Benim İçin Bir Zevk

66 2 2
                                    

Poyraz  bana söylediği şeylerden sonra kalkıp gitmişti. Kafam yerinde değildi, hakkımda söylediği tek doğru şey buydu. Oturmuş bunları düşünürken bana doğru gelen Zeynep ve Yağmur'u gördüm. "Defne iyi misin? Poyraz sarhoş olduğunu ve sana bakmamızı söyledi." dedi Yağmur. Bu çocuk gerçekten ne yaptığını sanıyordu? Sarhoş falan değildim sadece biraz başım dönüyordu, hem herkes alkole alışık olmak zorunda mı? Kızlara gidip böyle söylemesi beni daha da sinirlendirmişti ama daha fazla uğraşacak halim yoktu. "Kızlar sarhoş değilim sadece biraz başım dönüyor." dediğimde kızlar iki koluma girip ayağa kalkmama yardımcı oldular ve bir taksiye binip eve döndük.

     Annem uyumamıştı, geldiğimizi görünce biraz sohbet ettik ve uyumaya geçti. Kızlar bizde kalacağı için çok mutluydum. "Uykusu gelen tavuk var mı?" diye sordu Zeynep. "Yoo, ben sabaha kadar oturabilirim, hem kırk yılda bir böyle güzel zaman geçirebiliyoruz iyi değerlendirelim." diye cevapladı Yağmur. "Benim de çok uykum yok kızlar, ama isterseniz daha da kendimize gelebilmek için kahve yapalım hem alkolün etkisini de azaltır." dediğimde kızlarla mutfağa geçip kahve yaptık. "Ee Defii anlat bakalım neler konuştunuz Poyraz'la?" Yağmur'un bu sorusu üzerine durdum, sahiden biz ne konuşmuştuk? Hiçbir şey hatırlamıyordum, tek hatırladığım son cümlesiydi. Çocuk. Bana çocuk demişti. "Kızlar Poyraz bizden büyük mü?" diye sordum. "Öyle mi? Hiç bilmiyorum zaten Poyraz hakkında bilinen tek şey adının Poyraz olduğu." diyip güldü Zeynep. Yağmur da bu konuyla ilgili bir bilgisinin olmadığını söyledi ve "Bu da nerden çıktı?" diye sordu. "Bilmem, konuşurken bana çocuk çocuk diyip durdu, ben de aynı sınıfta olduğumuzu söyleyince ben senden iki yaş büyüğüm dediğini hatırlıyorum." dedim. "Defii sence aranızda bir şeyler var mı? Yani aslında bence bu belli oluyor, ikiniz yan yana gelince farklı bir enerji çıkıyor ortaya ama aynı zamanda birbirinize bazen kötü de davranıyorsunuz." dedi Yağmur. "Aramızda bir şey yok, Poyraz çok değişik biri, normal olduğundan şüpheliyim." diyip konuyu kapattım. Kızlarla biraz daha sohbet edip gülüştükten sonra günün yorgunluğuyla uykumuz geldi ve uyumaya geçtik.

     Odama geçerken telefonumu elime aldım ve rehberimde ekli olmayan bir numaradan mesaj gördüm. "Eve yetiştin mi çocuk?" diye bir mesaj vardı telefonumda. Whatsapp'tan gönderildiği için gönderen kişinin ismi yazıyordu. Bunu gönderen kişi Poyraz'dı. Tam eve geçtiğimiz saatlerde gelmişti mesaj ama ben daha yeni görmüştüm. Saat epey geç olduğu için cevap verip vermemek konusunda kararsız kaldım ve sonunda vermeye karar verdim. "Mesajını şimdi gördüm, eve çoktan yetiştik." Mesajı atmamla Poyraz'dan gelen cevap bir oldu. "İyi o zaman, sana iyi geceler çocuk." Hala bana çocuk demeye devam ediyordu, bir yandan da saat çok geç olmasına rağmen anında cevap vermesi beni şaşırtmıştı. "Sana da." yazıp gönderdim.
     Sabah olmuştu, kızlarla çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladık. Pazar kahvaltımızı güzelce yaptık ve kahvelerimizi de alıp kızlarla balkona çıktık. "Dün gece Poyraz mesaj attı, daha doğrusu atmış, ben sonradan gördüm." dedim. Kızlar gözlerini açarak "Ee ne demiş?" diye sordular. "Eve yetişip yetişmediğimi sormuş." dedim umursamaz bir ses tonuyla. "Bak sen, bir de hala sana karşı bi şeyler hissetmediğini düşünüyorsun." dedi Yağmur. "Kızlar Poyraz'ın ne kadar dengesiz olduğunu bilmiyormuş gibi konuşmayın, belli ki dün kafamın yerinde olmadığını düşündüğü için sordu." dedim. "Valla bize pek de öyle gelmedi Defi." diye yanıtladı Zeynep. Biraz daha sohbet ettikten sonra kızlar evlerine gittiler, günümün kalan kısmında biraz ders çalıştım, hala dünden kalma yorgun olduğum için hemen uykum gelmişti, erkenden uyudum.

     Her zamanki gibi alarmımın o iğrenç sesiyle uyanıp okula gitmek için hazırlandım. Saçlarımı taradım, dişlerimi fırçaladım ve biraz da makyaj yaptım. Bugün beden eğitimi dersimiz vardı,  taytımı ve sweatshirtümü de yanıma alıp evden çıktım. Artık kızlarla önlü arkalı oturuyorduk, Zeynep ve Yağmur benim önümde oturuyorlardı, benim yanımda ise Ceren isminde çok tatlı bir kız oturuyordu, ama maalesef Ceren'in bir hastalığı vardı ve çoğu zaman okula gelmediği için yanım boş kalıyordu, biz de kızlarla dönüşümlü oturuyorduk. Sıkıcı derslerden sonra öğle arasını da güzel bir şekilde geçirdik ve öğleden sonraki dersler beden eğitimi olduğu için soyunma odasına gidip üstümüzü değiştirdik. Bugün hava güzel olmasına rağmen dersimizi kapalı spor salonunda yapacaktık. Hoca "Evet çocuklar, neden dışarda olmadığımızı merak ettiğinizi biliyorum. Bugünkü dersimizde küçük bir tekvando turnuvası yapacağız, bu yüzden kapalı spor salonundayız." dediği anda birçok kişiyle beraber ben de oflamaya ve söylenmeye başlamıştım. Bazıları da gayet memnun gözüküyordu, Poyraz da onlardan biriydi. Hocamız "Daha önce tekvando yapanınız var mı?" diye sorduğunda Poyraz ve birkaç erkek daha el kaldırmıştı. Zaten daha önce yapmadığı bir şey olsa şaşardım. "Genel olarak yapmayanlar daha fazla olduğu için ilk dersimizde size birkaç teknik gösterip ikinci derste de onları uygulamanızı isteyeceğim." dedi hoca. Birkaç hareket gösterdikten sonra bizi ikişerli ayırdı ve partnerimizle uygulamamızı istedi. Ben ve Yağmur eş olmuştuk. İkimizin de ne yapacağımıza dair hiçbir fikri yoktu ve biz de diğerlerini izlemeye başladık. Genel olarak herkes hareketleri baştansavma yapıyordu. Bu dersi böyle geçirmiştik. Teneffüste kızlarla bahçeye çıktık. "Kızlar ikinci ders ne yapıcaz ben hiçbir şey bilmiyorum." diye sordu Zeynep. "Al benden de o kadar ya, nerden çıktı şimdi bu tekvando." diye söylenmemle ders zili çaldı. Hoca bu kez partnerlerimizi değiştirmişti. Ben ve Meryem eş olduk, gerçekten Meryem o kadar güçlü duruyordu ki onun karşısında hiçbir şansım yoktu, beni çiğ çiğ yiycek gibi bakıyordu zaten. "Çocuklar bu dersimizden not da alacaksınız." Hoca bunu söylediğinde moralim daha da bozulmuştu ve stres yapmaya başlamıştım. Hoca ilk grubu çağırdı. 2 sayıya ulaşan bir nevi kazanıyordu. Birkaç eşleşmeden sonra Zeynep ve Yağmur da çıktı ve sıra Poyraz'a geldi. Karşısında daha önceden tekvando yapan biri vardı, hoca bilerek önceden yapanları eşleştirmişti. İkisi de çok profesyonel gözüküyordu, birbirlerine çok sert davranıyorlardı. Ben beden eğitimi dersinden iyi not almak için bir yerimin kırılmasını riske atmayı saçma bulduğumdan çok çabalamadan bırakırım diye düşünüyordum ama anlaşılan herkes benim gibi değildi. Poyraz 2 sayıyı da alıp yerine geçti. Maalesef sıra bendeydi. Meryem karşımda bana pis pis bakarken ne yapabilirdim ki? Kızlar gerildiğimi fark edip bana destek verdiler. Herkes bana bakıyordu, bi an için hiç karşılaşmaya girmeden yerime mi geçsem diye düşündüm ama hoca çoktan düdüğü çalmıştı. Meryem bana yavaş yavaş yaklaştı ve ben daha ne olduğunu bile anlayamadan kendimi minderde buldum. Koluma aldığım darbeyle kolum çok ağrımıştı, Meryem 1 ben 0'dım. Bırakmak istiyordum, hocaya da puanı Meryem'e vermesini söyleyip yerime geçecektim ki tekrar zil çaldı ve hoca gelecek hafta kaldığımız yerden devam edeceğimizi söyleyerek bırakma isteğimi kabul etmedi.

     "Sen her başarısız olduğunda pes mi edersin?" diye bana yaklaşmakta olan Poyraz'a baktım. "Ben pes falan etmedim, sonucu belli olan ve zarar görebileceğim bir yarışa girmek aptallık." dedim. Poyraz "Sonucun ne olacağını kimse bilemez Defne, baktığında Meryem karşındayken senin gibi birinin hiç şansı yok gibi gözükebilir ama doğru hamlelerle sen de sayı alabilirsin." dedi. "Benim gibi biri derken?" dedim gözlerimi büyüterek. Poyraz gülerek "Demek istediğim Meryem iri yarı bir kız ve onun karşısında senin gibi 50 kiloluk bir kız var, ona göre çok zayıf kalıyorsun, ama bunun kiloyla ya da güçle bir alakası yok tamamen taktik bilmene bağlı." dedi. "Taktik falan öğrenmeme gerek yok tekvando tarzı şeyler bana göre değil zaten dersten düşük not alsam da umrumda değil." dedim. "Dersten alacağın not için değil ama olası bir durumda kendini nasıl savunacağını bilmen senin için iyi olur." dediğinde aslında söylediğinin mantıklı olduğunu düşündüm. Maalesef ki kadınlar olarak güvende olamadığımız birçok durumla karşılaşıyoruz ve o zamanlarda kendimizi savunmayı bilirsek bizim için iyi olur. "Doğru söylüyorsun, bi sonraki derste hocayı daha dikkatli izleyip bir şeyler öğrenmeyi deniycem." dedim. "İstersen ben seni çalıştırabilirim, hem birebir olduğumuz için daha fazla şey öğrenirsin hem de bir sonraki derste iyi not alabilirsin." dedi Poyraz. Neden bana böyle bir teklif yaptığını anlamıyordum ama dediği şey mantıklıydı, benim için çabalaması da içten içe hoşuma gitmişti aslında. "Senin zamanını almayım?" dedim soru sorarcasına. Hafifçe gülümseyerek cevap verdi; "Benim için bir zevk"

HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin