Arkadaşlar fix you...😳
"Kızım şunları doğru düzgün doğrasana." Annemin bağırmasıyla offladım ve elimdeki bıçakla zar zor kesebildiğim, daha doğrusu kesemediğim için yarısı çöpe giden patatesi bıraktım ve anneme döndüm.
"Al işte bak,yapamıyorum. Patatesin yarısı gitti bile, bırak odama gideyim ne olur anne." Annemin evde olmasının sevmediğim yanlarından birisi ise yemek yapmayı becerememe bile bana ısrarla yemek yaptırmasaydı. El becerim yoktu işte, niye zorluyordu.
"Sus kız, hadi yapa yapa öğrenirsin." Önüme gelen küçük bir sarı saç tutamını arkaya ittim ve tekrardan patatesi elime aldım, patatese de yazık ona işkence ediyordum resmen. "Off anne." Kesmeye başladığımda elimin beceriksizliğinden dolayı bıçakla parmağımı kesmiştim, patatesi bırakmak zorunda kalıp parmağımı tuttum.
"Anne ya bak gördün mü? Beceriksizliğim yüzünden kendime zarar veriyorum artık."
"Kızım elinin ayarı yok ki." Annem bunları derken dolaplardan yara bandı arıyordum ama bir türlü bulamıyordum. Çok fazla kan akmıştı, en azından elimi biraz suya soksam bir şey olmazdı.
Tam parmağımı ıslatacağım sırada kapının zili çaldı, her kim geldiyse ona büyük bir teşekkür borçluydum. Annem ile beni bu durumun içerisinden kurtarmıştı.
Anmemin bir şey demesini beklemeden kapıyı açtığımda, karşımda Sooyoung'u görmemle sevinçten çığlık atacaktım, onu çok özlemiştim ve buluşmayalı çok uzun zaman olmuştu. Aynı okulda olmamıza rağmen farklı sınıflarda olduğumuz için pek görüşme fırsatımız olmuyordu.
"Sela- Chaeyoung! Ne oldu eline?" Anın sevinciyle elimin kanamasını tamamen unutmuştum ve daha da akmaya başlamıştı, korkunç gözüküyordu.
"Şey, bıçakla patates doğrarken oldu." Sooyoung döndüğü panik halinden normale dönerken içeri girmişti. İçeri girdiğinde tek elimle kapıyı kapatmak zorunda kalmıştım.
"Elini yıka da sarılalım, çok özledim seni Chae." Başımı onayladım ve elimi yıkamak için mutfağa girdiğimde annemin meraklı bakışlarıyla karşılaştım, annemin bu bakışlarındam nefret ediyordum.
"Kimmiş?"
Elimi suya tutarken annemi cevapladım. "Sooyoung, okuldan arkadaşım vardı ya hani. Birkaç kere bize gelmişti." Sonunda işim bittiğinde annemin bir şey demesini beklemeden çoktan odama yerleşmiş olan Sooyoung'un yanına gittim ve geldiğim gibi boynuna atladım. Ah, cidden bu kızı sevmemek imkansızdı.
"Chae beni bu kadar özlediğini bilmiyordum." Ondan ayrılırken hafifçe omzuna vurdum ve Sooyoung yatağa otururken ben de karşısındaki pufa oturdum. Ardından Sooyoung devam etti. "Ama hala sana kırgınım, ben gelmesem beni arayıp soracağın yok."
"Çok çok özür dilerim."
"Bir daha arayı açmayalım Sooyoung-ah." Sooyoung'un gönlümü almak çok kolaydı, aramızdaki özlemin etkisiyle dargınlığımız kısa sürmüştü.
"Ha, bu arada." Başımı kaldırıp bir şey söylemesini bekledim.
"Buraya oturmaya gelmedim Bebeğim,dışarı çıkacağız." Evet, üstümdeki pembe ayıcıklı pijamayla dışarı çıkmaya baya müsaittim ayrıca saçlarım yaptığım topuzdan büyük bir çoğunluğu dışarıya çıkmıştı, berbat görünüyordum.
"Nereye?"
"Sizin evin bu taraflarda bir mekan var ama görmen lazım! Genellikle elite kesim gidiyor ve baya kaliteli içecekler satılıyor ayrıca bu akşam canlı müzik varmış! Kesinlikle gitmeliyiz." Sooyoung bu kadar heyecanlıyken ona gelemeyeceğimi söylemek istemezdim, bu ev haliyle dışarı çıkmaya da baya üşeniyordum.
"Ben gelmesem olmaz mı, Taehyung ile falan git." Sooyoung'un aniden kaşları çatılırken oturduğu yatağımdan geriye yaslandı ve eline yastılarımdan birini alıp bana fırlattı neyse ki yüzüme gelmeden yastığı tutabilmiştim.
"Onunla aynı ortamda bulunmak bile beni utandırıyor, böyle bir mekanda yalnız olsak kim bilir ne halde olurum. Biliyorsun." Bilmez miydim. Sooyoung'un ona farklı duygular beslemesi ve Tae'nin onu yakın arkadaşı olarak görmesi onu yeterince üzüyordu. Sooyoung, en ufak yakınlaşmalarında bile heyecanlanıyordu.
"Off tamam, tamam geleceğim ama hazırlanmam gerek bekle biraz." Acaba Jungkook orada olur muydu? O böyle mekanları çok severdi sonuçta. Aklıma gelen düşüncelerle yüzümü bururşturdum, onunla aynı ortamda olmak bile katlanılmazdı. Aklımdan çık.
Böyle yerlere gitmeye pek alışık olmadığım için bir süre ne giysem diye düşündüm ve karar verince dolabımdan giyeceğim kıyafetleri çıkardım. Kalın bir gömlek ve kadife bir etek giyecektim üstüne de kaban. Sooyoung'un burada olduğunu umursamadan üzerimi çıkarıp giyindim, ardından saçlarımı tarayıp daha düz hale getirdim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra tamamen hazır olduğumda Sooyoung ile evden çıkacaktık ki annemin sesi buna engel oldu.
"Nereye gidiyorsunuz siz bakalım."
"Merak etmeyin, benim evime gideceğiz. Çok geç olmadan Chaeyoung'un evine geleceğine söz veriyorum." Annem bir şey demedi ve böylelikle evden çıkmış olduk.
Evden çıkarken gözüm Jungkook'u aramıştı ama apartmanda hiç göremedim, ona göremediğim için sevinmiş olmam gerekiyordu ama hiçbir duygu yaşayamamıştım.
Bu bölüm geçiş bölümü gibi oldu ama diğer bölüm bol bol Rosékook olacak aralarındaki ilişkiyi hızlandırmalıyım artık🤧🤧
EN ÇOK BEN JOYSÉ SEVİYORUM VE SHİPLİYORUM✋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lumiére, Rosékook
Fiksi PenggemarPark Chaeyoung, üst komşusundan gelen seslerden nefret ediyordu...