İyi mi Kötü mü?

82 8 0
                                    

Alarmımın iğrenç sesiyle korkarak uyandım, uyurken birden dat dat dat diye bi sesle uyanmak beni hep korkutur zaten ama başka şekilde uyanamayacağımı da çok iyi biliyorum. Hemen elimi yüzümü yıkayıp formamı giydim, saçlarımı tarayıp en sevdiğim parfümümü sıktım. İnsanın kokusu onun en güçlü temsilcisidir bence, bu yüzden beni temsil ettiğini düşündüğüm tek bir tane parfümüm vardır. Boynuma atkımı dolayıp aşağı indim, annem çoktan çıkmıştı. Her zamanki gibi bana atıştırmam için bir şeyler hazırlamıştı, ah annecim ne zaman kahvaltı yapmadığımı kabulleneceksin acaba. Yine de birkaç lokma atıştırıp evden çıktım. Bugün hava çok güzeldi, zamanım da olduğu için okula yürüye yürüye gittim, buna rağmen dersin başlama saatinden 15 dakika önce yetişmiştim.
Sınıfta henüz çok kişi yoktu, pencereye doğru gidip bahçedeki öğrencilere bakmaya başladım. Neredeyse hiçkimseyi tanımıyordum, sadece birkaç arkadaşım vardı. Biraz sonra, okulun kapısından geçen Poyraz'ı gördüm. Genelde derslere hep geç gelirdi, bu yüzden biraz şaşırmıştım. Tek omzuna astığı çantası, dağınık saçları ve özensiz bir şekilde bağlanmış kravatıyla okulun serseri çocuklarına benziyordu. Derste sorulan tüm soruları herkesten iyi çözebildiğini bilmesem okula boşu boşuna gelen tembel bir çocuk olduğunu düşünürdüm sanırım. Ben bunları düşünürken öyle bi dalmışım ki, çoktan sınıfa giren Poyraz'ı fark etmedim, hatta bana seslendiğini bile duymadım. "Hey!" dediğini duyar duymaz hemen ona döndüm. "Efendim?" dediğimde hafifçe gülüp "Bugün daha iyi misin diye sormuştum ama görüyorum ki hala kendine gelememişsin." Gerçekten bana gülerek bunu mu söylüyordu? Komik miydi bu? O kadar sinirlenmiştim ki kendime hakim olamayıp sesimin bile yüksek çıktığını fark etmeden "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Daha dün senin yüzünden herkesin ortasında bayıldım ve bu sana komik mi geliyor?" diye sordum. Poyraz şaşırmış gibiydi "Bana komik geldiğini nerden çıkarttın bilmiyorum, tıpkı şu an ne saçmaladığını bilmediğim gibi." dediği an kan beynime sıçradı. "Saçmalıyorum öyle mi?" diye sordum kulaklarıma inanamayarak, "Evet saçmalıyorsun, sana tüm iyi niyetimle nasıl olduğunu sordum ama hata etmişim. Sen fazlasıyla iyisin." diye küstahça cevap verdi. "Yaptığı şey için özür bile dileyemeyen birinden de böyle bir cevap beklenirdi." dediğimde Poyraz yine sinir bozucu bir şekilde gülüp başını sallayarak yerine geçti. Tüm ders sinirden kendi kendimi yedim ama boşaydı, Poyraz gayet normal bi şekilde hayatına devam ediyordu. Umursamamıştı bile söylediklerimi, ben neden herkesin her dediğini bu kadar kafama takıyordum ki. Neyse ki teneffüste Yağmur ve Zeynep'le biraz bahçede temiz hava alıp kendime gelmiştim. Birden karnıma büyük bir sancı girdi. Önce dün yediğim toptan dolayı olduğu
nu düşünsem de sonradan aklıma regl olma zamanımın yaklaştığı geldi. Belki de bu yüzden sabah Poyraz'a o kadar sinirlendim diye düşündüm, çünkü genelde regl zamanları çoğu kız gibi ben de çok agresif olurdum. Kızlara durumu anlattım, neyse ki Zeynep çantasında ped olduğunu söyledi, hemen tuvalete gidip önlemimi aldım. Regl dönemlerim sancılı geçerdi, hatta ilaç almadan asla dayanamazdım, üstüne kışın soğuk alınca daha da kötüleşirdim. İçimden umarım okulda çok sancım tutmaz diye dualar ederken annemi dinlemeyip atlet giymediğim için de çok pişman oldum. Neyse ki sabah bir sorun olmamıştı.
Öğle yemeği için kızlarla yemekhaneye indik. Yemeğimi yiyemeden korktuğum başıma gelmişti, karnım birden ağırmaya başladı. Kızlara sınıfa çıkıp biraz dinleneceğimi söyledim. Yağmur "Bari birkaç lokma bir şey yeseydin, aç aç daha kötü olur." dediğinde onlara yemek yiyecek halimin olmadığını söyledim. Kendileri yemeklerini bitirir bitirmez yanıma geleceklerini ekleyip karnımı sıcak tutmamı tembihlediler, başımla onaylayıp hemen sınıfa çıktım. Şükür ki evden çıkarken atkımı yanıma almıştım, hemen atkımı karnıma sarıp montumu giyerek kendimi ısıtmaya çalıştım. Sıraya kafamı koyup sancımın geçmesini bekliyordum. Dersin başlamasına az bir zaman kalmıştı ama sancım hala geçmemişti, geçmeyi bırak azalmamıştı bile. Derste hiçbir şey dinleyemedim. Eve gitmem okulda kalmamdan daha iyi olacaktı, zaten hiçbir şey anlayamıyordum en azından evde dinlenir, kendime gelirdim. Hocaya kendimi iyi hissetmediğimi söylediğimde sorunun ne oluğunu sordu, tüm sınıfın ortasında regl olduğumu söylemek istemediğim için sadece karnımın ağrıdığını söyledim. Yağmur ve Zeynep bana endişeli gözlerle bakıyordu ancak onlara dersi bırakıp benle gelin diyemezdim, her şeyin yolunda olduğunu göstermek için gülümsedim, Zeynep eliyle "bizi ara" anlamında bir hareket yaptı, başımla onaylayıp sınıftan çıktım.
Yürümekte zorluk çekiyordum, bununla birlikte çantam da çok ağırdı ve hem yürüyüp hem çantamı taşımakta zorlanıyordum, neyse ki binadan çıkmayı başarabilmiştim, şimdi tek yapmam gereken bir şekilde bahçedeki çıkış kapısına kadar gidip ordan bir taksiye binmekti, tabii bu saatte taksi bulabilirsem. Bunları düşünürken arkamdan birinin seslendiğini duydum, "Defne, bekle." bunu diyen kişi Poyraz'dı. Şaşkınlıkla olduğum yerde durdum. Poyraz hızlı adımlarla yanıma geldi, çantamı dikkatli bir şekilde çıkartıp kendi sırtına attı, "Hadi hastaneye gidiyoruz." dediği an başımı salladım, "Hastaneye gerek yok biraz dinlensem geçer." diyip geçiştirmeye çalıştım. "Böyle olmaz Defne, zaten hocayı dinlemeyip hastaneye dün gitmeliydik, belli ki karnına aldığın darbe hala etkisini gösteriyor." dediği an karnımın ağrısının dün bana attığı toptan kaynaklandığını düşündüğünü anladım. Demek ki bu yüzden sınıftan çıkıp yanıma gelmişti, ne de olsa dün yediğim top onun eseriydi. "Hayır dünle alakası yok sadece karnım ağrıyor, dediğim gibi eve gidip dinlensem geçer." diyip konuyu kapatmaya çalıştım. Her ne kadar doğal bir durum olsa da bir erkeğe regl olduğum için karnımın ağrıdığını söylemek istemiyordum. Poyraz ikna olmamıştı ve hastaneye gitmek için ısrar ediyordu. "Poyraz gerçekten karnımın ağrısı dünkü top yüzünden değil, inan bana başka bi şey var." dediğimde duraksayıp "Anladım, ama regl sancısı olsa bile yine de seni bi hastaneye götürüyüm." dediğinde yüzüm kıpkırmızı olmuştu, bu kadar kolay söyleyebilmesine şaşırmıştım ve çok utanmıştım. "Defne bunda utanacak bir şey yok, gayet normal bir durum." diyerek beni daha da utandırmayı başarmıştı. "Yok, gerçekten ağrı kesici alıp dinlensem geçer, ben eve gidiyim." dedim. "Peki o zaman seni eve bırakıyım." dediğinde şaşırmıştım, sabah benle tartışan çocuktan eser kalmamıştı ve gerçekten yardımcı olmaya çalışıyordu. "Hayır hiç gerek yok teşekkür ederim taksiye binip gidicem zaten." diyerek cevap verdim. "O zaman izin ver de seni taksiye bindiriyim." dediğinde artık pes ederek başımla onayladım. Beraber çıkış kapısına doğru yürümeye başladık. Çantam Poyraz'da olduğu için daha rahat yürüyordum ama yine de biraz zorlanıyordum. "İstersen kolumdan destek alabilirsin, daha rahat yürürsün." diye teklif etti Poyraz. Ona gülümseyip kolunu tuttum, gerçekten şu an hiçbir şeyi umursayacak halde değildim, tek derdim bir an önce eve gidip ilaç içmekti. Nihayet çıkış kapısına yetişmiştik, beklediğimin aksine okulun önünde birkaç taksi vardı. Poyraz taksilerden birini çağırıp bana "Tek başına gidebileceğinden emin misin?" diye sordu. "Eminim zaten çok da uzak değil, yine de her şey için teşekkür ederim." dedim. Poyraz başıyla "tamam" işareti yaptıktan sonra taksinin kapısını açıp binmeme yardım etti, sonrasında çantamı da koyup "Dikkat et." dedikten sonra kapıyı kapattı. Ben de az önce onun yaptığı gibi başımla "tamam" diyerek taksiciye adresi söyledim.
Neyse ki evim yakındı ve yol çok uzun sürmemişti, eve geçer geçmez annemin her zamanki gibi evhamlı haliyle karşılaştım. "Defne'm ne oldu sana annecim neden erkenden geldin?" diye sordu annem. "Merak etme anne klasik regl işte." dediğimde annem her ay bu hale geldiğimi bildiğinden durumu anladı ve bana hemen sıcak nane ve ilaç verdi. Annemin sıcak nane kaynatması her zaman işe yarardı, yine de garanti olsun diye ağrı kesici de içip dinlenmek için odama çıktım. Annem bana hep çok özenli davranırdı, 17 yaşında olmama rağmen sanki hala 7 yaşındaymışım gibi... Beni yatağa yatırıp üstümü örttükten sonra "Bir şey olursa bana hemen seslen ya da telefonla ara, hemen gelirim annecim" dediğinde ona gülümseyip başımla onayladım. Aklıma kızların benden haber beklediği geldi. Hemen onları arayıp konferans görüşmesine aldım. Zeynep "Kuzum daha iyi misin, dün de karnına gelen darbe sancını tetikledi sanırım." dediğinde "İyiyim canım, sanmıyorum genelde regl zamanları bu hale geliyorum zaten. Poyraz da öyle sanmış." dediğimde Yağmur "Poyraz sen çıktıktan sonra bize ne olduğunu sordu, karnının ağrıdığını söylediğimizde de hemen hocadan izin alıp sınıftan çıktı." dedi. Poyraz'ın bu hareketi beni aslında çok şaşırtmıştı ama özür dilemese de hala kendini suçlu hissettiği için böyle davrandığının da farkındaydım. "Dünkü olaydan sonra kendini suçlu hissetmiştir." diyerek geçiştirdim. Yağmur hemen "Bence sadece suçlu değil başka şeyler de hissediyor." dediğinde Zeynep de onaylayarak "Bana da öyle geliyorrr." dedi ve kızlar gülmeye başladı. Olabilir miydi acaba? Benden hoşlanıyor olma ihtimalini hiç düşünmemiştim çünkü bana genel olarak çok da iyi davrandığı söylenemezdi. "Saçmalamayın kızlar yok öyle bir şey, zaten bana bir iyi bir kötü davranıyor." dediğimde ikisi bir ağızdan "Tabii tabii, eminiz yoktur öyle bir şey." diyerek dalgaya aldılar. "Neyse kuzum biz seni daha fazla tutmayalım sen güzelce dinlen." dedi Zeynep. Kızlara teşekkür edip telefonu kapattım ve biraz dinlenmek için uyudum. Uyandığımda saat çok geç omuştu bile. Kızların attığı konulara göz gezdirdim. Dersi dinlemediğim için çok bir şey anlamamıştım ama en azından sabah okula gittiğimde konulardan da geç kalmamış olacaktım. Derslere baktıktan sonra biraz televizyon izlemek için aşağı indim. Televizyon karşısında sabaha kadar uyuyakaldım.

HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin