5 ⊹ Birbirimizden uzak olmak eziyetten farksızdı.

470 56 66
                                    

Dersler bittiğinde Taehyung'un aldığı arabayı görmeye gittik birlikte. Çünkü merakımıza yenik düşmek en çok yaptığımız şeydi. Önce bu araba fikrini sevmesek de herhangi bir polisin ehliyet istemediği sürece istediğimiz her yere gidebilme fikri hepimizin hoşuna gitmişti çoktan. Bunun için zihin okumaya gerek yoktu, şimdiki heyecanımız her şeyi anlatıyordu.

Kaldırımda yürürken "Aslında okuldakiler böyle düşünmekte bir bakıma haklı." dedim sessizliği bozmak adına. "Sonuçta eğer böyle bir yeteneğim olmasaydı, benimle konuşmayacaktınız?" dedim soru dolu. Hepsi gözlerini bana çevirirken nedensizce gerilmiştim. Şimdi gerçek düşüncelerini duyamamak biraz olsun ürkütücü gelmişti.

"Hayır." dedi Namjoon hemen. "Büyük ihtimalle yine yakın arkadaşlar olurduk." diye devam etti. "O kızlardan farklı değilim ama." dedim sessizce. "Saçmalama." dedi Jimin hemen. "Onların ne istediğini biliyoruz." diyerek önüne döndü. "Sevgi bu değil." dedi Jin. "Denendi ve onaylandı." dedi Jungkook yavaşça. "Sadece dış görünüşümüzü beğeniyorlar." diyerek tamamladı cümleyi Tae.

"Ya da popüleriteyi?" dedi Yoongi sıkkın bir ifade ile. "Bize bunlar için yaklaşmadın?" dedi Hoseok hızla. "Yani... bu doğru." dedim ona bakarken. "Bak, sadece benziyoruz ve bu yüzden iyi anlaşıyoruz." diyerek gülümsedi hızla. Bu konuşmaya ben de gülümsemeden edememiştim. Bu çocukların zihinlerini okuyamasam bile samimi olduklarına emindim.

"Bunu düşünme bir daha." dedi Namjoon hızla. "Peki." derken uzatmıştım bu kelimeyi tatlıca. Taehyung'un evine geldiğimizi adımlarımızın yavaşlamasından anlamıştım. Park edilmiş bir arabayı gösterdi bize koşarak. "Niye spor araba olacağını düşünmüştüm, ben de bilmiyorum." dedi Jin söylenirken. "Spor arabaya bu kadar kişi nasıl sığalım?" dedi Taehyung dalga geçen bir sesle.

"Buraya yatabilir miyiz?" dedi Yoongi, arabanın arka kısmını gösteriyordu. "O kadar uzun nereye gideceğiz?" dedi hemen Namjoon. "Sizinkiler mi aldı bunu?" dedi Hoseok, etrafında gezerken. "Hepsini ödemek için çok ısrar ettiler ama en azından yarısını ben ödedim." dedi Tae hızla. O sırada evin kapısının açılmasıyla tatlı bir kadın çıktı evden. "Hoş geldiniz çocuklar." dedi güzelce. Hepsi onu tanıyordu yüksek ihtimalle çünkü hemen yanına adımladılar. Biraz çekingence Taehyung'un ebevyni olduğunu düşündüğüm kadının yanına ilerledim ben de.

Namjoon'un arkasında duruyordum şimdi. Büyük sırtı benim için korunak gibiydi. Biraz sohbet ettiler öylece. "Karla ile tanıştın mı?" dedi Tae laf arasında. "Karla mı?" dedi kadın ilgiyle. Namjoon'un gülerek önümden çekilmesiyle açıkta kalmıştım. "Merhaba." dedim gülümseyerek. "Ah, bahsettiğin kız." dedi kadın, Taehyung'a dönerek. Taehyung tatlıca kafasını salladığında kadın bana baktı uzunca ve elini uzattı. Elini sıktım yavaşça. "Ben Tae'nin annesiyim, Nari." dedi şirince. "Karla." dedim gülümseyerek.

Bizi içeriye çağırdığında ben tereddüt etsem de diğerleri hızla içeri geçti. Bu yüzden ben de onlara ayak uydurdum bir şekilde. Anneme haber verdikten sonra yeniden bizimkilerin oturduğu salona geçtim. "Karla da mı?" dedi kadın ilgiyle. Konuşmanın ortasında geldiğim için anlamamıştım. Kadına diktim gözlerimi. 'Bu kız da mı yetimhanede büyümüş yani?' diye düşündüğünde konunun ne olduğunu anlamıştım.

"Siz neler yapıyorsunuz?" dedi hızla Bayan Nari. Yoongi, Jungkook ve Namjoon'un oturduğu koltuğa dönmüştü. "Şimdilik bir sorun yok." dedi Namjoon. "Bir şekilde hallediyoruz." dedi Yoongi gülümseyerek. Acaba neyden bahsediyorlardı? Yeniden Bayan Nari'ye odaklandım. 'Yetimhaneden ayrılma kararı aldıklarında endişelenmeden edememiştim ama iyiler galiba.' Kafamı yere sabitledim. Demek üçü birlikte yaşıyordu şimdi. "Çocukları bırakmak çok zordu benim için." dedi Jungkook tatlıca. "Bir ara onları ziyarete gitmeliyiz." dedi Jin hemen.

Ucubeler Kulübü [bts]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin