Sabah uyandığımda Changbin çoktan uyanmıştı. Yavaşça yerimden doğrulup karşımda aynamın önünde saçlarına düzelten Changbin'e baktım. Çok yakışıklı duruyordu. Sabah olmasına rağmen bu kadar çekici olması başımı döndürüyordu nedense.
Biraz onu izledim, benim kıyafetlerimden giyinmişti. Gelirken asla kıyafet getirmezdi. Her zaman benim kıyafetlerimi giyerdi. Gerçi bedenlerimiz yakın değildi ama yine de bu davranışından vazgeçmezdi.
Saçını düzeltirken gözü aynadan bana kaydı ve gülümseyip konuşmaya başladı.
''Günaydın uykucu iyi uyudun mu?''
Gülümsedim ve telefonumu alıp saate bakarak konuşmaya başladım. Yeni uyandığım için sesim daha bir kalın çıkmıştı, sanki hiç kalın değilmiş gibi...
''Günaydın evet iyi uyudum sen?''
''Ben de çok güzel uyudum. Hadi kalk hazırlan okula geçelim''
Onaylayıp yerimden kalktım ve lavaboya yöneldim. Tam girecekken Chan hyung odasından çıktı.
''Aaa uyandınız mı? Ben de sizi kaldıracaktım. Geç kalmayın dersinize ben okula geçiyorum''
''Uyandık hyung sağ ol yine de. Tamam biz de birazdan çıkacağız akşam görüşürüz.''
Bana öpücük atarak gitmişti ben de işlerimi halletmek için lavaboya girdim. Kısa sürede işimi halledip odama geçtim ve dolabımı açıp bir kaç kıyafet aldım, o sırada Changbin yatağıma uzanmış telefonuna bakıyordu. Yine o çocukla mı konuşuyor diye düşündüm önce. Yine içim kıpır kıpır olmuştu, onunla konuşmasını istemiyordum. Benimle ilgilenmesini istiyordum. Yine içimde oluşan kıskançlık hissiyle gözlerimi kıstım ve elimdeki kıyafetleri sıkıca tutup odadan çıktım.
Onun yanında giyinmeyi pek tercih etmiyordum, biraz utanıyordum aslında. Bu yüzden giyinip odama geri geçtiğimde hala aynı pozisyonda olduğunu fark ettim. Tek fark arada gülümsüyor olmasıydı. Gerçekten o çocukla mı konuşuyordu yani? Sabahın köründe.
''Ne yapıyorsun Binnie?''
Telefondan kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.
''Hiç öyle videolara falan bakıyordum. Bizimkiler yine tüm gece konuşmuş ayrıca sosyal medyada yine rezil olmuşuz attıkları komik fotoğraflarla''
Oh onunla konuşmuyordu yani. Gerçi bir dakika o çocuğun adı neydi acaba? Kimdi yani, bunu bilmek istiyordum. Çaktırmadan sorarak bunu öğrenebilirdim. Bu fikri aklımın bir köşesine yazıp ona doğru yürüdüm.
''Bana da göstersene merak ettim''
Gülmeye başlayıp telefonu bana çevirdi ve bizimkilerin komik fotoğraflarını gösterdi. Gerçekten komikti, böyle komik arkadaşlara sahip olduğum için mutluydum. Onlar gerçekten gerçek dostlardı benim için. Beraber gülüp eğlenmiştik kısa süreliğine. Daha sonrasında ben de hazır olduğumda evden çıkıp okula yönelmiştik.
Yan yana yürüyüp bir yandan sohbet ediyorduk. Elimi cebime attım ve airpods'larımı çıkarıp birini Changbin'e verdim. O da gülümseyerek aldı ve kulağına yerleştirdi. Sevdiğimiz şarkılardan birini açtım ve hem espri yaparak hem de havadan sudan konuşarak yolumuza devam ettik.
Okula yaklaşınca kulakları çıkarmıştık ve bizimkilere bakınmaya başladık. Uzakta bir çardakta oturan arkadaşlarımızı görünce hemen oraya yöneldik yine.
Hyunjin elindeki telefonla Jeongin'e bir şeyler gösteriyordu. Seungmin Hyunjin'in omzuna çenesini dayamış bir şekilde onlara eşlik ediyordu. Minho ve Jisung bir şeyler konuşuyorlardı.