Eve gitmemle kendimi yatağa atmam bir olmuştu. Bugün o kadar yorulmuştum ki kolumu kaldıracak halim yoktu, zaten koluma aldığım darbenin etkisi hala devam ediyordu. Üstümü değiştirdim ve annemin bana seslenmesiyle yemek yemek için aşağı indim. "Kızım hasta mısın sen neyin var? Ne o öyle gelir gelmez yatağa geçmeler falan?" diye endişeli gözlerle bana bakıyordu annem. "Bugün beden eğitimi dersinde tekvando yaptık anne, çok kötüydü ve bundan not alacağız. Koluma da çok sert bir darbe aldım." dedim. "Tekvando mu, ay ne de çok seversin sen böyle şeyleri kızım(!), not alacaksınız demek hay allah, çok mu kötüydü peki?" dediğinde "Yok annecim zaten tam benim sıramda yarım kaldı, hem merak etme bir arkadaşım beni çalıştırıcak." diyerek annemi biraz rahatlattım. "Hangi arkadaşın çalıştırıcak kızım? Yağmur ve Zeynep'in de tekvando bildiklerini sanmıyorum." dedi gülerek. "Yok annecim onlar değil zaten bizim sınıfta Poyraz diye bir çocuk var o çalıştıracak." dememle annem alttan alttan gülerek "Poyraz ha? Kimmiş bakalım bu Poyraz?" diye sordu. "Ya anne hiç öyle imalı imalı bakma yok öyle bir şey." diye cevap verdim ama eminim ki yüzüm kıpkırmızıydı. "Peki madem, sen öyle diyorsan öyledir." diyerek konuyu kapattı. Yemekten sonra odama çıkıp biraz ders çalıştım.
Ders çalışırken biraz ara vererek telefonu elime aldım. Poyraz mesaj atmıştı. "Eğer senin için de uygunsa yarın öğle arası tekvando çalışabiliriz?". Öğle arası tekvando yapıp sonra yorgun argın derse girme fikri iyi gelmediği için Poyraz'a okul çıkışında çalışmayı teklif ettim. Poyraz'dan olumlu bir cevap aldıktan sonra telefonu bıraktım ve uyudum.
Uyandığımda yine okula geç kalmıştım, hemen üstümü giyip yanıma okul çıkışı tekvando çalışacağım için tayt ve tişört aldım. Neyse ki okula beklediğimden daha erken yetiştim ve sınıfa geçtim. Dersler çok sıkıcıydı, öğle arasında kızlarla yemek yiyip biraz sohbet ettik. Okul çıkışı Poyraz'la tekvando çalışacağımı söylediğimde her zamanki gibi imalı imalı gülümsediler. Ders başlamadan önce Batuhan bizim sınıftaydı, bir ara yanıma gelip istersem kendisinin de beni tekvando çalıştırabileceğini söyledi. Poyraz ve Batuhan yakınlar mı yoksa uzaklar mı anlamıyordum, Batuhan'ın bu teklifi de beni şaşırtmıştı ama daha çok Poyraz'ın beni tekvando çalıştıracağını Batuhan'a söylemesine şaşırmıştım. Batuhan'a teşekkür edip zaten Poyraz'la çalışacağımızı söyledim.
Bütün gün Poyraz'la hiç konuşmadık, okul çıkışı çalışmamız vardı ama bununla ilgili bir şey de dememişti. Bu durum biraz garip gelse de üstelemedim ve okul bittiğinde soyunma odasına gidip üstümü değiştirdim. Kapalı spor salonunda çalışacağımızı düşünüyordum çünkü bahçede ya da diğer sınıflarda çalışamazdık, bu yüzden binanın aşağı katındaki spor salonuna indim. Batuhan ve birkaç kişi basketbol oynuyordu, Batuhan beni görünce yanıma geldi. "Defne selam, ne yapıyorsun burda?" dedi. "Selam, Poyraz'la çalışmamız var demiştim ya, onun için geldim, Poyraz'ı gördün mü?" diye sordum. "Evet demin bahçede gördüm." diyince şaşırmıştım. "Ben bekleyim birazdan gelir." diyip minderlerden birine oturdum. Neredeyse 45 dakika geçmişti ama Poyraz hala yoktu. Bahçeye çıktım. Basketbol sahasına baktım ama kimse yoktu, arka bahçede olabileceğini düşünüp o tarafa gittiğimde Poyraz'ı birkaç kızla beraber voleybol oynarken gördüm. Ne yapıyordu bu çocuk? Bugün çalışacağımızı söylemiştik ve kendisi burda voleybol oynuyordu. Kızların arasından biri Poyraz'a topu atıp Poyraz kurtarınca da yılışık bir ses tonuyla "Yaa Poyraz çok iyisiin." dedi ve Poyraz da kıza göz kırptı. Gördüklerim karşısında şok olmuştum, ben iki saattir onu beklerken o burda voleybol oynuyordu. Sinirli bir şekilde arkamı dönmüş gidiyorken Poyraz şaşırmış bir ses tonuyla "Defne" diye seslendi. Olduğum yerde birkaç saniye öylece kalıp sonunda ona "Ne" der gibi baktım. "Defne ne yapıyorsun sen bu saatte burda?" diye sordu. Ona anlamayan gözlerle baktım ve sinirden gülerek "Ne mi yapıyorum? Haklısın bugün çalışmamız varken ben burda ne yapıyorum." diyince Poyraz elini ensesine götürdü ve "Defne ben onu tamamen unutmuşum." dedi. Tam bu sırada voleybol oynadığı kızlar Poyraz'a seslenip çağırdılar. "Onu fark ettim Poyraz, neyse ben seni daha fazla tutmayım." diyip arkamı dönüp eşyalarımı almak için spor salonuna gittim. Batuhan da eşyalarını topluyordu, beni görünce yine yanıma geldi ve "Neyin var Defne yüzün bembeyaz olmuş." diye sordu. "Bir şeyim yok, eve dönüyorum ben de." dedim. "E hani çalışacaktınız?" dediğinde ona Poyraz'ın çalışmayı unuttuğunu söyledim. "Defne hadi gel ben seni çalıştırıyım, hem çok zorlamam seni söz biraz çalışır sonra bırakırız." dediğinde yardımcı olmaya çalıştığı çok belliydi ve daha öncesinde de defalarca çalışmayı teklif ettiğinde reddetmiştim. Bana bu kadar iyi yaklaşan birini bir daha reddetmek istemiyordum, hem zaten çalışmam gerekiyordu. "Seni meşgul etmeyim şimdi." dedim. "Ne meşguliyeti hiçbir işim yok." derken elimdeki çantayı alıp bir kenara bıraktı ve "Hadi başlayalım." dedi. Ona gülümseyip başımla onayladım. "Defne tekvandoda teknik olan bazı hareketler var, sana bunlardan bazılarını göstereceğim. Zaten birkaç etkili hareket bilsen yeter diye düşünüyorum." dedi Batuhan ve göstermeye başladı. Azıcık da olsa ilerleme göstermiştim. Ellerimi nasıl kullanmam gerektiğini az çok anlamıştım, sırada ayaklarla nasıl hareket edeceğim vardı. "Şimdi ayağını belime doğru tekme atacak şekilde kaldır." dedi Batuhan. Dediğini yaptım ve yavaşça vurdum. "Güzel, şimdi biraz daha sert." deyince sertçe vurdum ve bu hareketin etkisiyle dengemi kaybedip tam düşecektim ki Batuhan beni tuttu. "Böyle denge sorunları olabilir yavaş yavaş dengeni kurmayı da öğreneceksin." dediğinde Poyraz spor salonuna girmişti, ona baktığımda bize bakıyordu. "Defne, benimle çalışacağını sanıyordum." dedi. Ukala, hem beni ekmiş hem de utanmadan bunu mu söylüyordu? Ona sinirli bir şekilde döndüm ve "Ben de öyle sanıyordum, çünkü öyle konuşmuştuk ama az önce gördüm ki senin daha önemli işlerin var Poyraz." dediğimde Poyraz Batuhan'a bakıp "Gerisini ben hallederim Batu." dedi. Bu neydi böyle ya? O istediğinde gidip voleybol oynayacak sonra istediğinde gelip benim çalışmama dahil olabileceğini mi sanıyordu? Ben tam bunları düşünürken Batuhan Poyraz'a "Gerek yok sen git istersen biz de bitirmek üzereyiz." diyerek cevap verdi. Poyraz Batuhan'a "Öyle mi?" dercesine kaşlarını kaldırarak baktı ve ben de "Evet, Batuhan'la çok güzel çalışıyoruz zaten sen de voleybola devam edebilirsin." dedim ve Poyraz Batuhan'a bakarak ifadesiz bir ses tonuyla "Peki, size iyi çalışmalar." dedi ve gitti. Aslında çok yorulmuştum ve çalışmaya devam edemeyeceğimi fark edip "Batuhan çok teşekkür ederim, benim için zamanını ayırdın. Spor yapmaya alışık olmadığım için çok yoruldum, eve dönsek olur mu?" dediğimde Batuhan "Ne demek efendim benim için bir zevkti." deyince aklım bu sözü Poyraz'ın söylediği zamana gitti. Hemen kendimi toparlayıp Batuhan'a gülümsedim. "İstersen seni eve bırakabilirim." dediğinde evimin yakın olduğunu ve buna gerek olmadığını söyleyip teşekkür ettim. Okul çıkışına kadar Batuhan'la yürüdük. "Yarın görüşürüz en sevdiğim öğrencim." diyerek güldü Batuhan. Ben de gülümseyerek "Görüşürüz." dedim ve eve doğru yürümeye başladım.
Eve geçtiğimde annemin hazırladığı yemekleri yedim ve biraz televizyon izledikten sonra odama çıktım. Ders çalışırken sürekli dalıyordum, gözümün önüne Poyraz'ın ben onu beklerken kızlarla voleybol oynadığı anlar geliyordu. Tekvando çalışmayı teklif eden kendisiyken neden böyle yaptığını anlamıyordum. Poyraz artık sürekli canımı sıkacak şeyler yapıyordu, beni gerçekten çok kötü etkiliyordu. Sadece bugün olan saçma sapan şey yüzünden bile hala dersime odaklanamamıştım. Ona karşı çok sinirliydim ve telefonumu elime alıp ona "Bir daha bana tutamayacağın sözler verme." diye bir mesaj attım. Kısa bir süre sonra cevap verdi "Ben sana söz vermedim Defne, her zamanki gibi olayları çarpıtmakta üstüne yok." yazdığı bu şey karşısında daha çok sinirlenip "Bugün çalışacağımızı konuşmuştuk ama sen beni ektin." yazıp gönderdim. "İyi ki de çalışmayı unutmuşum, sen de Batuhan'la çalışma hevesini gidermiş oldun." Ne saçmalıyordu bu çocuk, hem suçlu hem güçlüydü. "Sen de voleyboldaki marifetlerini göstermiş oldun." mesajımı gönderdikten sonra gelecek cevabı beklemeyip telefonumu bıraktım. Daha fazla canımın sıkılmasını istemiyordum. Birkaç dakika geçmişti ama hala mesaj sesini duymadığım için merak edip telefonu elime aldım. Telefonu elime aldığımda gördüğüm mesajla başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Defne, bence biz artık arkadaş olmamalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His
Teen FictionHayatım birden tepetaklak oldu... Bildiğim ve yaşadığım her şeyin yerini hiç bilmediğim ve yaşamadığım duygular aldı. Yeni yazmaya başladım arkadaşlar bir şans verirseniz çok sevinirim:) Yorumlarda belirttiğiniz görüşler benim için çok değerli, lüt...