Zili çaldım ve kapının açılmasını bekledim. Neden bir anda herkes benden nefret etmeye başlamıştı? Kapı uzun süre sonra açılmıştı. May Hala bana çok sinirli bir şekilde bakıyordu.
- Merhaba May hala. Peter evde mi?
MH: Niye soruyorsun nasıl aldattığını mı anlatacaksın?
- Ne?! May hala ne diyorsun sen? Ben Peter'ı hayatta aldatmam.
MH: Dün gördük.
- May hala Peter'ı hemen görmem lazım lütfen.
May hala sonunda ikna olup kapının önünden çekildi ve geçmeme izin verdi. Peter'ın kapısını yavaşça tıklattım. Ses gelmedi ama yine de açtım. Peter yatağında öylece yatıyordu.+ Sana gir dedim mi?!
- Peter ben ne yaptıysam çok özür dilerim. Ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Herkes bana çok kötü davranıyor. Lütfen neler olduğunu anlat bana.
Peter bir anda dikleşti.
+ Dün bana derste Julian'ın partisine gideceğini söyledin ben de gitmene izin vermedim. Sonra sen sinirlenip bağırdın ve cezaya kaldın. Nasıl olmuşsa oradan kaçmışsın ve Julian'ın partisine gitmişsin. Seni okulda bulamayınca Bay Stark yerini tespit etti ve ben seni almaya geldiğimde Julian ile öpüştüğünü gördüm. Liz'de zaten herkese fotoğrafınızı mesaj attı. Sonra sinirden maskemi çıkardım. Julian gördü ve herkes kimliğimi öğrendi. Bin tane mesaj geliyor. Sonra da sen bayıldın. Seni alıp kuleye götürdüm sonra sana ne yaptılar bilmiyorum. Daha fazla seni görmek istemediğimden eve gittim.
- Peter ben çok üzgünüm ama böyle bir şeyi yapmayacağımı sen de biliyorsun. Seni çok seviyorum. Julian'ı niye öpeyim ki? Alkolün etkisinden olmuştur. Lütfen Peter çok özür dilerim.
+ Hayır Daphne. Bu o kadar çabuk affedilecek bir şey değil. Benden habersiz cezadan bile kaçmışsın!
- Gerçekten çok özür dilerim Peter. Onu bilerek öpmedim. Yemin ederim.
+ Kanıtla o zaman Daphne! Kanıtlarsan seni affederim. Ama bunu kanıtlayamazsın. Beni aldattın işte!Peter'ın söylediklerini daha fazla dinlemeyip hemen evden çıktım. Julian'ın evine koşarak gidiyordum. Onun yüzünden Peter ile küsmüştük. Ve onun yüzünden herkes benden nefret ediyordu. Eve geldikten sonra yumrukla kapıya birkaç kere vurdum.
J: Ne oluyor?!
Julian kapıyı açıp şaşkınca bana baktı.
J: Burada ne işin var Daphne?
- Bana dün ne içirdin?!
J: İçecek getirdim. Herkesin içtiğinden. Beni kendi isteğinle öptün. Ben hiçbir şey yapmadım.
- Bana ne içirdin dedim! Ya söylersin ya da evine girerim ve evini ararım.
J: Ben de seni polise şikayet ederim. Benim evime böyle canın istediği gibi gelip arayamazsın!
- Ben Yenilmezim ve Stark'ım! İstediğimi yaparım. Polisler de hiçbir şey yapamaz. İstersen dene. Ama denememeni tavsiye ederim çünkü seni hapse attırırım. Şimdi çekil önümden!
Julian önümden çekildiğinde hızla evi aradım. Bana verdiği şeyi nasıl bulacaktım ki? Ya bana bir şey vermediyse? Ya gerçekten ben onu öpmüşsem? Ama o zaman hatırlardım. Bütün her tarafa bakmıştım ama hiçbir şey yoktu. Birden Julian'ı boynundan tutup duvara dayadım.- Bana dün içirdiğin şeyi hemen şimdi vereceksin yoksa seni kendi ellerimle öldürürüm.
J: Beni asla öldürmezsin.
Boynunu tutmayı bırakmayıp hızla diğer elimle cebinden silahımı çıkardım.
- Öyle mi? Dene beni!
J: Tamam vereceğim. Bırak beni!
Julian'ı bıraktıktan sonra bana paketli bir şey verdi.
J: Bunu içeceğine döktüm. İlişkinizi bozmak için. Böylece benimle olacaktın ama her şeyi berbat ettim. Üzgünüm. Siz birbiriniz için yaratılmışsınız.
Bu söylediklerini videoya çekmiştim. Verdiği şeyi cebime koydum.
- Burada kamera var mı?
J: Evet.
- Hemen bana dün akşamki kayıtları ver!
Kayıtları da aldıktan sonra koşarak Peter'ın evine gittim.
- Peter! Sana bilerek yapmadığımı kanıtlayacağım.
Hızla videoyu oynattım. Kamera kayıtlarını ve Julian'ın bana verdiği şeyi gösterdim.
+Cidden Daphne bu kadar acınacak durumda mısın?
Anlamaz bir şekilde Peter'a baktım.
- Neden bahsediyorsun?
+Kim bilir Louis ile nasıl bir anlaşma yapmışsındır. Sana ne oldu bilmiyorum ama eğer artık beni sevmiyorsan beni aldatmak yerine bunu düzgünce söyleyebilirdin!
- Pete-
+ Yeter! Daha fazla konuşmayalım. Lütfen evimden çık.Hiçbir şey demeden sinirle evden çıktım. Peter neden benden bu kadar nefret ediyordu?! Koşarak ormana gittim. Kendimden nefret etmeye başlamıştım ve ne yaptığımı bile bilmiyordum. Ormana geldiğimde hüngür hüngür ağlayarak etrafa silah sıkmaya başladım. Nedensiz bir şekilde rahatlamıştım. Çığlık çığlığa bağırıyordum. Tam tekrar bağıracakken arkamdan bir ses duydum.
- Kim var orada?!
Elimde silah ile bekliyordum.
Karşımda gördüğüm ile gözlerim sonuna kadar açıldı. Bucky bana doğru koşarak geliyordu. Beni öldürecek gibiydi.
- Bucky?
B: Bucky'de kim?!
Koşarak bana gelirken silahı ona doğrulttum.
- Yaklaşırsan ölürsün. Ve yemin ederim bunu yaparım!
Bucky karnıma tekme attı. O kadar sert atmıştı ki havaya uçtum. Sanki organlarım yerinden çıkmış gibiydi. Yavaşça ayağa kalktım. Silah Bucky'nin yanındaydı. Bucky benden çok daha güçlüydü onu asla yenemezdim. Ona elimden geldiğince sert bir yumruk attım. Hemen karşılık verdi. Burnuma yumruk attı. Burnum kanamaya başlamıştı.
- Bucky dur!
Bucky sanki beni duymuyordu. Durmadan bana vuruyordu. En sonunda daha fazla dayanamayıp bayıldım.Uyandığımda bir sandalyeye bağlıydım. Hatta kelepçeliydim.
- Neredeyim ben?
Karşıma kısa boylu bir adam çıktı.
?: Hydra'dasın.
- Çok uzun kalmayacağım. Eminim babam yoldadır.
?: Sen öyle san. Bütün Yenilmezler senden nefret ediyor.
- Sen nereden biliyorsun?
?: Uzun zamandır seni izliyorduk. Senin her şeyini biliyoruz.
- Her neyse. Umrumda değil. Hayatımı bilsen ne olacak?
?: Çok işime yarayacaksın. Hafızanı sileceğim ve görünmezlik gücünü alacağım.
- İyi şanslar.
Bir anda ağzıma bir şey soktu ve beynim çıkıyormuş gibi hissettim. Deli gibi bağırıyordum. Canım çok acıyordu.Uyandığımda karşımda siyah saçlı bir adam vardı. Metal kolu ile gerçekten çok çekiciydi.
- Sen de kimsin?
B: Ben Kış Askeri. Aynı zamanda hayatının aşkı.
- Ben niye seni tanımıyorum?
B: Hafızanı sildiler. Yenilmezler bizi ayırdı ve senin bütün aileni öldürdü.
- Yenilmezleri öldüreceğim!
B: Evet. Birazdan gideceğiz. Hazırlan.
Hızla yerimden kalkıp silahımı ve bıçağımı aldım. Kısa bir süre sonra yola çıkmıştık.
B: Plan basit sadece öldür!
Kafamı onaylayarak salladım ve Yenilmezlerin binasına bomba attım. Hızla dışarı çıktılar. Hepsi bana çok garipçe bakıyordu. Onların bakışlarını takmadan Ironman'e doğru koşmaya başladım. Hemen zırhını giydi. Silahımı çıkardım ve ateş ettim. Yanımda Kış Askeri vardı. Ironman'e ateş ediyordum ama o kaçıyordu. Bana hiç dokunmuyordu bile. Bir anda ellerimin bağlandığını hissettim. Karşıma Örümcek Çocuk çıktı.
- Sen nereden çıktın Örümcek Çocuk?!
+ Daphne sana ne yaptılar böyle?! Bu sen değilsin! Kendine gel.
- Sen mi benim kim olduğumu biliyorsun?
+ Evet. Sen kimseye kıyamayan benim minik Daphnemsin.
- Daphne de kim?
+ Sensin!
- Üzgünüm Örümcek Çocuk ama işim var.
Tam ona bıçak saplayacakken bıçağı elimden aldı ve fırlattı. Beni bağladı. Cebimden silahı çıkarıp sıkacakken silah bir anda elimden gitti. Kızıl Cadı onu kontrol ediyordu.
W: Üzgünüm Daphne ama bunu yapmak zorundayım.
B: Hayır! Buradayım hayatım. Ona dokunmayın!
+ Ne?!
- Kış Askeri beni bırakma.
B: Seni asla bırakmayacağım bebeğim. Hayatımın aşkına dokunmayın!
+ Wanda ne diyor o? Dedi Peter gözleri dolarak.
Wanda zihnimi okumaya başladı. Canım çok acıyordu. Sesim çıktığı kadar bağırıyorum.
W: Hydra onun beynini yıkamış! Hiçbirimizi hatırlamıyor. Onun ailesini öldürdüğümüzü ve Bucky ile sevgili olduğunu sanıyor.
Peter'ın gözünden yaş aktı. Bu çocuk neden ağlıyordu ki?! Bana yaklaştı. Yanağımı okşamaya başladı.
+ Daphne beni hiç mi hatırlamıyorsun?
- Dokunma bana! Sen benim ailemi öldürdün.
+ Senin ailen biziz. Ironman senin baban. Ben senin sevgilinim. Bizi unutamazsın Daphne.
- Bana Daphne diyip durma!
+ Sadece adını söylüyorum.
N: Çok üzgünüm Daphne.
Black Widow'un sesiyle etraf karardı.Başımda çok büyük bir ağrı vardı. Yanımda Bucky uyuyordu. Ne olmuştu? Ben etrafı incelerken Yenilmezler odayı doldurdu.
+ Ben kimim?
- Peter bu nasıl bir soru?
+ Oh şükürler olsun!
Peter koşarak geldi ve bana sarıldı. Sonra dudaklarımızı birleştirdi.
%: Biz de buradayız!
Dedi babam gözlerini döndürerek.
Peter kızararak benden ayrıldı.
- Ne oldu?
Peter her şeyi bana anlatmaya başladı. Ben baygınken de Julian'ın evine gitmiş ve benim gerçeği söylediğimi öğrenmiş. Wanda herkesin hafızasını silmiş ve her şey eski haline dönmüş.
- Her şey için çok özür dilerim. Hepsi benim suçum.
% Kendini suçlama. Hiçbir şey senin suçun değil.Merhaba! Nasılsınız? Bölüm iğrenç oldu ama yb çok istediğiniz için atmak sorunda kaldım. Aklımda yazacak hiçbir fikir yok. O yüzden bölümler biraz geç geliyor. Elimden geldiğince eski haline çevirmeye çalışacağım. Bölümü beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum.❤️❤️