Atlası inceleyen ekip ilk olarak Balıkesir i gördü ve Balıkesir'e doğru yola çıktı.
Balıkesir'e gelen ekip otelde konakladı ve Havran'daki mağaralar a gitti. Söylenti ye göre buraya giren hayvan ve onun arkasından giden çoban dan haber alınamamış. Ekip erkenden yola çıktı. Herkes korkuyordu ama buna mecburlardı. Başlarına gelen bela anca böyle savuşturulabilirdi. Nihayet Havran' a varan ekip saatin 16.00 olduğunu gördü. Sabah veya gece girmek konusunda bir karar verilmesi gerekiyordu. Ekip sabah girmeye karar verdi. Köydeki bir eve konuk oldular. Gece otururken dışarıdan aniden bir çığlık sesi geldi. Herkes korkuyla pencereden baktı ama kimse bir şey göremedi. Birden elektrikler kesildi ve sadece yanıp sönen ufak bir ışık kaldı. Herkes o ışığa bakarken bir gölge benzeri varlık ışığın altından geçti. Köylü herkesin oturmasını istedi. Herkes korkuyla oturdu ve köylü, köyde olan bir olayı anlatmaya başladı. Bir süre önce köyde bazı varlıklar görülmüştü. Bunu kameraya almak isteyen muhabir köye gelmişti ama 11 gün boyunca hiçbir olay olmamıştı. Kameraman kamerayı 14 yaşındaki çocuğa bırakıp gitmişti. Ertesi hafta jandarma köyü ablukaya almıştı. Çünkü o çocuk da dahil 13 kişi parçalanarak öldürülmüştü. Bunun sebebinin ise köye azem (savunma) büyüsünün yapılması idi. Olayları korkuyla dinleyen ekip o gece uyuyamadı. Herkes korkuyla oturdu ve sabah olmasını bekledi. Gece yine aralıklarla çığlıklar duydular. Çok korkunç ve uzun bir geceden sonra nihayet sabah oldu. Ekipteki herkes korkmasına rağmen mağaraya gittiler. Yanlarında tüm gerekli malzemeler vardı. Herkes korkmasına rağmen içeriye girdiler. En başta her şey normaldi. Sonradan derinlere inildikçe grsip sesler duymaya ve ışıklar görmeye başladılar. Herkes korkuyla dondu ve gidip gitmemek konusunda kararsız kaldılar. Ama mecburen gideceklerdi. Başka çare yoktu... Herkes korkuyla yola devam ederken duvarda garip yazılar ve semboller görmeye başladılar. Nihayet sesler kesildi ve ışıklar söndü. Mağaranın bir bölümünde yol ikiye ayrılıyordu. Nereye gideceklerine karar vermek için konuşurken birden kuvvetli bir ışık yandı ve garip tiz bir çığlık duyuldu. Herkes çok korktu ve kendilerine gelmeye çalıştılar. Ani ışıkla kamaşan gözleri karanlığa alışırken daisy nin olmadığını gördüler. Birden çığlık duyuldu ve herkes sese doğru koştu. Bir bölümü taşlar kapatmıştı ve daisy'nin sesi içeriden geliyordu. Herkes onu kurtarmak icin seferber oldu. Nihayet 2 saatin sonunda daisy bulundu ama kolu kırılmıştı. Olanları korkuyla anlattı. Işık ve sesle beraber korkarak koşmuş ve bu taşlar üstüne düşmüştü. Kolu cidden kötü durumdaydı. Üstüne taş düşmüştü. Herkes korku ve endişeyle daisy'yi kurtarmaya çalışırken etrafa telaşla bakan David bir kağıt buldu. Kağıtta bir çeşit büyü yazıyordu. Bunun bir korunma büyüdü olduğunu düşündüler. Çünkü kitaptaki ile uyuşan yerler vardı. Ekip korku ile dışarı çıkıp daisy'yi hastaneye götürdü. Herkesin kafasında korku , endişe ve merak vardı. Bu ipuçları, olaylar nedendi ve ne anlama geliyordu? Onlar için son muydu yoksa bir sonun başlangıcı mıydı?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARANOİKLER
Mystery / ThrillerBir fotoğraf ve onu çeken fotoğrafçının başına gelenler ...