"Prensim, hazır mısınız?"
"Evet Yixing, hazırım"
"Kendinizi hazır hissettiğinize emin misiniz peki?"
Hayır kendimi hiçbir şeye hazır hissetmiyorum! Ama yine de güçlü durmam gerekiyordu. Biraz sonra resmi olarak kral olacaktım ve kimse aciz ve güçsüz bir kral istemezdi değil mi. O yüzden acılarımı tamamen içime gömüp elimden geldiği kadar normal bir yüz ifadesiyle durmaya çalıştım.
"Yixing, sen nasıl duygusuz biri olabiliyorsun?"
"Anlamadım?"
"Nasıl acı çekmiyorsun? Acılarını nasık iyileştiriyorsun? Aileni kaybetmene rağmen nasıl güçlü bir şekilde ayakta durabiliyorsun?"
"Prensim... Lütfen acılarınızı saklamaya çalışmayın. İnan ki böyle daha da acı çekersiniz"
"Kimse acınası bir prensi kral yapmak istemez ama"
"Bir halkın istediği duygusuz, gaddar ve acımasız bir kral değildir. Halk adaletli, onlar için iyi şartlar sağlayacak, her hata yapanın infaz edilmesini söylemeyen bir kral istiyorlar. Bir kralın gaddar ve acımasız olması gereken tek yer savaş alanıdır. Ama halkına karşı da böyle olursa halk o kralın gözünde düşmandan farksız olmaz. Herkes sizin ne kadar adaletli olduğunuzu biliyor, babanızın kaybı yüzünden acı çektiğinizi de biliyor. Bu yüzden sizin üzgün olduğunuzu bile kimse umursamayacak"
Bu sefer tüm acılarım uçup gitmişti ve yüzümde fark etmediğim bir gülümseme belirmişti. Yixing gerçekten muazzam biriydi. Sorularımı çok açıklayıcı bir şekilde cevaplamasıysa ayriyeten hoşuma gidiyordu. Bu kadar kısa bir sürede kendisini bu kadar sevdireceğini düşünmezdim. Aslında düşününce kız olsaydı kraliçem yapmak isteyeceğim kadar harikaydı ama sanırım bu isteğim imkansız gibiydi.
Düşünceli bakışlarımı Yixing'in gözlerine çıkardığımda tüm dikkatiyle dudaklarıma baktığını fark ettim. O zaman dudaklarımın kıvrıldığını anlamıştım. Daha birkaç dakika öncesinde acılarımı nasıl saklasam diye düşünürken şimdi güldüğümün bile farkında değildim.
"Prensim, bu sefer gerçekten hazır gibisiniz. O zaman ben size eşlik etmesi için yardımcı Luhan'ı çağırayım"
Onu onayladığımı göstermek için başımı salladığımda odamdan çıkmıştı. Ben ise yalnız kalmıştım.
Bir süre sonra odamın kapısı çaldı, ardından ise odaya parlak gülümsemesiyle Luhan girdi. Bu saraydaki çalışanlar arasında Luhan benim için özel. Sebebiyse ailesi bu sarayın çok eskiden beri çalışanı ve Luhan bu saraya doğup büydü. Benimle hemen hemen yaşıttı ve beraber büyüdük de diyebiliriz. Ona çalışan değil de arkadaş gözüyle bakıyordum. Ama şu son birkaç gündür çok fazla yakın sayılmazdık. Eskiden Luhan fırsatını bulduğu her an benimle muhabbet etmek için yanıma gelirdi ama geçen ay saraya getirilen askerlerden biri olan Sehun'la arkadaş olduktan sonra boş zamanını ona ayırmaya başladı. Bu biraz canımı sıkmıştı ama bir şey diyemedim. Ne de olsa Luhan'ın da çevre edinmesi hakkıydı. Bu durum biraz komik aslında. Prens veya kral deyince ilk aklınıza istediğine kolaylıkla sahip olan kişi geliyor değil mi. Aslında evet, eğer istersem Luhan'a Sehun'la konuşmasını, hatta benim dışımda başka biriyle yakınlıl kurmasını yasaklayabilirdim ama bencilceydi. Ne de olsa o da bir insan. Yixing'in dediği gibi halk adaletli bir kral isterdi. Adaleti sağlamak sadece suçun cezasını vermekle olmuyor. Aynı zamanda herkesin eşit haklara sahip olması ve bu haklarını istedikleri zaman savunabilmesiyle de oluyor.
"Prensim, size artık "kralım" demek zorunda kalacağım. Acaba buna alışmam ne kadar sürer?"
"Lulu, sen normal zamanda da bana "prensim" demiyorsun ki"
"Haklısınız kralım"
"Dalga geçme!"
"Tamam tamam sustum. Şimdi izninizle prensimizi kutlama salonuna götürelim"
Bu davranışına karşılık göz devirip odadan çıkıp salona doğru gitmeye başladım. Luhan da arkamdan geliyordu bu esnada.
Ben birazcık bölümleri aksatmaya mı başladım ne? Aga bölümlerim 6-7 okunma diyor ama niye 2 oy var sadece? Zaten o 2 kişiyi de biliyorum ve onlar sayesinde motive olup daha çok yazmak istiyorum 💗💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¿𝐂𝐨𝐦𝐦𝐚𝐧𝐝𝐞𝐫? | 𝐒𝐮𝐋𝐚𝐲
Historical Fiction•Suho: Sen bir komutan olmak için çok masum görünüyorsun. Görevin beni korumak ve benim dışımda kimseye karşı acıma duygun olmamalı biliyorsun değil mi? •Lay: Sizin dışınızda bu dünyada var olan hiçbir canlıya karşı hiçbir şekilde duygu beslemiyorum...