Yixing
Kapıyı çaldıktan sonra bir süre bekledim ama içerden hiçbir ses gelmedi. Kapıda muhafızlar onun odasında olmadığını söyleyince başımla onaylayıp arkamı dönmüştüm ki bana bakan bir Kral Suho beklemiyordum.
"Sonunda gelmişsiniz komutan Yixing"
Cevap vermeden sadece eğildim. Önden odasına ilerlediği sıra benim de gelmemi işaret etti.
Odaya girdikten sonra sessizce söyleyeceklerini bekledim ama o konuşmak yerine odanın içinde bulunan balkona doğru ilerledi.
Aslında benim için hiç konuşmadan sadece onun hareketlerini izlemek daha iyiydi. İnsan aşık olunca sevdiği insana karşı tamamen başka yaklaşıyor.
"Neden orda öylece duruyorsun?"
Sorusuyla afallamıştım. Ne cevap vermem gerekiyordu ki?
"Kralım ben..."
"Orda öyle dikilmek yerine buraya gel"
Rüyada falan mıyım acaba? Belki de gerçekten rüyadayım çünkü gerçek olmayacak kadar imkansız bir durumun içindeyim.
Tedirgince attığım adımlarla yanına ulaştığımda gökyüzüne bakmaya devam ediyordu.
"Yixing cezanın neden bu kadar erken bittiğini merak ediyor olmalısın"
"Evet kralım"
"Kralım? Benden rütben çok aşağıda olsan da kalben çok yakınsın"
Bakışları bu sefer beni buldu.
Gülümsüyordu
Çok güzel güldüğü bir gerçekti.
"Bu saraydaki ilk günlerinde aklımda ne vardı biliyor musun? Senin ne kadar iyi bir yoldaş olduğun. Evet daha ilk günden seni sevmiştim. Hatta nasıl sevdiysem karşı cinste olmadığın için ağlamaya hazır haldeydim. Senin o gün beni öptüğün gün sinirlenme sebebim iki erkeğin beraber olmasının imkansız olduğunu düşünmemdi. Geçen gün karşı krallıktan Kral Wu bizim krallığı ziyarete geldi. Sorun şu ki evliydi ama eşi bir erkekti. O gün onlar sayesinde iki erkeğin de beraber olabileceğini öğrendim. Onlara teşekkür etmem gerekiyor gerçekten"
Suho tam dibimde durup ellerimi tuttu.
"Onlara teşekkür etmem gerekiyor çünkü sevdiğim adamla beraber olmamın imkansız olmadığını öğrendim. Kendime itiraf etmem zaman aldı ama kalbim seni seçti ve bu seçimden pişman da değilim"
Son cümlesini de tamamladıktan sonra gözlerini kapatıp dudaklarını benimkilere yaklaştırdığı sıra ben de gözlerimi kapatıp kendimi ana bıraktım.
Baekhyun
"Baekhyun, bay Hwang seni çağırıyor"
"Tamam geliyorum"
Elimdeki kitabı yatağa bırakıp yatakhaneden çıktım ve bay Hwang'ın odasına gittim. Kapıyı çaldıktan sonra 'gir' sesini duyunca içeri girdim.
"Beni çağırmışsınız bay Hwang"
Yüzünde her zamanki sinirli ifadesi takılıydı. Eskiden odasına çağırıldığım zaman o yüzle karşılaşmaktan korkardım ama bir süre sonra alışıyor insan.
"Baekhyun eşyalarını topla. Yarın sabah sınırdaki askerlerin yanında yeni işine başlayacaksın. Sevinmiş olmalısın. Ne de olsa burdan çıkıp gitmek istiyordun değil mi?"
Sınırda göreve mi başlıyorum? Tanrım burda kalmak bile daha iyi! Ama itiraz etme gibi bir seçeneğim yok ne yazık ki. O yüzden sadece 'peki' deyip odasından çıktım.
Sallana sallana yatakhaneye geri döndükten sonra bir torbaya birkaç eşyamı koyduktan sonra gitmeye hazır haldeydim. Aslında burda veya orda fark etmiyor, asla hayatımı yaşayamayacağım. En basitinden her insan gibi aile kuramayacağım.
Gece en sevdiğim andı çünkü hayali ailemle zaman geçiriyordum. Gerçek olmaması ne kadar acıtsa da bir yandan hiç yoktan iyi diyordum.
Hayalimdeki aile, beni seven eşim ve küçük bir evde çocuklarımızla beraber mutlu bir hayat sürüyoruz.
Her gece bir gün bu gerçek olacak diye gözyaşlarımla uyuyorum. Sabah ise değişen bir şey olmuyor. Ama belki yarından itibaren hayatımda değişen bir şey olur diye umuyorum. Sınırdaki askerlerin hayatı çok sıradan. Hiç sınırdan ayrılmıyorlar. Hepsi de 24 saat boyunca nöbet tutuyorlar. 24 saat boyunca yemek ve su olmadan. 24 saat sonrasında ise nöbet sırası değişiyor. 24 saatte yapmadıklarını nöbet değiştikten sonraki 24 saatte yapıyorlar. Tam bir işkence değil mi?
Yine hayalimdeki aileyi düşünmeye başlamıştım. Hiç umudum kalmasa da yine de Tanrı'ya bunun bir gün gerçek olması için yalvardım ve akan gözyaşlarım arasında uyuya kaldım.
Kısa bir bölümdü ama benim için en anlamlı bölümlerden biriydi. SuLay'i çok fazla ayrı tutamadım ne yazık ki oekfeokfos
Ama kim bilir belki şerefsizlik yapıp her şeyi Yixing'in veya Suho'nun rüyası olarak çıkartabilirim eofkelflls
Birde Chan bebeğim kocanı kurtar artık lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¿𝐂𝐨𝐦𝐦𝐚𝐧𝐝𝐞𝐫? | 𝐒𝐮𝐋𝐚𝐲
Historical Fiction•Suho: Sen bir komutan olmak için çok masum görünüyorsun. Görevin beni korumak ve benim dışımda kimseye karşı acıma duygun olmamalı biliyorsun değil mi? •Lay: Sizin dışınızda bu dünyada var olan hiçbir canlıya karşı hiçbir şekilde duygu beslemiyorum...