...
Kendime geldiğimde göz kapaklarımdan içeri sızan kırmızı ışıklar gözlerimi kırpıştırmama sebep oldu ve gözlerimi aralayıp tam karşıya baktığımda güneşin batmakta olduğunu gördüm. Tüm kızıllığıyla orada, gökyüzünü kaplarken yan koltuğa baktığımda boş olduğunu gördüm. Kaşlarımın tam ortasına küçük bir çukur yerleşirken arka koltuğa baktım. Evden çıkarken aldığı çanta ordaydı peki Dennis nerdeydi? Koltuğumda biraz daha dikleşince gökyüzünün muntazam kızıllığıyla bir bütün oluşturmuş deniz görüş açıma girdiğinde dudaklarım hayranlıkla aralandı. Şu anki görüntü görülmeye değerdi. Ve Dennis, arabanın ön tarafında biraz ilerdeki düzlükte uçurumun kenarında elleri cepte önünde uzanan manzarayı izliyordu. Yavaş hareketlerle ben de arabadan inip ona doğru yürümeye başladım. Biraz arkasında durduğumda güneşin kendisine vuran ışıklarıyla yüz hatları daha bir kusursuz görünüyordu. Hafiften kumrala çalmaya başlayan sarı saçları esen hafif meltem sayesinde güneş ışıklarıyla dans ediyor gibiydi. Gözlerimi kırpıştırıp sertçe yutkunduktan sonra etrafa bakınmaya başladım. Ben ne düşünüyordum böyle? Zihnimde yüksek bir duvarın üzerinden pürüzsüz bacaklarını sarkıtmış tırnaklarıyla oynayan Meyil bana alaycı bir bakış atarken iç çekip yanına bir iki adım attım. Şimdi bedenlerimiz aynı hizadaydı. Rüzgâr uzak diyarlardan dolaştırıp getirdiği havayla bedenimizi okşarken gözlerimi kapattım. Her şeyi unutup anı yaşamak istedim. Salık olan saçlarım belli ritimlerle sırtıma vururken yüzümü hafif yukarı kaldırdım ve uçurumun aşağısındaki denizin kokusunu içime çektim. Rüzgâr baştakine göre daha hafif dokunuşlarda bulunurken yerdeki otların ezilme sesleri kulaklarıma doldu ve kaşlarım hafifçe çatıldı. Bedeninin varlığını arkamda hissederken saçlarımın onun çenesini okşadığını hissedebiliyordum. Kendine özgü tarifi zor kokusu deniz kokusuyla birleşip burnuma dolarken yumuşak bir ses tonuyla konuşunca bedenim istemsizce kasıldı. Maratondan dönmüş bir koşucunun nefes alışveriş hızı gibi kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Bedenimin verdiği bu ani tepki de neydi?
''Küçüklüğünden beri yanında olan insanlardan bir gecede kopmak imkânsız olsa da henüz değil.''
Dişlerimi birbirine bastırıp kenetlerken çenemin kasıldığını hissediyordum ve gözlerim... Bana inat dolmaya başlamıştı ve kalbim... Bana inat çok hızlı atıyordu. Sertçe arkamı dönünce saçlarım güneşte daha kusursuz görünen yüzüne çarpmıştı. Onun ormanlarında hiçbir kıvılcım etkisi göremesem de benim kahvelerim büyük bir orman yangının içinde kalmış gibi alev alevdi. Gözlerine odaklanmış bakarken onunkiler yüzümün her saniye aldığı şekle bakıyordu.
...
Merhaba arkadaşlar... Öncelikle herkesin Kurban Bayramı mübarek olsun. Bildiğiniz üzere bu hikayeyi iki yakın arkadaş birlikte yazıyoruz. Ve bugün yazarımız Defnem16 adlı kullanıcımızın doğum günü. Onun adına 10. bölümden kısa bir kesit paylaşmak istedik.
Umarım beğenirsiniz lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
İnstagram: sen_benimsin_bm
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Ficção Adolescente"Hata yapmamak için mükemmelleştirilmiş bir hayatın bu kadar çabuk dağılabileceğini kim bilebilirdi ki?"