Poyraz'ın söylediği şeyin üstüne çocuk Poyraz'a baktı ve "Sen hangi boksun da işime burnunu sokuyorsun?" dedi. Poyraz "Eğer hemen siktirip gitmezsen yüzünde öyle bir iz bırakırım ki aynaya her baktığında kim olduğumu hatırlarsın." İlk defa küfür ettiğini duymuştum. Çocuk ukala bir gülüşle "Ne biliyor musun, onun isteyip istemediği umrumda bile değil, ben istiyorum ve istediğimi alırım." dedi ve birden beni belimden tutup kendine doğru çekti, o kadar hızlı davranmıştı ki ne olduğunu bile anlayamamıştım, tam beni öpecekken birden çocuğun elinden kurtulduğumu fark ettim ve ben neler olduğunu idrak bile edemeden Poyraz çocuğa sert bir yumruk atıp yere düşürdü. Çocuk ayağa kalktı ama neyse ki güvenlik görevlisi ve içeriden Poyraz'ın arkadaşları geldiği için olayın kavgaya dönüşmesi engellendi. Poyraz'ın arkadaşları onu tutuyor ve sakinleştirmeye çalışıyordu, bir yandan da çocuğa gitmesini söylüyorlardı. Çocuk uzaklaşırken Poyraz'a işaret parmağını sallayarak "Bu yumruk yanına kar kalacak diye düşünüyorsan yanılıyorsun." dedi ve gitti, bu sözleri Poyraz'ı daha da sinirlendirmişti ve artık arkadaşları onu tutmakta çok zorlanıyordu, neyse ki çocuk gitmişti. Küfürler, tehditler, hakaretler havada uçuşurken bense az önce yaşadığım iğrenç durum yüzünden çok kötü hissediyordum. Aptal sarhoş bir çocuk bana dokunmuş, öpmeye çalışmıştı. Aklıma bunlar geldikçe yüzümü ekşittim ve öylece kalakaldım. Poyraz arkadaşlarının ellerinden kurtulup yanıma geldi ve omuzlarımdan tutarak "Defne, iyi misin? Ben gelmeden önce sana bi şey yapmadı değil mi?" diye sorduğunda sesi telaşlı ve bir o kadar da sinirli geliyordu. "Sen gelmeden önce hiçbir sorun yoktu, her zamanki gibi ne olduysa senin yüzünden oldu, ben kendimi koruyabilirdim, sırf sana inat olsun diye sarhoş bir serseri beni taciz etti ve sen bana iyi olup olmadığımı mı soruyorsun?" dedim titreyen sesimle. "Defne, ben geldiğimde herif seni rahatsız ediyordu, çekip gitsem belki daha..." dedi ve çenesi kaskatı kesilerek durdu. "Daha ne Poyraz? Daha ne olabilirdi?" dediğimde Poyraz gözlerinden alev çıkarak "Belki de daha ileriye giderdi." dedi. Ona boş gözlerle bakıp "Sen geldiğinde ne oldu, bir şey yapmasına engel olabildin mi, bana dokunmasına engel olabildin mi?" dedim. Poyraz hiçbir şey söylemeden bana baktı, kafamı iki yana sallayıp kızların yanına geçtim.
"Defne, ne oldu yüzün bembeyaz olmuş." diye sordu Zeynep. Kızlara olanları anlatırken içeri Poyraz ve arkadaşları girdi. Kızlar şok geçirerek bana sarıldılar ve eve gitmeyi teklif ettiler. Bir aptal yüzünden geceyi mahvetmek istemiyordum, bu yüzden kızları kalmaya devam ettim. "Kızlar, hadi bir şeyler içelim, hem benim de kafam dağılmış olur." dediğimde kızlar onayladı ve alkollü kokteyl söyledik. Bir yandan kokteylimizi içiyor, bir yandan da kendi aramızda dans ediyorduk. Bir an Poyraz'la göz göze geldim, yine delici bakışlarıyla bakıyordu bana. Alkolün de verdiği etkiyle ona kötü bir şekilde gülümseyip içmeye devam ettim. İçki yavaş yavaş etkisini gösteriyordu, hem alışık olmadığım hem de içkiden önce hiçbir şey yemediğim için etkisini biraz fazla hissediyordum, yine de aldırış etmeyip birer tane daha söyledik. Kızlar şarkıya dalmış dans ederken birden kolumda bir el hissettim ve Poyraz'ın olduğunu anlamamla ona sinirli bir şekilde baktım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdım ve kolumu çekmeye çalıştım. "Sana seslendim ama beni duymadın, biraz fazla hızlı gitmiyor musun?" diye sorduğunda ona kahkaha atıp "Fazla hızlıyım öyle mi? Az önceki olanları unuttun sanırım, ha tabi senin gecene bir heyecan geldi ama benim gecem mahvoldu ve ben bunu biraz olsun unutmaya çalışıyorum." dedim. "Bunu unutmaya çalışırken daha kötü şeyler yaptığının farkında bile değilsin, bilincin yerinde değil ve bu daha kötü şeylere yol açabilir." dedi bilmiş bilmiş. "Merak etme babacım, kendi kendimi idare edebilirim." dedim alaycı bir tavırla ve garsonun getirdiği yeni alkol bardağını da alıp içmeye başladım. Poyraz bana "ne halin varsa gör" tarzı bir bakış atıp arkadaşlarıyla mekanın dış kısmına çıktı. Aslında haklıydı, biraz fazla içmiştim, ama kırk yılda bir çıkıyorduk ve biraz eğlenmek benim de hakkımdı. Artık iyice alkolün etkisini hissetmeye başlamıştım, başım dönüyordu ve görüşüm bozulmuştu. Bir yandan da kendi kendime Poyraz'a sinirleniyordum. O kimdi de üstümde sürekli bir baskı oluşturuyordu? Alkolün verdiği cesaretle mekanın dışına doğru sendeleyerek yürümeye başladım, o Poyraz'a haddini bildirmek istiyordum.Poyraz arkadaşlarıyla bir şeyler içip gülüşürken beni görür görmez durdu ve arkadaşları da beni fark edince içeri geçtiler. Bense hala kapının önünde durmuş olabildiğim en sinirli halimle Poyraz'a bakıyordum. Poyraz "Ee dışarı gelmeyecek misin?" diye sorduğunda olabildiğince dikkatli bir şekilde yürüyerek ona yaklaştım, bana sarhoş muamelesi yapmaması için ekstra çaba sarf ediyordum ama bu o kadar da kolay değildi. Tam son adımımı da atıp duracakken birden dengemi kaybettim ve ayağım sendeledi, Poyraz hemen beni tuttu ve kaldırıma oturmama yardım etti, neyse ki kaldırım çok aşağıda değildi ve bu yüzden elbiseyle rahatça oturabiliyordum. "İyi misin?" diye sordu. "İyiyim tabiki, neden iyi olmayım çok iyiyim." dedim. Poyraz hafifçe güldü ve boğazını temizleyerek "İyisin tabi, senin normal halinin sarhoş halinden pek de farkı yok zaten." dediğinde bana sarhoş dediği için çok sinirlenmiştim. "Ben sarhoş falan değilim, sadece ayağım takıldı." diyerek kendimi savunduğumda Poyraz başını onaylama anlamında sallayarak "Tabi tabi ben de öyle dedim zaten." dedi ve ekledi "Sen bana bir şey söylemeye geldin sanırım?" "Yo, ben de hava almaya çıkamaz mıyım?" diye karşılık verdim. Aslında ondan hesap sormak için geldiğim doğruydu ama bana sarhoş muamelesi yaparken beni ciddiye almayacağını biliyordum ve konuyu geçiştirdim. "Tabi alabilirsin, ama en azından keşke yanına ayık birini alsaydın." dediğinde hala bana sarhoş muamelesi yaptığı için ben de onu sinirlendirmek istedim ve "Doğru, keşke az önceki çocuğa öyle davranmasaydım." dedim. Poyraz bana inanamayarak baktı ve "Defne sen iyice saçmalamaya başladın, alkollüsün ve ne dediğini bilmiyorsun, beni daha fazla sinirlendirme git bi yüzünü yıka ve kendine gel." dedi. Bense ona gülerek garsona bir kokteyl siparişi daha verdim. Poyraz onu takmadığımı düşünerek daha da sinirlendi, "Defne sen beni duymuyor musun?" dediğinde garson siparişimi getirmişti ve ben de alıp tam içecekken Poyraz kadehi elimden alıp yere fırlattı. Bardak paramparça olmuştu, eliyle çenemi tutup ona bakmamı sağladı "Eğer başına bir şey gelmesini ya da içerdeki erkeklerin senden faydalanmasını istiyorsan içmeye devam et, ama bi dahaki sefere biri seni taciz etmeye kalktığında arkama bile bakmam." dedi. "Dediğim gibi Poyraz, kendi başımın çaresine bakabilirim." dedim ona meydan okuyarak. Poyraz gelmese o çocuğun bana neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyordum, bu doğruydu ama sırf beni o çocuktan kurtardı diye de her şeyime karışamazdı. "Aynı sınıftayız, benden büyükmüşsün ya da ben senden çok küçük bir kız çocuğuymuşum gibi davranma bana." diye ekledim. "Aynı sınıftayız evet ama ben senden 2 yaş büyüğüm, gerçi davranışlarına bakacak olursak aramızda 6-7 yaş varmış gibi. Yani sen benim gözümde küçük bir kız çocuğusun Defne." dedi. "Çilekli puding düşkünü, biraz bile alkol alınca kafayı bulan ve sinirlendiğinde, korktuğunda ya da üzüldüğünde hemen gözleri dolan bir çocuksun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His
Novela JuvenilHayatım birden tepetaklak oldu... Bildiğim ve yaşadığım her şeyin yerini hiç bilmediğim ve yaşamadığım duygular aldı. Yeni yazmaya başladım arkadaşlar bir şans verirseniz çok sevinirim:) Yorumlarda belirttiğiniz görüşler benim için çok değerli, lüt...