Sabah sabah telefonum çalıyordu. Harika uykumu bölen kimse güzel bir bahanesi olmalıydı. Arayan Laylaydı.
- Layla uykumu böldün. Umarım güzel bir bahanen vardır.
L: Hemen bize gel. Biraz takılalım.
- Layla gerçekten bu yüzden mi aradın yani?
L: Evet. Hadi hemen hazırlan bekliyorum seni.
- İyi.
Yavaşça yatağımdan kalktım. Yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim.
- Baba! Nerdesin?
S: Baban şuan burada değil.
- Yaa neden? Nerede şuan?
S: Tam olarak bilmiyorum işi varmış.
- Tamam. Beni arkadaşım çağırıyor ben ona gideceğim.
S: Kimmiş o arkadaşın?
- Layla. Kim olacak başka?
S: Ben bilmem artık.
- Neyse gidebilir miyim?
S: Hayır.
- Ne! Neden gidemiyorum?
S: Olmaz dışarısı güvenli değil.
- Ya Steve ne olucak. Happy beni götürür zaten evde olacağım.
S: Olmaz dedim.
- Peter nerede?
S: Babanla birlikte.
- Ya nerdeler onlar?
S: Bilmiyorum dedim ya Daphne.
- Tamam sakin ol.
Hızla yukarı çıktım. Ben Daphne isem oraya gidecektim. Hemen üstümü değiştirip hazırlandım. Kostümümü giymiştim. Camdan dışarı çıktım ve uçarak Laylanın evine gittim. Çok kolay olmuştu.
Kapıyı çaldım. Kısa bir süre sonra kapı açıldı.
L: Hoş geldin Daphne!
- Merhaba!
Hemen sarılıp içeri geçtik.
- Ee ne yapıyoruz şimdi?
L: Bilmem.
- Bu arada annenler nerede?
L: Söylemeyi unuttum onlar anneanneme gitti.
- Sen niye gitmedin?
L: Hadi ama Daphne yaşlılar içinde ne yapabilirim?
Kıkırdadım.
- Tamam o zaman film izleyelim.
L: Olur.
Layla filmi açarken bir ses duydum.
- Layla sen de duydun mu?
L: Neyi duydum mu?
- Ses geldi daha demin.
L: Daphne bu çok normal değil mi?
- Ya ama evden geldi.
L: Tamam bir şey düşmüştür. Takma bu kadar.
- Peki öyle olsun bakalım.
Cümlemi bitirdiğim anda Laylanın telefonu çaldı.
L: Efendim anne.
A: Layla sakın evden çıkma. Her tarafı sıkıca kilitle, kimseye kapıyı açma ve saklan. Hemen!
L: Anne ne oluyor?
A: Bilmiyorum ama dışarıda delirmiş insanlar var. Her taraftalar. Sakın dışarı falan bakma seni görürlerse eve girerler. Büyük ihtimal gelemeyeceğiz. Seni çok seviyoruz. Çok dikkatli ol.
L: Anne korkuyorum.
A: Sana güveniyorum. Şimdi kapatmam lazım. Ara sıra beni ara.
L: Tamam.
- Layla ne oluyor?
L: Senin duyduğun ses... Dışarıda bir şeyler varmış. Çaktırmadan dışarı bakalım.
Kenardan perdeyi açtım ve baktım. Gerçekten dışarıda manyak insanlar vardı. Yüzleri kan içindeydi.
- Layla?
L: Hemen saklanmalıyız.
- Bir dakika. Ben sesi evin içinden duymuştum.
L: Ne! Emin misin?
- Evet.
L: Dışarı çıkamayız. Burada da kalamayız. Ne yapacağız?
- Babamı arayacağım.
Babamı aramaya çalışıyordum. Ama olmuyordu.
- Aramıyor.
L: Daphne korkuyorum.
- Tamam. Eee. Saklanacak bir yer var mı?
L: Hayır. Böyle bir şey olacağını düşünmemiştik.
- Dolap falan da olur.
L: Odamda büyük ve az dolu olan bir dolap var.
- Ama sesi oradan duydum.
L: Bahçeye çıksak?
- Oradan nereye gideceğiz?
L: Senin yanında kostümün yok muydu?
- Aa evet! Tamam hemen bahçeye gidelim.
Hızla bahçeye gittik. Ben hemen kostümümü giydim.
- Hazır mısın?
L: Neye?
Laylayı yakaladım ve uçmaya başladık. Binaya gidiyorduk.
Geldiğimizde kimse yoktu.
- Layla sen burada kal. Buraya kimse gelemez. Ben gidiyorum.
L: Olmaz nereye gidiyorsun?
- Ekibe yardım etmeye.
L: Daphne aklını mı kaçırdın! Çok tehlikeli.
- Tehlikeli ama gitmek zorundayım. Bir şey olursa hemen beni ara.
L: Dikkatli ol!
- Olurum.
Peter'ın yerine baktım. Herhalde savaşıyordur diye. Hemen onun yanına gittim. Her taraf karanlıktı. Çok büyük ve korkutucuydu. Viruslulerin ana merkezleri diye düşündüm. Korkusuzca ilerliyordum. Birden bir şeye bastım. Hemen ışık yaktım ve yerde kemikler olduğunu fark ettim. Beni daha çok korkutmuştu. Titremeye başladım. Peter'a gittikçe yaklaşıyordum. En sonunda onu bulmuştum. Onu gördüğümde her tarafı bağlanmış bir şekildeydi.
- Peter?
+ Daphne. Hemen burdan gitmelisin! Çabuk git hemen.
- Peter neler oluyor?
+ Anlatacak zaman yok çabuk git. Saklan hemen.
- Peter bana neler olduğunu detaylı bir şekilde anlat!
+ Gitmelisin.
- Peter anlatacak mısın?
+ Daphne dikkat et!
- Ne olu-
Yanımda virüslü insan vardı. Hemen ona saldırdım. Çok sert dövüşüyordum. Tam arkadan bana sarılacakken bir şey onu durdurdu. Arkamı döndüğümde Peter ile karşılaştım. Elinde ağ makinesi vardı. Hemen yanına gidip onu çözdüm.
- Peter bana her şeyi anlat.
+ Tamam, anlatacağım ama önce burdan çıkalım.
Ordan çıktıktan sonra Peter'a döndüm.
- Peter neler oluyor? Babam nerede?
+ Sen uyuduktan hemen sonra sinyal aldık. Bay Stark sabaha kadar araştırdı. En sonunda Dünyaya geldiler. Sonra kimseye haber vermeden gidiyordu ben onu gördüm. Tek başına gitmemesini söyledim. Beni de yanına alıp gittik. Sonra beni bir tanesi aldı buraya getirdi. Bay Stark şuan nerede bilmiyorum.
- Peter niye kimseye haber vermeden gittiniz?
+ Ben üzgünüm durdurmaya çalıştım.
- Ekip nerede?
+ Yerlerine bakayım hemen.
Hepsine baktı ve bana döndü.
+ Hepsi aynı yerde. Hadi gidelim.🕷🕷🕷🕷🕷🕷
Geldiğimizde babamı gördüğüm anda yanına koştum.
- Baba!
Sıkıca sarıldım.
÷ Daphne hadi savaşmamız lazım.
Hızla ayrılıp savaşmaya başladım.
Hızla çoğalıyorlardı. Aklıma Layla geldi. Umarım güvendedir diye düşündüm. Birden arkamdan biri saldırdı. Bu Peterdı.
- Peter?
Beni dinlemiyordu. O da onlardan biri olmuştu. Benden çok daha güçlü olduğu için zaptedemiyordum. Ellerimi tutmuştu. Sadece kendimi savunabiliyordum. Derken bana yaklaştı. Hareket edemiyordum. Kesin beni ısıracaktı ve ben de onlardan birine dönüşecektim. Ama tahmin ettiğim şey olmamıştı. Kulağıma yaklaştı.
+ Ben onlardan biri değilim. Sadece rol yapıyorum.
Çok rahatlamıştım.
- Çok korkmuştum.
Hemen ona sarıldım. Sanki Peter gibi kokmuyordu. Belki inandırıcı olsun diye başka bir parfüm sıkmıştır diye düşündüm.
+ Daphne acil bir şekilde laboratuvara ( kesin yanlış yazdım) gitmemiz lazım.
- Neden ki?
+ Oradan onları durduracağız. Bay Stark gidip oradan durdur dedi.
- Eee peki.
Bu söylediği çok saçma gelmişti ama yinede ona uyum sağladım.
Kuleye geldikten sonra hızla Layla'nın yanına gittim. Ama bıraktığım yerde yoktu.
- Layla?
Ses çıkmıyordu. Her tarafa bakmıştım fakat Layla yoktu.
- Peter Layla'yı bulamıyorum.
+ Bırak şimdi Laylayı.
- Ne!
+ Yani asıl işimiz onları durdurmak. Onlar yok olursa zaten onu da buluruz.
- Tamam.
Peter'ın söyledikleri çok saçmaydı. Ve biraz fazla asabiydi.
Hala elimde telefonla Laylaya ulaşmaya çalışıyordum.
+ Bırak şu telefonu da şifreyi gir. Çok zamanımız yok.
- Sen bilmiyor musun?
+ Eeee unuttum.
Bu kesinlikle Peter değildi. Babam benim dışımda şifreyi asla ama asla kimseye söylemez. Demek ki Peter'ın kılığına girmiş.
- Peter benim en sevdiğim yemek ne?
+ Ya Daphne oyalama artık aç şu kapıyı. Bak geç kalıyoruz. Birazdan buraya bile gelebilirler.
- Hala cevap bekliyorum.
+ Şuan cidden senin en sevdiğin yemeği mi konuşuyoruz?
- Evet.
O sırada saatine basıp yardım istedim.
+ Yeter artık!
Bir anda o manyak insanlardan birine döndü. Ve beni yakaladı. Elimde tabiii ki silah vardı. Ama çok iyi dövüşüyordu. Birkaç kere daha yardım tuşuna bastım. En sonunda bir karaltı oldu.Nasıl buldunuz? Benim pek içine sinmedi ama uzun zamandır bölüm atmadığım için atayım dedim. Umarım hepiniz iyisinizdir. Ve yb gelmediği için üzgünüm. LGS öğrencisi olduğum için şu sıralar pek yazamıyorum. Sizi seviyorum ❤❤❤