Ben Değildim

66 8 2
                                    

        "Hayır Defne, sırana çilekli puding koyan ben değildim." Poyraz'dan aldığım bu cevap karşısında şoke olmuştum, ondan başka birinin olma ihtimali aklıma gelmemişti bile. Poyraz'ın son cümlesinden sonra arkamı dönüp hızlı adımlarla sınıfa doğru ilerlemeye başladım, gözlerimdeki yaşların akmaması için kendimle savaşıyordum ama bu o kadar kolay değildi, hem sinirlerim bozulmuş hem de hayal kırıklığına uğramıştım. Poyraz arkamdan "Defne, bekle bir dakika nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda ardıma bile bakmadan yürümeye devam ettim. Poyraz seslenmeye devam ediyordu ben ise hala aldırmadan yürüyordum. Bir anda kolumu tutup beni kendine çevirdi, böyle bir hareketi hiç beklemiyordum o yüzden hiçbir şey yapamayıp kalakaldım. "Sana beklemeni söyledim Defne, beni duymuyor musun?" diye sorduğunda "Beklemek istemiyorum, durmak istemiyorum seni duymak da istemiyorum Poyraz, bırak kolumu." diyip kolumu onun elinden kurtarmaya çalıştım. "Bırakırsam kalıp dinleyecek misin?" diye sorduğunda tek kelime edersem kendimi tutamayıp ağlayacağımı bildiğim için başımı iki yana sallayarak dinlemeyeceğimi ifade ettim. "İyi, o zaman ben de beni dinleyene kadar bırakmam." dediğinde artık daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Poyraz ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu, ben ağlarken kolumu tutan elini gevşetti ve "Defne, inan bana o çilekli pudingi sırana kim koydu bilmiyorum ama benden önce davrandığı için onu bulduğumda mahvedicem." dedi. Ona inanamayarak baktım "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Maçtan önce bu iddiayı sen koydun, bu yüzden ben de sen sandım. Senin olmanı isteyeceğimi de nerden çıkarttın? Ben sadece senin olduğunu düşündüğüm için kendime kızıyorum." dedim ağlayarak. Gururum kırılmıştı ve rezil olmuştum, evet sırama pudingi koyanın Poyraz olmasını istiyordum, belki de bu yüzden aklıma ondan başkası olabileceği gelmemişti ama bu durumda onun karşısında daha fazla gururumu ezdiremezdim. Poyraz ona verdiğim cevap karşısında elini kolumdan tamamen çekti, "Peki, madem sırana pudingi koyan kişinin ben olmamı istemezdin, o zaman şimdi mutlu olabilirsin Defne, çünkü ben değildim." dedi ve arkasını dönüp gitti.

Sınıfa girdiğimde Poyraz çoktan varmıştı. Yerime geçip oturdum,  ona baktığımda elindeki kalemi evirip çevirdiğini gördüm. Sinirli gözüküyordu ama bir o kadar da sakindi, bunu nasıl başarıyordu anlamıyorum. Zeynep ve Yağmur ders esnasında neler olup bittiğini sordu, onlara daha sonra anlatacağımı söyledim. Nihayet son ders de bittiğinde zil çalar çalmaz Poyraz bir hışımla sınıfı terk etti. "Neler oluyor Defne?" diye sordu Zeynep. "Sırama çilekli pudingi koyan kişi Poyraz değilmiş." dediğimde ikisi de "Ne!" diye bağırdılar. "Evet kızlar o değilmiş, ben de salak gibi gidip teşekkür falan ettim, bildiğiniz rezil oldum." dedim. Yağmur "Peki Poyraz koymadıysa kim koydu?" diye sorduğunda bilmediğimi söyledim. Kızlar beni teselli etmek için rezil olmadığımı ya da küçük düşmediğimi söyleseler de beni ikna etmeye yetmezdi, basbayağı Poyraz olduğuna emindim ve onun gözünde de küçük düştüğümü düşünüyordum. "Ben öyle diyince kendisinden önce davrandığı için pudingi koyan kişiyi mahvedeceğini falan söyledi ama tamamen ben daha fazla utanmayım diye yaptı bunu yoksa kendisinin koyacağı falan yoktu." dedim. Zeynep "Oyunun başında çilekli pudingi Poyraz çıkarttı Defne, belki de gerçekten biri ondan önce davranmıştır." dediğinde kızlara bu konuyu kapatmak istediğimi söyledim onlar da anlayışla karşılayıp kapattılar. "Peki kimin koyduğunu merak etmiyor musun?" diye sordu Yağmur. "Bilmem, aslında bunu hiç düşünmedim." diyerek cevap verdim ve ekledim "Kim koyduysa koydu artık bu mesele umrumda bile değil."

Eve gittiğimde annemle film gecesi yaptık, nasıl olsa bugün cumaydı, biraz film izleyip gece ders çalışıcaktım. Film izlerken sınıf grubundan art arda mesajlar gelince ne konuştuklarına baktım. Yarın için sınıfça bir yerlere gitmeyi planlamışlardı, nasıl olsa gitmeyeceğimi düşünerek telefonu bıraktım. Az bir süre sonra Zeynep beni aradı ve konferansa alarak Yağmur'u da sohbete ekledi. "Kızlar ya gitsek mi biz de eğlenceli olabilir." dedi Zeynep. "Boşverin bence kızlar ya hem sıkıcı olur sınıftakilerle bir şeyler yapmak, biz sonra ayrı gideriz." diyerek cevap verdim. Yağmur da "Defne ya gidelim hem sıkılırsak kalkar başka yere geçeriz." dediğinde geçiştirmek için kızlara "Yarın konuşuruz." dedim ve annemle filmi izlemeye devam ettim. Film bittiğinde odama çıktım ve grupta konuşulanları daha detaylı okudum. Herkes yarınki programa katılıp katılmayacağını yazmıştı, sınıftan çoğu kişi katılıcaktı. Poyraz'ın gidip gitmeyeceğini merak etmiştim, eğer gitmezse kızları kırmayıp biz de gideriz diye düşünüyordum ama eğer Poyraz gidicekse öyle bir ortamda gergin gergin oturmak istemiyordum. Bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp ders çalışmaya başladım, verimli bir şekilde çalıştıktan sonra gönül rahatlığıyla uykuya daldım.

Uyandığımda telefonuma yağan bildirimleri gördüm. Dün gece geç saatlere kadar ders çalıştığımdan bugün de geç uyanmıştım. Sınıf grubundan ve bizim kızlarla olan grubumuzdan mesajlar gelmişti, bir mekanı kapatıp sınıfça eğlenmeyi düşünüyorlardı, amma da ne çok eğlenirdik ya. Kızlar bayağı heveslilerdi, beni de ikna etmeye çalışıyorlardı. Anneme durumdan bahsettim, gidip gitmemek konusunda kararsızdım. Annem kızlara hak verdi, hem sınıfça gidileceği için insanlardan soyutlanmak istemiyordum, hem de gerçekten kızlarla güzel vakit geçirebilirdik. Hemen kızları arayıp onay verdim ve sınıf grubuna katılacağımızı yazdık. Zeynep ve Yağmur öğleden sonra bize geldiler, yanlarında akşam için giyecekleri kıyafetleri, makyaj malzemelerini ve diğer eşyaları getirmişlerdi. Geç bir saatte hepimiz ayrı ayrı eve dönmeyelim diye annem kızlara akşam dönüşte bizde kalmalarını teklif etti, hepimiz çok heveslenmiştik, annem kızların annelerini arayıp izin istedi ve annelerinin de onayı ile kızlar akşam bizim evde kalmaya karar verdiler. Şimdiden çok heyecanlanmıştım, hem akşam için hem de kızlar bizde kalacağı için. Bir şeyler atıştırıp kızlarla hemen odaya çıkıp hazırlanmaya başladık. Zeynep çok güzel bir etek ve bluz giymişti, Yağmur da siyah sade ama bir o kadar da şık bir elbise giyip makyajını yapmaya başladı. Ben hala ne giyeceğime karar veremediğim için kızlarla dolabıma bakınmaya başladık. Aslında hiç giymediğim bir elbisem vardı ama çok mu abartı olur diye endişelenerek kızlara gösterdim, kızlar elbiseyi çok beğendiler ve zaten akşam çıktığımız için abartı olmayacağını söyleyerek beni gaza getirdiler, ben de elbisemi giydim. Madonna yaka hafif göğüs dekolteli ve omuzları açıkta bırakan lacivert ama üstünde küçük küçük puantiyeleri olan bir elbiseydi, altına da şık hafif topuklu botlarımı giydim, bunlarla yürümek biraz zordu çünkü hem ağır hem de topuklulardı ama bugün giymeyeceksem ne zaman giyecektim ki? Sıra makyaja gelmişti, ince bir eyeliner çekip rimelimi sürdükten sonra hafif allık ve highlighter uygulayıp dudaklarıma da parlatıcı sürdüm, kızlarla birbirimizin saçlarını da maşa yardımıyla şekillendirdik. Ben saçlarımı hafif dalgalı yaptım. Herkes birbirine övgüler yağdırıyordu, gerçekten de hepimiz çok güzel olmuştuk.

     Saat 8 e doğru belirlenen mekana gitmek için bir taksiye atladık, vardığımızda birçok kişi gelmişti bile. Burası bistro tarzı müzikli bir mekandı, mekanı kapatacaklarını sanıyordum ama bizim sınıftan olmayan birkaç kişiyi görmüştüm, neyse ki biz çoğunlukta olduğumuzdan rahat rahat eğlenebilirdik. Kızlarla sınıf arkadaşlarımızın olduğu tarafa giderken Meryem, Özge ve Merve'yi görünce biraz modum düştü ama yine de bu gece hiçbir şeyin keyfimi kaçırmasına izin vermeyecektim. Arkadaşlarımızla biraz sohbet ettikten sonra ben, Zeynep ve Yağmur ayrı bir masaya geçtik, zaten masalar genelde ayakta durulan kokteyl tarzındalardı ve herkesin masası birbirine yakındı. Kızlar birer tane bira söylediler, içkiyle aram olmadığı için ben alkolsüz bir kokteyl söyledim. Kızlarla hem gülüşüyor hem de birilerinin dedikodusunu yapıyorduk ki kapıdan Poyraz, Batuhan, Barış ve yine sınıf arkadaşımız olan Ali'yi görmemle hemen başımı çevirdim. Kızlar alkolün verdiği etkiyle biraz mayhoş olmuşları bu da bizi daha çok güldürüyordu. Her şeye gülmeye başlamıştık ki birden garson masamıza içinde 3 tane küçük bardak olan ve shot olduğunu tahmin ettiğim tepsiyi getirdi. "Bir yanlışlık oldu sanırım, biz istemedik." dedi Zeynep. Garson "Biliyorum hanımefendi, içecekleri şu masadaki beyfendiler gönderdi." dediğinde hepimiz gösterdiği masaya baktık ve bize doğru bakan üç erkekle karşılaştık. Kızlarla birbirimize "ne alaka" der gibi baktık ve "Teşekkür ederiz, istemiyoruz." diyip içecekleri geri gönderdik. "Ben anlamıyorum ya bu tarz şeyleri." dedi Yağmur. "Boşverin kızlar ya biz kaldığımız yerden devam edelim." dedi Zeynep ve ardından yaptığı espiriyle kahkaha atarken annemin aramasıyla gülüşmelere son verdik, ortam müzikli olduğu için kızlar dışarıda konuşmamı söyledi, telefonumu açıp bir yandan annemin dediklerini anlamaya çalışırken bir yandan da dışarı doğru yürüyordum. Ben akşamları çok dışarı çıkmadığım için doğal olarak annem merak ediyordu, ona kızlarla çok eğlendiğimi söyleyip içini de rahatlatıp telefonu kapattım. Tam içeri girecekken "Selam, içkileri beğenmediysen başka bir şeyler ısmarlayabilirim." diyen kişiye döndüm ve az önce masamıza içki gönderen çocuklardan biriyle karşılaştım. Bu kadarı da fazlaydı ama, tamam belki amacı sadece  tanışmaktır ama istemediğimi yeteri kadar belli etmiştim. "Hayır teşekkür ederim alkol almıyorum." diyerek geçiştirdim ve yürümeye başladım. "İstersen alkolsuz bir şeyler ısmarlayım." dediğinde artık daha da sinirlenmiştim ve ciddi bir sesle "İstersem kendi kendime ısmarlarım, teşekkürler." dedim. "O zaman sen ne istersin onu söyle güzelim." dediğinde artık sabrım tükenmişti, gözümden ateş çıkartarak ona baktım ve "Bir şey istediğimi nerden çıkarttın, tek istediğim başımdan gitmen." dedim bozarcasına. "Yapma ama sadece tanışmak istiyorum." dediğinde "Kız istemediğini söylüyor duymadın mı?" diyen sese doğru döndüm. Poyraz bu sözleri yanımıza doğru gelirken söylemişti...

HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin