"Ceren sinir krizi geçiriyor.." Buse'nin cümlesinin etkisi ile hızla ayaklanıp yukarıya çıkmaya başlamıştık. En önde Cellat gidiyordu arkasında da ben. Cellat geçince Buse sertçe kolumdan tuttu. Şaşkınca ona döndüğümde gözlerinde saf nefreti gördüm birkaç saniyeliğine. "Burada bekle. Bu onların arasında!" Sadece gözleri değil ses tonu bile nefret kusuyordu. Beni orada bırakıp giderken yavaşca arkamı döndüm. Merdivenin aşşağısında sırayla aysude yiğit ve mehmet duruyordu.
"Sen Buse'ye bakma. O Ceren'cidir." Dedi aysude neşeli tutmaya çalıştığı sesiyle. Ona zorla bir tebessüm gönderip merdivenlerden inmeye başladım. Salona girip cama dönük olan koltuğa oturduktan sonra dışarıda yağan yağmura baktım. Arkama yaslanıp kollarımı göğsümde bağlarken yaptığım şeyi sorgulamaya başlamıştım. Sahi? Ben napıyordum? Bu soruyu kendime ne çok sormuştum böyle?
Ceren bariz bir şekilde Cellat'ı seviyordu. Neden o zaman sevgili olmuyorlardı. Ceren çok güzel bir kızdı. Belki Cellat senin sayende Cerenden kurtulmayı planlıyordur? Tabii canım kesin öyledir.
Yaklaşık 3 dakika sonra merdivenlerden gelen sesle bakışlarımı oraya çevirdim. Cellat siyah boğazlı kazak ve pantolon ile aşşağıa inmiş bana doğru gelirken telefonla konuşuyordu.
"Bir dakika..." telefonu kulağından uzaklaştırıp bana döndü "Hazırlan nikah dairesine gidiyoruz" tekrar telefonu kulağına götürürken bir süre onu süzdüm. Sanki sinir krizi geçiren birini sakinleştirmeye gitmemiş de üstünü değiştirmek için gitmiş gibiydi. Onu orada bırakıp öerdivenlere yöneldikten sonra bana verdikleri odaya girdi. Yatağın üzerinde Merve ile almak için dışarı çıktığım ve kaçırıldığım zaman almayı planladığım elbise vardı. Boğazlı beyaz mini eteğin ucunda fırfırları olan bir elbiseydi. Yerde ise beyaz yarım topuk bot vardı. Ben elbiseye bön bön bakarken içeriye Aysude girmişti.
"Hadi daha giynimemişsin!"
"Bu elbiseyi nerden buldunuz?" Diye sordum şaşkınca. Omuz silkti bana boş boş bakarken.
"Cellat almış." Bir süre boş boş elbiseye baktığımda tekrar konuştu. "Hadi giysene kızım!"
"Aysude bana pantolon kazak getirsene ya bu çok saçma bu kadar abartmaya gerek yok ki!" Dedim sitemle. Bana bir süre boş boş baktıktan sonra gözlerini devirip yatağın üzerindeki elbiseyi elime tutuşturup beni odadaki banyoya itti.
"Hadi giyin boş boş konuşma. Kızın nikahı var kazakla pantolon diyor!" Dedi sitemle. Onlar bilmiyor gerizekalı!
Ah unutmuşum!
Oflayarak banyoda giyindikten sonra aynada kendime bakma gereği duymadan çıktım dışarıya ve Aysudenin eline bıraktım kendimi. Bana toprak tonlarında hafif bir makyaj yaptıktan sonra saçlarımı da dalgalandırıp ensemde gevşek bir topuz yaptı. Ondan aldığım vanilyalı parfümü vücuduma sıktıktan sonra dışarıya çıktım.
Ev gereğinden fazla sessizdi. Ben merdivenlerden topuk sesleriyle inerken az önce kalktığım koltukta oturan Cellat bakışlarını bana çevirdi. Boydan beni süzdükten sonra ifadesiz bir yüzle ayağa kalkıp yanıma geldi ve elimi tutup ilerlerken konuşmaya başladı. "Aysude Yiğit seni arabada bekliyor."
"Aynen evet Cemre çok güzel olmuş!" Aysude garibim bizim aramızda deli olmuştu. Onun bu kinayeli cümlesine sessizce güldüğüm sırada Cellat göz ucuyla bana bakıp beni siyah bir arabaya kadar getirdikten sonra kendi yerine geçti. Ben arabaya binerken o arabayı çalıştırmış, ben kapıyı kapatırken sürmeye başlamıştı.
Düğün günümde öldürecek beni.
"Ceren iyi miydi?" Diye sordum merakla. Dikiz aynasını kontrol etti önce. Vitesi değiştikten sonra konuşmaya başladı. "Evet gayet iyiydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesim Ol
Genç Kurgu"Kız bu," dedi Yiğit genç adamın önüne bir zarf verirken. ilgisizce elindeki bira bardağını bir kenara bırakıp zarfı açtı. "Off bi içim su!" Mehmete ters bakışlarını gönderip fotoğrafları tek tek geçmeye başladı. "Oha lan gözlere bak!" "Mehmet sikti...