#18

310 55 8
                                    


Yoongi, o gece döndü durdu yatağında. Ne yapsa ne etse de uykuya dalamadı. Hoseok'un stüdyosuna gideceği gün gelip çatmıştı ve hala büyük bir ikilemin içerisindeydi.

...

miniyoon:
uyuyamıyorum

jungh:
neden?

miniyoon:
sen de uyumamışsın
oha

jungh:
evet nedense uyuyamadım

miniyoon:
benimkinin bir nedeni var aslında
ama sana anlatamam

jungh:
neden ama
yanında olurdum

...

Yoongi'nin bu cümleyle birlikte resmen kalbi sızlamıştı. Bu adama yalan mı söyleyecekti gerçekten?

Yoongi bir süre düşünüp, verecek herhangi bir cevap bulamayınca durdu. Uyumuş gibi yapabilirdi. Ama geçen bu süre ve gelmeyen cevap Hoseok'u rahatsız etmişti. Bu yüzden de yeniden mesaj attı.

...

jungh:
hala inanmıyorsun dimi bana

miniyoon:
ne konuda?

jungh:
her konuda
hala yüzünü göstermiyorsun
adını söylemiyorsun
hakkında hiçbir şey bilmiyorum
benimle dertleşmiyorsun bile

miniyoon;
Hoseok inan bana
bunun seninle
uzaktan yakından
alakası yok

...

Ne komedi ama. Bizzat da Hoseok ile ilgiliydi aklındakiler. Stüdyo konusunda uzun uzun düşünüyordu ama karşısındakine yalan söylemeye aslında çoktan başlamıştı.

...

jungh:
o zaman sorun ne
neden anlatmıyorsun

miniyoon:
bazı şeyleri susmak
anlatmaktan daha iyidir

jungh:
cinayet romanı okuyorum sanki
iyi misin sen mini?

miniyoon:
bir şey diyeyim mi
sen bana bir kere mini deyince
her şey netleşiyor
uykum bile geldi hatta

jungh:
kaçıyorsun
ama bu tatlı bir kaçış oldu
kabul edilebilir

miniyoon:
kaçmıyorum Hoseok
kaçamıyorum
çoktan yakalandım zaten

jungh:
...

miniyoon:
...

Üstüne ikisi de birbirine mesaj atmayı kesti. Ne Hoseok'un Yoongi'ye verebilecek özel bir ilgisi vardı henüz ne de Yoongi'nin Hoseok'un sevgisizliğine verebilecek cevabı. İkisi de farklı yerlerden kırgındı. İkisinin de bunu belli etmeye hiç niyeti yoktu.

...

Yoongi, uyuduğu üç saatlik uykunun ardından uyandığında kendini hiç de iyi hissetmiyordu. Bütün kemikleri sızlıyor, başı felaket şekilde ağrıyordu. Gürültülü bir hapşırmanın ardından nesi olduğunu gayet iyi anlamıştı.

Çalan telefonuna hiç bakmadan eline aldı.

"Alo?"

"Günaydın. Min Yoongi ile görüşüyorum değil mi?"

Yoongi telefondaki sesi tanıyınca hızlıca yatakta doğruldu. Kemikleri yine sızlamıştı ama telefonda olduğu için acılı iç çekişini içine atmak zorundaydı.

"Günaydın. Benim evet."

"Bugün için not almışız, asıl kayda gelecek misiniz?"

Yoongi önce şöyle bir düşündü. Bir şekilde -nasıl olduğunu kendisi de bilmiyordu- hasta olmuştu ama içten içe oraya gitmeyi de gerçekten çok istiyordu. Hoseok'u görecek olma düşüncesi bile şifa oluyordu sanki ona.

"Evet evet. Kesinlikle geleceğim."

"Pekala o zaman. Gün içerisinde sizi stüdyoya bekliyoruz. İyi günler." Kadın yanıt beklemeden telefonu kapatmıştı.

Yoongi yavaşça kalkıp ılık bir duş almak için banyoya doğru ilerledi. Soyunup suyun altına girdiğinde vücudu bir parça rahatlamıştı.

Henüz yeni boyattığı saçlarından durmadan banyo zeminine akmaya devam eden kırmızı renge bakıp düşünmeye başladı. Hoseok'u ilk defa birebir görebilecek olmasının düşüncesi bile onu deli gibi heyecanlandırmaya yetiyordu.

Daha önce çokça onu uzaktan izlediği olmuştu. Ama ilk defa onunla gerçekten tanışma şansı vardı. Bu düşünceyle gülümseyerek çıktı banyodan ve vücudu kurur kurumaz giyinmeye başladı.

İlk defa bugün aynanın karşısında uzun süre oyalandı. Siyahlardan kurtulmuş renkli bir gömlek giymişti, Hoseok'un karakterine bir atıftı bu gömlek onun nezdinde. Onunla tanışmak ve iyi bir izlenim bırakmak istiyorsam onun için çekici şeylere yönelmeliyim diye düşündü.

Altına giydiği yırtık, buz mavisi kot pantolon ile üzerine seçtiği yeşil ağırlıklı gömlek beyaz tenini ve kırmızı saçlarını daha da ortaya çıkarmıştı. Ortaya çıktığını düşündüğü saçlarını da güzelce kurutup şekil verdikten sonra son kez baktı aynaya.

"Ateş ediyorum bence." dedi sessizce halinden memnun bir şekilde gülümseyerek. "Hoseok, hazırlan. Yakmaya geliyorum seni."

Kendisine göz kırpıp aynanın karşısından ayrıldı. Telefonunu ve cüzdanını alıp omzuna astığı ufak deri çantanın içerisine attı. Artık gitmek için tamamen hazırdı. Çıkmadan telefonuna baktı son kez ve Hoseok'a yazdı.

miniyoon:
bugün güzel bir gün olsun

Günaydın yazmak yerine böyle yazmak gelmişti Yoongi'nin içinden ama aldığı cevap karşısında ne diyeceğini, ne yapacağını bilemeyip öylece durdu çıkmak üzere olduğu dış kapının önünde.

jungh:
o zaman buluş benimle

-
Aman Hoseok bey sakin napıyorsunuz??
Sizce nolur bu olay? Yoongi Hobi'ye tamam der mi?

Coffee&Book : SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin