Geri Dönüş

374 5 1
                                    


Bölüm şarkısı: James Arthur- Recovery

''Ne dedin sen?''

''Bak sakin ol-''

''Ne sakin olması!''

Bir ses. Daha önce duymadığım yabancı bir ses. Sesindeki tondan nasıl hissettiği belli. Şaşkın. Öfkeli. Kızgın.

Rüya mı görüyordum yoksa beynimin uydurması mıydı karar veremedim. Ama aynı sesi tekrar duyduğum da ne rüya ne de halüsinasyon olduğunu anladım. Gözlerimi hızla açtım. Pencereden güneşin günü yarıladığını görebiliyordum. Bunca zaman uyumuş muydum?

Yatakta hiç kıpırdamadan öylece durdum. Biraz önce duyduğum seslerden eser yoktu. Bu uzun süren sessizlik hiç hoşuma gitmemişti. Acaba biraz önce yanlış mı duydum, kulaklarım bana oyun mu oynadı diye tereddüt ettim.

Üzerimdeki yorganı yavaş hareketlerle açtım ve ayaklarımı çift kişilik yataktan aşağı sallandırdım. Oturur pozisyona geçtiğimde omuzlarıma bir yük binmiş gibi hissediyordum. Neden bu saate kadar uyuduğum belli oluyordu. Kısa bir an bekledim ama hala duyduğumu sandığım o ses gelmiyordu. Bu ıssız ormanın içindeki koca bağ evinde tek başıma mı kalmıştım? Umarım öyle değildir umuduyla pencereye doğru ilerledim. Jack'in siyah son model arabasını eski durduğu yerde görünce içim az da olsa rahatladı. Fakat gözüm arabanın biraz ilerisindeki siyah BMW'de takılı kaldı. Bu arabayı daha önce görmüş müydüm? Biraz düşünüp hatırlamaya çalışırken kafamda şimşekler çaktı. Bu, o arabaydı. Gece vakti filmlerde gördüğümüz türden pencereden beni izlediğini düşündüğüm siyah arabaydı. Peki, kime aitti?

Derin sayılabilecek titrek bir nefes aldım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Yavaş ve temkinli adımlarla kapıya doğru ilerledim. Buraya getirildiğimden beri her zaman yaptığımı yapıp kulağımı kapıya dayadım ve içeriden ses gelip gelmediğini anlamaya çalıştım. Hiç ses yoktu acaba yanlış mı duymuştum?

Tuttuğum nefesimi sakin bir şekilde dışarı verirken sol elimi kapının koluna koydum. Sessiz olmaya özen göstererek kapıyı açtım. Başımı dışarı uzattığımda tahmin ettiğim gibi salonda hiç kimse yoktu. Bağ evi zaten bir mutfak, bir banyo, benim bulunduğum da dahil üç oda ve geniş bir salondan oluşuyordu. Mutfakta ya da bu odalardan birinde olma ihtimalleri yüksekti ama dışarı çıkmış da olabilirlerdi. Parmak uçlarımda kapıdan çıktım ve düşüncelerimden emin olmak için harekete geçtim. Bu anı genelde filmlerde görürdüm ve ekran başında izlerken göründüğü gibi olmadığını şu anda çok iyi anladım.

Odaların önünden geçerken içeriyi dinliyordum ama hiç ses yoktu. Hızlı ve sessiz hareketlerle mutfağa baktığımda orada da kimse yoktu. Aklıma gelen fikirle bakışlarımı kapıya yönelttim. Birilerinin dikkatini çekmeden hızlıca dışarı çıkıp kaçabilirdim ancak Melanie'nin son yaptığım davranış yüzünden dışarı çıkmış olsalar bile kapıyı açık bırakmayacaklarını biliyordum.

Böyle bir şeyin olmayacağını bilerek iç geçirdim. Sanırım çok fazla kitap okuyup film izliyordum. En iyisi lavaboya gidip yüzümü soğuk suyla yıkamaktı. Önüme dönüp lavaboya doğru bir adım atmıştım ki arkamdan gelen erkek sesiyle olduğum yerde kaldım.

''Meyil?''

Ürkek bakışlarımı yavaşça bana seslenen kişiye çevirdim. Saçları dağınık, üzerinde deri ceketle dışarı çıkmaya hazırlanıyor gibi görünen Jack'i gördüm. Okyanus ya da yosun mavisi rengindeki gözlerini bana yöneltmiş yarı şaşkın yarı endişeli bana bakıyordu. Yüzümü tam olarak ona döndüğümde ''Neden odadan çıktın?'' diye sordu.

SEN BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin