Jungkook'un arabasıyla annesiyle tanışacağımız restaurantın önüne gelmiştik. Yol boyunca çok şaşırtıcı bir şekilde hiç konuşmamıştık,kafam sürekli cama doğru dönüktü haliyle ben konuşmayınca o da benimle konuşma cesaretini göstermemişti.
Annesinin -ya da Bayan Jeon mu demeli miyim bilmiyorum- kafamda hep Jungkook gibi biri olduğunu hayal ediyordum umarım Jungkook huylarını annesinden almamıştır. Kesinlikle uğraşılmaz olurdu. Kafamdan düşüncelerimi kovdum ve derin bir nefes verdim.
İçeri girdiğimizde bizi bir görevli karşılamıştı. Bize hiçbir şey demeden önümüzde hafifçe eğilip geçmemize izin vermişti. Burası daha çok yüksek sınıfta olan insanların gidebileceği bir yerdi ve bildiğim kadarıyla burada yemek için rezervasyon yaptırman gerekiyordu. Görevlinin bizi böyle karşılaması garip gelmişti.
O sırada Jungkook elimi tutmuştu,heyecandan elimin terlediğini hissetmiştim elimi tutunca. Bu yaptığı annesine göstermelik olsa bile içimin kıpır kıpır olmasını engelleyememiştim. Soğuk havanın etkisiyle buz gibi olan elim onun sımsıcak eliyle buluşmuştu,elini ısıtıcı niyetine kullanabilirdim bile. Ona baktığımda yüzünde hiçbir ifade yoktu her zamanki gibi.
Sonunda oturacağımız masaya gelmemizle birlikte Jungkook ellerimizi ayırmıştı. Telefonuyla ilgilinen Bayan Jeon bizi fark ettmişti ve telefondan kafasını kaldırmıştı. Anında sıcak bir şekilde gülümsemişti,kadın o kadar tatlı gülümsüyordu ki sanki yeni tanışmışız gibi değil de beş yıllık dostum gibiydi. Gülümsemesine aynı şekilde karşılık vermeye çalışmıştım ve önünde eğildim.
"Hoşgeldiniz çocuklar!" Yaşı ilerlemiş olsa bile oldukça güzel bir cildi vardı ve giydiği kıyafetler onu oldukça genç gösteriyordu,Jungkook'un annesi olduğunu bilmesem abla-kardeş sanardım.
Sandalyeyi çekip oturdum ve benimle birlikte Jungkook da yanıma oturmuştu Bayan Jeon ise tam karşımızda oturuyordu. Kısa bir süreliğine restuarantta göz gezdirdiğimde bu lüks restauranta tam da uygun olan insanlar vardı. İş toplantısı yapanlar,sevgilisiyle randevuya çıkanlar,ailece gelenler...
"Nasılsın Chaeyoung bakalım." Ellerini önünde birleştirdi aynı sıcak gülümsemesini devam ettiriyordu. Cidden bu kadar tatlı bir kadın olmasını beklemiyordum.
"Çok iyiyim,efendim. Siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim Chaeyoung." Yanımızda duran garson siparişlerimizi vermemiz için bize menüleri dağıtmıştı. Menünün kapağını açtığım karşıma çıkan ilk sayfa gözlerimi büyütmemeye neden olmuştu. Bende bunların hiçbirini alacak param yoktu. Yanıma para almıştım tabi ki ama bu kadar pahalı olmasını beklemiyordum. Menüde göz gezdirirken en düşük fiyatlı yemeği arıyordum.
Sonunda bulmuştum,ne kadar bana göre pahalı olsa da ödeyebilecektim en azından. Bayan Jeon ve Jungkook da siparişlerini verdiğinde garson yanımızdan gitmişti. (Y/N: Fakir olduğum için pahalı yemek ismi bulamadım o yüzden burayı böyle geçtim rlfröfçfç)
"Başka bir isteğiniz var mı Bayan Jeon?" Garsonun soyadını bildiğine göre sürekli buraya geliyor olamlıydılar.
"Yemeklerimiz bittikten sonra bize her geldiğimizde içtiğimiz şarabı getirir misin?" Bayan Jeon büyük ihtimalle on sekiz yaşından küçük olduğumu bilmiyordu ama o sırada bir şey diyememiştim.
"Jungkook çok fazla soru sormama rağmen senden çok az bahsetmişti ama tahmin ettiğimden daha güzelmişsin. Böyle güzel bir kızı nasıl da bana bu kadar geç anlatır aklım almıyor." Söyledikleriyle utançla başımı eğmiştim, birkaç dakika önce kadının benden nefret bile edebileceğini düşünmüştüm ama bu söylediklerinden sonra başından beri bu kadına büyük önyargıyla yaklaştığımı anlamıştım.
"Teşekkür ederim Bayan Jeon siz de öylesiniz."
"Anne," Jungkook'un sesi sitemli bir şekilde çıkmıştı ama Bayan Jeon oğlunı umursamadan bana döndü. "Jungkook'un ilk defa utandığını görüyorum,gözlerime inanamıyorum. Bu çocuğa ne yaptın böyle Chaeyoung." Jungkook'un beni sevdiği için utanmadığını Bayan Jeon'a söylemek istemiştim. Çok mutlu gözüküyordu o an,içimde onu böyle bir şeyle kandırmakla suçluluk suygusu hissetmiştim.
"Masada ben de varım hani hatırlatırım." Kendimi tutamayarak alayla ona cevap vermiştim. "Annenin beni senden çok daha fazla sevdiği için kıskanma Jungkook" Sinirli bakışları bana dönmüştü,onu böyle gıcık etmek hoşuma gidiyordu ne yapabilirim ki?
"Ha,hiçte bile." Aramıza Bayan Jeon'un kahkahası girdiğinde ben de istemeden olsa gülmüştüm. Gülüşmelerimiz birbirine karışmıştı. Bu kadınla daha fazla görüşürsem en yakın arkadaş bile olabilirdik o derece.
Önümüze sipariş ettiğimiz yemekler geldiğinde önüme konan tabakla bir süre bakışmıştım,bu yemeğe giden para içimi acıtıyordu ama yemek zorundaydım işte.
Bayan Jeon yemeğinden bir lokma aldıktan sonra ellerini önünde birleştirdi ve gözleri ikimiz arasında gidip geldi. "Ee nasıl tanıştınız? Jungkook'a sorduğumda sonra anlatacağını söylemişti. Konuşmanın tam zamanı." O sırada Jungkook'a dönmemle beraber bakışlarımız buluşmuştu. İkimiz de çaresiz bir şekilde bakmıştık birbirimize. Soru çalışmadığımız yerden gelmişti,eğer şu an mantıklı bir yalan uyduramazsak Bayan Jeon şüphelenebilirdi.
"Ben sana söylemedim tabi ya,aslında Rosé Jimin'in kuzeni. Bizi de Jimin tanıştırdı." Jungkook benden önce lafa atladığında istemsiz kaşlarım havalanmıştı. Öncelikle Jimin kimdi ve hayatımda ilk defa bu ismi duyuyordum. İlk başta Jungkook'un sevgilisi olmuştum sonra da daha önce görmediğim bir adamın kuzeni olmuştum. Hepsinin suçu Jungkook'du bir kez daha anladım ondan bu kadar nefret ettiğimi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hikayenin en kötü bölümü oldu bence yazarken ne yaşadım hiçbilmiyorum şfrçfşgçfç
Bölümü yeniden yayımladım çünkü büyük ihtimalle herkese bildirim gitmedi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
