungh:
gerçekten merak ediyor musun?

miniyoon:
sen salak mısın Hoseok???
etmesem neden yazayım
ediyorum elbette

jungh:
son konuşmadan sonra
ne bileyim işte
farklı düşündüm
neyse
ayrıca bir daha sakın bana salak deme

miniyoon:
tüm konuşma boyunca
böyle geçiştirecek misin beni?

jungh:
aslında geçiştirmiyorum
biraz kızgınım
ve ne diyeceğimi bilemiyorum

miniyoon:
konuşup çözelim?

jungh:
birbirini tanımayan iki insanız
konuşarak çözecek bir meselemiz olamaz
ancak görmezden gelip
takılmaya devam edebiliriz

miniyoon:
kendi adına konuş
daha önce sana seni tanıyorum dedim
ve benim seninle meselem
konuşarak çözülebilir

jungh:
gerçekten delireceğim
nasıl tanıyor olabilirsin beni

miniyoon:
zaman ver Hoseok
her şey zamanla ortaya çıkacak zaten
sadece bir şeyi merak ediyorum

jungh:
ben de çok şeyi merak ediyorum
ama sen umursamıyorsun

miniyoon:
nedir?

jungh:
dalga mı geçiyorsun benimle???

miniyoon:
hayır

jungh:
sabırlı kalamıyorum
bir şekilde
fotoğrafını görmek istediğimi ima ettim
yapmadın
beni nereden tanıdığını öğrenmek istedim
anlatmadın
bana adını bile söylemedin
şimdi de gelmiş
merak ettiğim bir şey var diyorsun

miniyoon:
bunların hepsini
ancak merak ettiğim konuyu açıklarsan yapabilirim
sana son yazdıklarımı ciddiye almadın sanırım

jungh:
almadım elbette
seni ciddiye almam için bir sebep ver bana
inandır beni

miniyoon:
tamam
adın Jung Hoseok
24 yaşındasın
bir kız kardeşin var
mickey adında da bir köpeğin
ikisini de her şeyden çok seviyorsun
fazla arkadaşın yok
belli ki olsun da istemiyorsun
dansa aşıksın
-ki bence o da sana aşık-
ve bir kız arkadaşın var

jungh:
dur bir saniye
tüm bunları nasıl bilebilirsin
köpeğimin adını mesela??

miniyoon:
seni tanıyorum Hoseok
seni sandığından çok daha iyi tanıyorum hem de

jungh:
hataların var ama
gerçekten beni korkutacak kadar iyi tanıyorsun
kimsin sen?

miniyoon:
gözlerini biraz açsan anlardın
etrafında göremediğin o kadar çok şey var ki

jungh:
dikkatsiz biriyim bunu da listene ekle

miniyoon:
yanlış, umursamıyorsun sadece
hataların var derken ne demek istedin??

jungh:
her şeyden çok sevdiğim şeylerden biri de dans
ama bu karşılıksız bir aşk
yeterince yetenekli olduğumu düşünmedim hiç
ve bir kız arkadaşım yok



Yoongi mesajı okuduğunda uzun bir süre donup kaldı. Duymak istediği şey buydu elbette ama yine de istemsizce Hoseok'un söylediklerinin doğruluğunu sorguluyordu. Gözlerine mi inanmalıydı yoksa Hoseok'a mı?

Hoseok'a inanmayı seçti.


jungh:
ne oldu hataların olduğunu duymak üzdü mü seni

miniyoon:
hayır
tam tersi
ne kadar sevindirdiğini bilemezsin
ama senin de hatan var
her neye aşık olduysan karşılıklı
dans da buna dahil
keşke ben de onlardan biri olabilsem

jungh:
bazen seni anlayamıyorum
kapalı bir kutusun
açmam için ne yapmam gerek bilemiyorum

miniyoon:
sabret sadece
bu yeterli olacaktır
ama bu kutu açıldığında
içindekini beğenmemenden korkuyorum
her neyse
sonra görüşürüz Hoseok

jungh:
görüşürüz
hala adını bile bilmediğim kişi

-

Yoongi pes etmiyor.
Gerçekler konusunda kararsız ama
Hoseok'un söylediklerine inanmak ona daha doğru geldiği için bunu yapıyor.
İnanmakla iyi mi ediyor kötü mü ben de bilemiyorum 🤷🏻‍♀️

Bekleyip görelim beraber :)
Buraya kadar benimle olduğunuz için teşekkür ederim.
Keyifle okursunuz umarım.

Coffee&Book : SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin