Chaonei No:81, Çin

26 3 1
                                    

Artık her şey bitmişti... Herkes korkunun verdiği adrenalin ile gücünün son damlalarını kullanıyorlardı. Sonunda herkesin gücü bitmişti. Artık herkes sadece sonunu bekliyordu. Adım adım yankılanan ve yaklaşan ayak sesleri , çığlıklar... Herkes korku ve ölüm hissi ile dolmuştu. Ta ki yankılanan kimse var mı sesine kadar. Ses yankılanarak hepsine ulaşmıştı. Yine aynı ses " eğer beni duyan varsa kayalardan uzaklaşın" diyordu. Sonrasında büyük bir patlama , kalkan bir toz bulutu... İçeriye ellerinde fenerle birkaç kişi girdi.  Nihayetinde ekibi kurtarıp  çıktılar. Herkes yaşadığı olayı atlatmak için hemen oradan çıkmak istemişti. Otele giden ekip hemen eşyaları toparlayıp otelden çıktı ve Çin'e doğru yola çıktı. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Çin'e varan ekip bir hafta boyunca sadece dinlendi ve kendilerini güzel şeyler yapmaya adadılar. Yaşadıklarını atlatmak kolay değildi. Ilık bir sabaha uyanan ekip tur rehberi ile gezmeye çıkacaklardı. Herkes heyecanla hazırlandı. Nereye gideceklerini merak ediyorlardı. Bu günü olaysız atlatacaklarini düşünmenin verdiği mutluluk ile hızlıca hazırlanıp çıktılar. Tüm gün gezmekten yorulan ekip akşam yemeği yedikten sonra son bir tur daha yaptılar. Ama bu tur onlar için felaket olacaktı... Etrafı gezen ekip şehrin ortasında bir konak gördü. İçerisinde ışıklar yanıyordu. Sanki Ziyarete açık gibiydi. Bunu gören ekip kendini tutamayıp eve girdi. Ne olduysa o kapı kapandıktan sonra oldu. Herkes merakla etrafa bakıyordu. Hepsi ayrı odalara gitmişti. Daisy ve Daniel aynı odada idi. Birden kapılar kapandı.  Herkes korku ile kapıları açmak için zorlamaya başladı. Ama kapılar sanki zincirle kilitlenmiş gibiydi.  Sonrasında herkes için derin bir kâbus başladı. Daisy ve Daniel beraber gidiyorlardı. Sonrasında Daisy Daniel de bir tuhaflık sezdi. Daniel'in gözleri kızarmaya başlamıştı. Birkaç saniye sonra Daniel yüksek sesle bağırmaya başladı. Daisy korku ile Daniel e bakıyordu. Sonrasında Daniel kan kusmaya başladı. Daisy paniğe kapılmıştı. Daniel ! DANİEL ! Diye seslendi. Daniel başını kaldırıp ona baktı ve birden üzerine atladı. Belli ki onu öldürmek istiyordu. Daisy'nin daniel'i öldürmesi gerekiyordu. En sevdiği arkadaşını, can yoldaşını  kısacası her şeyini öldürmek zorunda kalacaktı. En çok korktuğu şey başına gelmişti. Tüm bu olayları beraber atlatmışlardı ama Daniel... Daniel den vazgeçmek zorunda kalmak Daisy için çok kötü bir durumdu , hayatının en büyük korkusu ve üzüntüsü vardı içinde. Daniel Daisy'nin üzerine atlamış ve yüzünde derin bir yara açmıştı. Daisy acı ile kendine geldi. Yanında taşıdığı bıçağı ağlayarak Daniel'in boynuna sapladı.  O sırada Daniel acı ile geri çekildi. Ölmeden son bir hamle ile Daisy'nin gözüne parmağını soktu. Daisy acı ile sıçrayıp gözünden fışkıran kana baktı. Acı içinde bağırıyordu. Ama kimse onu duymuyordu. Daniel ise onun yanı başında can çekişerek ölüyordu. Daisy acı ve üzüntü ile yere çöktü. Gözlerinden akan kan durmuyordu. Başı dönüyor , gözü kararıyordu. Vücudundaki tüm kan yavaş yavaş dışarı çıkıyordu. Daisy e uyku bastırıyordu. Kendini uykuya teslim etmeden önce Daniel'e son bir kez baktı ve "ÖZÜR DİLERİM" diyerek gözlerini kapattı. Peki bu o evde gördüğü bir kâbus muydu ? Yoksa gerçekten ikisi de birbirini öldürmüş müydü ?

PARANOİKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin