"Daphne!" Diye bağırdı babam ve hızla odama daldı.
Açıkça söylemek gerekirse korkmuştum. Yine ne yapmıştım ki?! İçimden gözlerimi döndürdüm ve babama baktım.
"Baba bir şey yaptıysam özür dilerim. Ama cidden şu an konuşacak havamda değilim." Dedim.
"Kanada'ya gidiyorsun!" Diye bağırdı babam mutlulukla.Gözlerimi sonuna kadar açtım. Kanada'ya mı gidiyordum?
"Ne?" Diyebildim sadece.
"İstediğin üniversite aradı. Kabul edilmişsin. Okumak için Kanada'ya gideceksin! Seninle gurur duyuyorum." Dedi babam ve kafamdan öptü.
Hızla babama sarıldım.
"Ne zaman gidiyorum?"
"Yarın. Hemen hazırlan." Dedi babam ve odamdan çıktı.O an benden mutlusu olamazdı. Bir anda Peter'ı unutmuştum. Hemen valizimi hazırladım ve büyük haberi vermek için Layla'yı aradım.
"Layla, Kanada'ya gidiyorum!" Diye bağırdım.
"Ne?! Ne zaman?"
"Yarın."
"İnanamıyorum. Seninle gurur duyuyorum. Bunu hak ettin." Dedi Layla.
"Peter'a mektup yazacağım." Dedim aniden gelen bir fikirle.
"Ne?" Diye karşılık verdi Layla.
"Gideceğimi bilmesi gerek."
Hızla elime kalem aldım ve yazmaya başladım.Peter,
Bu sana yazdığım ilk ve muhtemelen son mektup. Çünkü bir daha istesem bile görüşemeyeceğiz. Ben Kanada'ya gidiyorum. Orada okuyacağım. İstediğim üniversiteyi kazanmışım. Bu mektubu sadece gittiğimi bilmen için yazıyorum. Yarın gideceğim. Belki bana veda etmek istersin. Umarım Mj ile mutlusundur. Seçimlerinin senin için iyi olmasını isterim. Hayatında başarılar.Daphne Stark
Mektubu bitirdikten sonra hızla Peter'ın evine gittim. Onun yüzünü görmek istemiyordum, ona çok kızgındım ama bir parçam hâlâ onu seviyordu ve onu bu kadar kolay bir şekilde unutamazdım.
Her gördüğümde bana pozitif enerji veren eve bakıp zili çaldım. Yüzümde istemsizce bir tebessüm oldu. Kapıyı May hala açınca mutluluğum daha da arttı. Peter ile konuşmak istemiyordum.
"Daphne? Hoş geldin." Dedi May hala gayet resmî bir şekilde.
"Merhaba May Hala. Şey Peter-
"Peter evde yok maalesef. Akşama gelecek. İstersen o zaman gel." Diye sözümü kesti May hala.
"Yok, zaten Peter ile konuşmaya gelmedim. Rica etsem bunu ona verebilir misiniz?" Dedim ve mektubu uzattım."Tabii ki tatlım. Önemli bir şeye benziyor. Peter gelince hemen veririm." Dedi May hala.
Vedalaştıktan sonra hızla oradan ayrıldım. Acaba Peter gelecek miydi?Bavulumu alıp havaalanına gittim. Yanımda bütün ekip vardı. Onları gerçekten çok özleyecektim.
Önce babama sarıldım. Babamın gözleri dolunca benim de doldu.
"Üzülme. Ben hemen geleceğim. Ben döndükten sonra Natasha ve Steve'in bebeği de olmuş olacak. Hep birlikte çok eğleneceğiz." Dedim.
Uzunca sarılmanın ardından babamla ayrıldık ve ekiple sarıldım.Gözlerim istemsizce Peter'ı aradı ama bulamadı. Peter gelmeyecek miydi?
"Tatlım, o gelmeyecek. Artık gitmen lazım. Yoksa uçağı kaçıracaksın." Dedi babam.
Gözlerim dolmuştu. Gerçekten gitmek istiyor muydum?
"Uçağı kaçırsam bile sen beni götürürsün." Dedim gülmeye çalışarak.
"Normal insanlar gibi olmak istediğini sen söyledin." Dedi babam ve kafamı öptü."Daphneciğim artık gitmelisin. Seni çok özleyeceğiz." Dedi Natasha.
Yavaşça kafamı salladım. Beni aldatmasına rağmen neden hâlâ ona bu kadar bağlıydım?!
Babama son bir kez sarıldım ve uçağa bindim.Cam kenarındaki koltuğa oturdum ve kulaklığımı takıp dışarıyı izlemeye başladım. Bir aşka hikayesinin daha sonuna gelmiştik. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmezdi değil mi? Peter ile benim lise aşkım bu kadarmış.