"Hala hazırlanmamış olmana inanamıyorum" dedi Margaret beni iterek. İçeri girer girmez arkasından kapıyı kapattım.
"Sana da günaydın Margaret" dedim en sahte gülümsememi yüzüme takarak. Gözlerini devirdi ve kısa bir süre gözleri yüzüme odaklandı.
"Meyil hadi hazırlanman lazım, şu haline bak. Sen akşam uyumadın mı hiç? Gözlerinin altı şişmiş.." çenemi tuttu ve başımı sağa sola çevirdi. Derin bir nefes alıp gözlerimi hafifçe devirerek ellerinden kurtulup bir adım geriye çekildim.
Sol kolumu havaya kaldırıp olmayan saatimi gösterirken "Daha bir saat var" diye hatırlattım. Havadaki kolumu yakalayıp bir anda merdivenlere yöneldi ve beni odama çıkarttı. Bir anda ittirmesiyle hafif sendelesem de çabuk toparlandım ve yüzümde anlamsız bir ifadeyle ona baktım.
"Hadi giyin artık, ben aşağıdayım." deyip göz kırptı ve beni odada yalnız bıraktı. Odada göz gezdirirken kaşlarım çatıldı ve başıma giren ağrı sebebiyle istemsiz gözlerimi kapattım. Sakin olmalıydım...Saniyeler süren iç savaştan sonra derin bir nefes alıp gözlerimi açtım ve karşımdaki elbise dolabıma yöneldim.
Yaklaşık on dakika sonra giyinmiş, saçlarımı yapmış ve aşağı inmiştim. Margaret, bir eline doladığı saçıyla oynarken salonun ortasında dönüp duruyordu. Merdivenlerin sonuna geldiğimi görünce saçıyla oynamayı bırakıp yanıma geldi.
"Sonunda Meyil, beklemekten ağaç oldum resmen. Hadi gidelim." başımı salladım. Çantamı aldım ve evi kilitleyip dışarı çıktık.
Annemler sık sık seyahat etmek zorunda oldukları için küçüklüğümden beri kendi başımın çaresine bakmayı öğrenmiştim ve dün gece yarısı gelen telefon yüzünden ikiside gitmek durumunda kalmıştı. Margaret ile beraber sessiz geçen on beş dakika sonra okula yaklaşmıştık. Gözlerim istemsizce etrafı kolaçan ederken onun yakınlarda olduğunu biliyordum. Bir anda kolumda hissettiğim el ile hafifçe irkilirken Margaret beni durdurdu.
"Ne? Ne oldu?" diye mırıldandım."Sanki kiralık bir katil tarafından izleniyormuşsun gibi davranıyorsun. Neler oluyor?" dedi. Belli belirsiz gülümserken yavaşça koluna girdim ve hiçbir şey olmamış gibi okul binasına doğru yönlendirdim."Sadece dün akşam iyi uyuyamadım ve yorgun hissediyorum. O kadar.." gözlerini kıstı ne yazık ki bana inanmadığının farkındaydım.
***
Sınıfa girdiğimizde birkaç kişi bir sıraya toplanmış, kendi aralarında sohbet ediyordu.-"Selam çocuklar!" dedi Margaret. Biraz önce sıranın etrafında toplanıp kendi aralarında sohbet eden grup bize gülümseyerek yer açtılar. Margaret Emma'nın yanına otutururken ben de sıraya Barry'nin yanına oturmak zorunda kaldım. Sohbet devam ederken Barry'nin kolumu dürtmesiyle ona baktım.
-"Nasılsın Meyil, halsiz görünüyorsun bugün?" dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. Kumraldı. Ela gözlere ve keskin yüz hatlarına sahipti.
-"İyiyim Barry, sadece dün akşam biraz uyuyamadım o yüzden yorgunum." dedim ve dudaklarımın düz bir çizgi olduğuna emin olduğum bir gülümseme gönderdim. Barry gözlerini kıstı ancak bir şey demedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Teen Fiction"Hata yapmamak için mükemmelleştirilmiş bir hayatın bu kadar çabuk dağılabileceğini kim bilebilirdi ki?"