🤴🏻11🤴🏻

70 9 67
                                    

Yixing

Luhan'a olanları anlattıktan sonra beklediğim gibi bir tepki almamıştım. Tam tersine gülümsemiş ve Suho'yu ikna etme işine ne zaman koyulacağız diye sormuştu. Luhan'ın pozitif biri olduğunu biliyordum ama pozitif biri olduğu kadar da iyi bir dosttu.

"Suho'yu bu gibi bir konuda ikna etmek zor olacaktır. Çünkü o adaletli ve eşit davranmaya özen gösteriyor. Ama..."

"Ama?"

"Ya ona Baekhyun'a sarayda görev vermesini teklif edersek?"

"İşe yarar mı ki? Baekhyun çoktan sınırdaki görevine başlamıştır bile"

"En azından en imkanlı seçenek bu gibi duruyor. Ayrıca baş asker Chanyeol da ona karşı boş değilmiş anladığım kadarıyla"

Hafiften gülüp başımı sallamıştım. Yanağımda hissettiğim dokunuşla elim refleks olarak yanağıma gitmişti.

"Şey, üzgünüm. Gamzen çok güzeldi de dokunmak istedim"

"Ha? Sorun değil. Bir anda dokununca refleks olarak oldu"

"Neyse... Sen işi bana bırak. Suho'yu ben halletmeye çalışacağım. Suho'yla beraber büyüdük sayılır. Yani bu iş için en iyi seçenek benim"

"Teşekkürler Luhan. Bu iyiliğini asla unutmayacağım. Sen harika bir dostsun"

"Dost muyuz gerçekten?"

"Senin için sorun yoksa evet"

"Seni dost değil de eniştem ve kraliçe olarak bilmeyi tercih ederim"

"Efendim?"

"Ha? Yok bir şey..."

Aslında dediğini duymuştum ama yine de bilmemezlikten geldim. Sanırım şu an için buna zamanımız yoktu.

"Neyse, benim yapmam gereken işler var. Suho ile konuştuğumda haber veririm sana"

Luhan gidince önümdeki manzarayla bakışmaya devam ettim. Açık konuşmak gerekirse Luhan konusunda ilk güven sorun yaşamadım değil. Hatta bu kadar sıcakkanlı biri olmasını da beklemiyordum ama hâlâ biraz da olsun ona güvenmek konusunda emin değilim.


Chanyeol

Yaklaşık iki saattir Sehun ile talim yapıyorduk ve havanın da sıcak olması nedeniyle bitkin düşmüştüm.

"Ne oldu sana?"

"Efendim?"

"Baya paslanmışsın. Saldırıya geçmek bir kenarda dursun, ataklarıma karşı savunamıyorsun bile. Bir şey mi oldu, Chanyeol?"

"Uzun süredir doğru dürüst kılıç tutmadığım içindir. Tabi sen de eskisine göre kendini geliştirmişsin"

"Ciddi misin? Sonlara doğru bilerek saldırı hızımı yavaşlattım, bu hareketime karşı 10 yaşındaki çocuk bile savunma yapabilirdi ama senin kafan başka bir yerde. Kafanı kurcalayan ne?"

Ne diyebilirdim ki? Ne düşündüğünü, kafamın nerede olduğunu ben de bilmiyorum. Talim sırasında saldırılara karşı kendimi savunamadığım da doğruydu. Hatta o sırada ne düşünüyordum hiç bilmiyorum. Sadece içimi dolduran bir endişe var.

"Sehun, bir-iki günlüğüne benim yerimi devralabilir misin? Bu aralar birkaç paylaşamayacağım sorunlar olduğu doğru. Ama zamanı gelince söz veriyorum her şeyi açıklayacağım"

"Ah peki dostum! Yardım gerekirse her zaman buradayım ben, yanında"

Kolumu omzuna atıp hafiften sıktım.

"Teşekkürler"

🌺

"Her şey tamam mı?"

"Daha değil ama büyük güne çok az kaldı diyebilirim. Sadece son bir aşama kaldı"

"Sana güveniyorum. Bu hayatta kimseye kolay kolay güvenmem. Bu yüzden bu güvenimin de boşa olmadığını kanıtlayacağını umuyorum"

"Kardeşim... Seni bu zamana kadar bir kere bile hayal kırıklığına uğratmadım. Bundan sonra da uğratmayacağım"

Gecenin karanlığında iki kardeş tepeden krallığa göz gezdirirken, bir yandan da büyük günün geleceği gününü dört gözle bekliyordular.

"Yarın şafak vakti yine burada ol. İkimiz için de önemli bir şey göstereceğim..."

Kısa ama merak uyandırıcı bölüm değil mi😋

Neyse siz meraklana durun. Bir de size güzel haberim var. 1 hafta sonra eski aktifliğime döneceğim! Dört gözle yeni bölümleri bekleyin önümüzdeki aklımda harika fikirler var!!! 💞💞💞

¿𝐂𝐨𝐦𝐦𝐚𝐧𝐝𝐞𝐫? | 𝐒𝐮𝐋𝐚𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin