Kaybedilen umutlar , kişiler ... Ekip son umutlarını tüketmiş bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri'ne doğru yola çıkar. Nihayet ülkeye gelirler. Bir hafta kadar dinlenirler ve iki araçlık bir konvoyla gezmek üzere yola çıkarlar. Parklar , hayvanlar , ağaçlar , ormanlar derken ormanın içine doğru ilerlerler ve farkında olmadan çok derinlere giderler. Ağaçlar , öten kuşlar , rüzgar sesi ... Orman çok huzur verici gelirken derinlere girdikçe etraf daha fazla kararmaya ve orman neşeli halinden kasvetli korkutucu bir havaya geçmeye başlar. Herkes bu değişimi saatin geç olmasına bağlar ve geri dönmek için yola çıkarlar. Yolda giderken bir tünel görürler. Yolu kısaltmak için bu tünele girmek isterler. Ne olduysa bu girişten sonra olur... Tünelin etrafında anlamsız bir şekilde çok kasvetli ve korkutucu bir ortam ve hava vardı. Herkes sohbete daldığı için bunu fark etmemişti. Nihayetinde tünele girdiler. Etraf aşırı karanlık ve araba farları bu karanlığı delip geçemiyordu. Yavaşça ilerlerken herkes tünelde bir gariplik olduğunu fark etmişti. Ve herkesi bir korku kaplamaya başlamıştı. Birden bir gürültü ile herkes irkildi. Arabanın motorundan gelen bu ses tünelde yankı yaparak büyümüş ve herkesi korkutmuştu. Herkes sarsıntı ile duran arabadan indi. Tünelin kasvetli havası onları korkutuyor ve oradan gitmeye itiyordu. Herkes arabanın etrafına toplandı ve sorunun ne olduğunu anlamak için bakıyordu. Önden giden araç çoktan ilerlemiş ve onların bir sorun yaşadığını fark etmemişti. Herkes korku , panik ve merakla arabaya bakıyordu. Birden gelen çığlık benzeri ses herkesi korkudan sıçrattı. Herkes bunun tünele yerleşen yarasalardan geldiğini düşündüğünü söyleyerek birbirini rahatlatmaya çalışıyordu. Ama herkes korkuyordu. Tünelde birden büyük bir ses duyuldu ve ardından bir sarsıntı oldu. Tünelin içini büyük bir toz bulutu kaplamıştı. Herkes korkuyla arabaya koştu. Araba çalışmıyordu. Herkes bir süre korkuyla bekledi. Nihayet toz bulutu yok olmuştu. Herkes araçtan indi ve bir an önce aracı tamir edip gitmek için harekete geçtiler. Tünelin bir girişinin kapandığı çok açıktı. Ama hangi ucunun kapalı olduğu tam bir muamma idi. Herkes araca odaklanmış durumdayken çığlık sesi yeniden duyuldu. Herkes iyice korkmaya başlamıştı. Bu çığlık tan sonra etrafı büyük bir sessizlik kapladı. Herkes korku ve endişe ile etrafa bakarken tünelde ayak sesleri yankılanmaya başladı. Herkes seslerin geldiği yöne korku ile bakarken önden giden araçtaki kişilerden Andrew olduğunu gördüler. Eli yüzü kan ve yara içinde olan Andrew başına gelenleri korku ile anlatmaya başladı. Onların geride kaldığını fark ettiklerinde çok geçti. Birden çığlık sesleri duymaya başlamışlar ve büyük bir gürültü ile kayalar arabanın üstüne düşmüştü. Andrew hariç herkes ölmüştü. Bu facia herkesi derinden etkiledi. Herkes dikkatle andrew' i dinlerken araba tamir edilmişti ve yola çıkmak için hazırdı. Herkes arabaya bindi ve yola çıktılar. Yolda giderken bitmeyen aksilikler yine kendini gösterdi ve araç su kaynattı. Herkesin araçtan indiği esnada birden tavandan kopan beton parçası aracı ezip tuzla buz etti. Herkes korkuyla ileri doğru sıçradı. Ve artık araçları da yoktu. Sonrasında tünelde ayak sesleri yankılanmaya ve çığlıklar yükselmeye başladı. Herkes korkuyla koşmaya başladı. Sesler sanki birisi eziyet görüyormuşcasına yükseliyordu. Koşmaktan bitkin bir şekilde çıkışa yaklaşan ekip bu seslerden tam kurtulmanın sevincini yaşayacakken büyük bir çığlık ve ardından karanlıkta görünen bir silüet herkesin tekrar aynı korkuyu yaşayarak koşmaya başlamasına sebep olmaya yetti. Herkes panik , korku ve heyecanla koşmaya başladı. O sırada Andrew düştü ve herkes bir anda durup onun yanına geldi. Geldiklerinde gördükleri şey onları daha fazla korkutmaya yetti. Andrew' in gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ve gözlerinden kanlar akıyordu. Ağzından çıkan köpükler , nöbet geçiriyormuşçasına titreyen vücudu , kan akan gözleri ve burnu , ağzından yere akan kana karışmış köpükler... Herkes korku ve dikkale Andrew' e bakarken Andrew birden elini attı ve daisy'nin yüzünde derin bir yara açtı. Korkuyla geri çekilen ekip yine duyulan bir çığlık sesi ile gerilemeye devam etti. Duvarda sallanan demir parçası düşüp Andrew' in gözünden girerek kafatasını parçaladı ve etrafı kan göletine çevirdi. Herkes korku içinde bu olayı izlerken üzerlerine sıçrayan kan ve beyin parçaları yüzünden iyice geriledi. Korku ve üzüntü ile tünelden çıkmak için koşmaya başladılar. O anda tünelin girişine toprak yığını ve kayalar düştü. Bir yandan yaklaşan ayak sesleri , yükselen çığlıklar , diğer yandan bu yığın , kaybedilen arkadaşlar, dönen umutlar... Ekibin son yolculuğu bu muydu ? Yoksa buradan kurtulup gidecekler miydi ?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARANOİKLER
Mystery / ThrillerBir fotoğraf ve onu çeken fotoğrafçının başına gelenler ...