Twenty four(final)

1.4K 80 41
                                    

Final bölümü ne diyebilirim ki...

Chaeyoung gerçekten neler olduğunu anlamazken bir an önce Jungkook ile konuşmak istiyordu. Jungkook'un, Lisa'nın ona karşı beslediği duygularını karşılıksız bıraktığını biliyordu çünkü Lisa'yı gördüğü zaman koluyla göyaşlarını silmeye çalışıyordu. Başından beri Lisa'nın, Jungkook'a olan hislerinin farkındaydı. Susma gereği duymuştu, Lisa ile de uğraşmak istemiyordu ona kalırsa.

Kendisi mi gidip konuşmalıydı, yoksa onu mu beklemeliydi bilemiyordu. Daha fazla kafasını karıştırmak istemiyordu bu konu hakkında, o yüzden Jungkook'u bekleyemeyecekti kendisi gidip konuşucaktı. Üzerine ince bir eşofman ile biraz göbeğini açıkta bırakan bir üst giyip annesine biraz yürüyüş yapacağını söyleyerek evden çıkmıştı.

Jungkook'un kapısının önüne geldiğinde biraz
duraksamıştı, böyle bir anda gelmesi veya Lisa'yı sorması biraz sorgular gibi olacaktı ama içindeki merak onu yiyip bitiriyordu aynı zamanda. Belki de olayın üstünden biraz daha zamanın geçmesini bekleyebilirdi. Jungkook'un da ne halde olduğunu merak ediyordu aslında. Lisa, yakın bir arkadaşıydı ve ister istemez bu duruma üzülmüş olabilirdi.

Yalnız kalmak istiyordu belki de, Chaeyoung onu rahatsız etmek istemiyordu o yüzden bir anlığına kapıyı çalmaktan vazgeçti ve tam arkasına dönüp asansöre binip eve gidecekken kapı açılma sesi duydu. Jungkook'un kapının önünde durduğunu anlamıştı.

"Chaeyoung?" Bir anlık böyle bir aptallık yaptığına pişman oldu Chaeyoung. Başta gitmeye kararlıyken bir anda vazgeçmiş ve gidecekken tekrardan Jungkook tarafından yakalanmıştı.

Chaeyoung, önünü döndüğünde Jungkook'un dağılmış saçlarıyla karşılaşmıştı. Aynı zamanda her kapı açıldığında üstü çıplak olan Jungkook bu sefer üstünde bir Tshirt vardı ve bu haliyle oldukça yorulmuş görünüyordu. Sürekli gördüğünden çok çok daha farklı bir Jungkook vardı karşısında. Lisa'dan bir kez daha nefret etti onu bu hale getirdiği için.

"Ben tam sana geliyordum ama sonra vazgeç-" cümlesinin yarıda kalmasını sağlayan şey Jungkook'un konuşması olmuştu. "Sanırım sana ihtiyacım var Chaeyoung." Chaeyoung, duydukları karşısında oldukça şaşırırken bir an ne yapacağını bilemedi. Böyle durumlara alışık değildi, bir başkası ona ihtiyaç duyduğunda nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Jungkook'u incitmemek için elinden geleni yapabilirdi. Tek istediği ikisinin beraber mutlu olmasaydı.

Jungkook, Chaeyoung'u beklerken Chaeyoung adımlarını hızlandırarak döndüğü yere geldi ve o an hiç düşünmeden yaptığı haraketle beraber Jungkook'un boynuna atlamış ve onu hiç bırakmak istemeyecek kadar sıkı sıkı sarmaya çalışmıştı onu. Jungkook'un tam da bu zamanlarda ona ihtiyacı vardı ve Chaeyoung'un da bu zamanları değerlendirmesi gerekiyordu çünkü gerçek ilişkiler böyle olurdu her zaman.

Jungkook kollarını Chaeyoung'un ince beline sararken onun ne yaşanırsa yaşansın tüm kötülüklerden ve kırgınlıklardan onu uzaklaştırdığını hissetti. Bu kısa zamanda Chaeyoung'un değerini çok iyi anlamıştı. Evinde gibi hissediyordu onun yanında; bıraksa onu sanki tüm dünyası başına yıkılacak, asla nefes alamayacak gibi hissediyordu.

Uzun bir sarılmalarının ardından Chaeyoung, Jungkook'dan ayrıldığında bir süre yüzünü inceledikten sonra ellerini yanaklarına koyup onları okşamaya başladı. Bu sefer Jungkook küçük bir çocuk gibi Chaeyoung ise onunla ilgilenen mükemmel annesi.

"İçeri geçelim Jungkook, ben yanındayım."

Beraber içeri geçtiklerinde, Chaeyoung evin biraz dağılmış olduğunu fark etti. Tekrardan alışık olmadığı bir görüntüydü ama Chaeyoung ve Jungkook böyle durumları birbirleriyle beraber atlatacaklardı. İkisi beraber olduğu sürece hiçbir güç
ve engel aralarına giremezdi.

Lumiére, RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin