PARANOİKLER

LASCAUX MAĞARASI

Tüm olaylar ve olanların içinde ekip büyük korkuyla kapıyı açmaya çalışırken dışarıdan bir patlama ile kapı açıldı. Askerler ekibi aldı ve kapı tekrar kapandı. Bölge ulaşıma ve girişe kapatıldı. Kapı ise sonsuza kadar mühürlendi. Girişler tamamen kapatıldı. Ekipteki yaralılar hastahaneye kaldırıldı. Kalanlar otele geldi. Olayların etkisinden uzun bir süre kimse çıkamadı. Ekip toparlanıp tatil için Fransa'ya geldiler. Uzun bir yolculuğun ardından Dordogne bölgesine geldiler. Arabaları arıza yapınca orada bir otele yerleştiler. Otelde gezi olduğunu duyan ekip buradaki doğal güzellikleri fotoğraflamak için geziye katıldı. Herkes heyecan içinde yola çıktı. Bu tatilin onlara iyi geleceğini düşünüyorlardı. İlk olarak ormandan geçerek bir akarsuya ulaştılar. Burada piknik yapıp yola devam ettiler. Herkes halinden memnun ve mutluydu. Ormanda kuşlar ötüyor, rüzgar yaprakları ve ağaçları usulca sallıyordu. Herkes uzun bir yürüyüşten sonra tekrar dinlenip dönüş yoluna koyulmuştu. Ekip biraz geride kalmıştı. Birden yol ayrımına geldiler. Kimse nereden gideceğini bilmiyordu. Herkes sağ tarafa doğru yürüdü. Yolda hiçbir olumsuz şeyle karşılaşmadan yürüyorlardı. Sonra hava birden soğudu, rüzgar daha sert esmeye başladı. Ekip yağmur yağacağını anlayıp yakınlarındaki mağaraya sığındılar. O sırada yürüyüş ekibi otele varmıştı ve gelenlerin isimlerini listede kontrol ederken ekibin eksik olduğunu gördüler. Aramak için hazırlanmaya başlamışlardı.  O sırada mağaraya sığınan ekip fenerlerini açtılar ve biraz yemek yediler. Mağarayı inceleyip fotoğraflarken birden daisy çığlık attı. Duvarda bir insana ait olan kemikler vardı. Ekip korkmuştu ama mağarada onlardan başka kimsenin olmadığını düşünerek rahatlamaya çalıştılar. O sırada yağmur artarak yağmaya başladı. Herkes ısınmak için yaktıkları ateşin etrafına toplandı. O sırada mağaranın içinden soğuk bir rüzgar esti. Ya da onlara öyle gelmişti. Herkes biraz korku ve endişe ile titredi. Dışarıda yağmur tüm şiddeti ile devam ediyordu. Rüzgar o kadar çok esiyordu ki  mağaranın çıkışına yakın bir yere yaktıkları ateş sönmüştü. Herkes istemeyerek de olsa mağaranın iç kısımlarına geldi. İçerilere girip derinlere indikçe mağarada bir sürü kemik buldular. Mağaradan uğultular gelmeye başladı. Herkes korkmaya başlamıştı. Mağaranın çıkışına gitmek için yola çıktı ama büyük bir gürültü ile herkes irkildi. Çığlık benzeri tiz sesler geliyordu. Bu sesler yankı yaparak daha da güçleniyor ve herkesi telaşa sokuyordu. Herkes  çıkışa doğru koşmaya başlayacaktı ki büyük bir taş önlerine düştü ve yolu kapattı. Herkes içlere doğru gidip bir çıkış yolu aramaya koyuldu. Derinlere indikçe daha korkunç şeyler görmeye başladılar. Birkaç kafes ve kafeste asılı kafatasları, etrafa dağılmış kemikler , duvarlarda kalan kan lekeleri , gelen sesler.  Herkes korkudan ne yapacağını bilemez halde etrafa bakıyordu. Bir ışık vardı ileride oraya doğru herkes bir umutla giderken Danny nin üstüne büyük bir taş düştü. Herkes el ele verip taşı kaldırdılar ve Danny ile yola devam ettiler.  Koşar adım ışığa doğru koşarlarken tonny büyük bir hata yapıyor ve tuzağı tetikleyen taşa bastı ve duvardan çıkan büyük metal dişler tonny nin yüzünü ve vücudunu paramparça etmeye yetti. Etrafa dağılan kanlar , organlar ve şoka uğrayan ekip çığlık çığlığa ışığa koştu ve tonny yi kaybetmiş bir şekilde mağaradan çıktılar. Onları arayan arama ekibi onları hastahaneye götürdü ve tonny nin cesedinin parçalarını çıkardılar. Ekip bitkin ve üzgün halde tedavi olup otele geldiler. Daha sonra bir an önce burdan ayrılmak için bir rota çizdiler.  Peki sonraki durakları neresi olacaktı? Daha çok kayıp verecekler miydi? Yoksa hepsi birden mi ölecekti ?