PARANOİKLER

MYRTLES PLANTASYONU

Tüm belaları atlatıp zar zor , yorucu bir yolculuktan sonra Louisiana'ya gelen ekip burada bir otele yerleşir. Odalarına yerleşip dinlenen ekip yemek için buluşurlar. Yemekler yenir ve herkes dinlenmek için odaya çekilir. Gece garip seslere uyanan daisy ve Daniel korkuyla  diğerlerinin  yanına gider.  Koridorda giderken lambalar söner. Duvarda kan ile çizilmiş gibi el işaretleri belirmeye başlar. Herkes korkuyla bir odada toplanırken izleniyor hissine kapılırlar. Sanki duvardaki tablolar onları izliyor gibi, herkes dışarı çıkmaya çalışır. Dış kapı kilitlenmiş gibi açılmaz. Kapıya asılan erkekler açamaz ve nihayet pes ederler. Herkes korkuyla resepsiyonun önünde durur. O sırada tüm lambalar söner ve birden cam kırılma sesi gelir.  Bunu diğer sesler takip eder. Herkes kapının yanındaki pencere canını kırıp dışarı çıkar. Tüm camlar patlar derecede ses çıkararak kırılır.  Lambalar tekrar yanar ve sadece 51.  ve 49. odaların olduğu kattaki lambalar yanmaz. Sönük bir ışık  sanki geziyordu. Bu odaların arasında bir varlığın bir şeyler aradığı anlaşılıyordu. Herkes çok korkmuştu. Birden tüm otelde büyük bir çığlık yankılandı. Etraflarındaki ışıklar söndü ve herkes korkuyla arabaya bindi.  Ama otelden gelen ışık onları şaşırtmış , korkutmuş ve donup kalmalarına sebep olmuştu. Herkes korku ve heyecanla olanları izliyordu. Sonunda her şey normale döndü.  Otel sanki terkedilmiş bir yapı gibi olmuştu. Uğultular hâlâ devam ediyordu. Birden bahçe kapısı açıldı. Birisi bahçeye girdi.  Bir anda kendini kaybetmiş gibi çığlık atmaya başladı.  Gözleri kandan kıpkırmızı olmuştu, ağzından kanlı köpükler çıkıyordu. Bir anda bulduğu cam parçası ile kendi boğazını kesti. Herkes olanları şaşkınlık ve korku ile izledi. Adamın boğazından kan fışkırıyor , bu kan ağzından akan köpüğe karışıyordu. Yeniden uğultular ve sesler yükselmeye başladı. Nihayet otel sessizliğe bürünmüştü. Kitabı ve atlası  unuttuklarını hatırlayınca daisy koşarak otele girdi.  Ardından onu takip eden Daniel de girdi. Odaya giren daisy kitabı ve atlası aldı. O sırada kapı aniden kapandı. Daisy kapıyı açamıyordu. Daniel de çok çaba harcadı ama o da açamadı. Herkes toplanmıştı. Yine o kan izleri belirmişti. Duvarlarda değişik yazılar , semboller , simgeler ve işaretler oluşmuştu. Birden koridorun sonundaki lamba yere düştü. Oradaki eşyalar aniden alev aldı. Bir çığlık sesi ile  herkes irkildi. Ateş son hızı ile yayılıyor ve onlara doğru yaklaşıyordu. Kapı açılmıyordu. Bu otel sonları mı olacaktı yoksa kurtulacaklar mıydı?..