-hatırlatma-
Korhan:”bu şartlar altında uyumam mümkün değil.”
CEMRE:”nasıl yani?”
Korhan:”kokundan uyuyamıyorum” hemen bana sardığı ellerinden kurtularak geri çekildim. şaşırmıştım. badimin yakasını tutup burnuma götürdüm,kokladım.acaba kötümü kokuyordum?
--------------------------------------------------
CEMRE:”kötü mü kokuyorum?”söylediklerim üzerine geceyi sarsan bir kahkaha patlattı. ne olduğunu anlayamıyordum.
CEMRE: “ne oldu ya?”beni tutup kendine çekti,yine sıkıca sarıldı.
Korhan: “bu kadar masum olmak zorunda mısın?”gözlerini gözlerime dikmiş, sanki bir melekmişim gibi bakıyordu.
CEMRE:” neden kokundan uyuyamıyorum dedin?”
Korhan: “aslında sadece kokundan değil, saçlarından, dudaklarından ve söylediğin her şiirden uyuyamıyorum. çünkü içime öyle damlıyorsun ki okyanus olsam dalgalanıyorum, deniz olsam taşıyorum. Cemre… bilmiyorum eğer bu hissettiklerim sevgi olarak ifade ediliyorsa ben seni seviyorum…”gecenin bu saatinde belki de hayatımda duymayı en çok istediğim itiraflardan başta geleniydi söyledikleri.peki ne cevap vermeliydim? Sevdiğimi söylesem, çıkmaya başlasak tunç hemen Firdevs Hanıma söyler işimden olurum. söylemesem Korhan’ı kaybederim.ne yapmalıyım? Allah’ım yardım et.
Korhan:”susma bir şey söyle yalvarırım.”
CEMRE:”bilmiyorum Korhan. ne demem gerektiğini bilmiyorum.”
Korhan:”tek bir şey söyle. beni seviyor musun?”
CEMRE:”Korhan lütfen…”
Korhan: “sevmiyorsun. sevmiyorsun. peki neden Cemre? neden beni kendine bağlayıp şimdi geri çekiliyorsun? Beni kendinden neden mahrum ediyorsun?”her sözcük kalbimi delip geçen bir ok olmuştu. gövdem kan içindeydi. acı parçalanmış vücudumda dolanıyordu adeta.boğazım düğüm düğüm olmuştu.gözlerimden süzülen yaşlara karşı koyamadım.ağladığımı görünce kaşlarını çattı Korhan,tekrar bağrına bastı beni,saçlarımı okşuyordu.
Korhan:”ah be güzelim sen bana ne yaptın böyle.”yeniden gözlerimi kapattım. Açtığım da hava aydınlıktı. kuş cıvıltıları geliyordu kulağıma.Korhan hala uyuyordu.saatime baktım 11:00 olmuştu.Firdevs Hanımın ne kadar endişelenmiş olacağını düşünüp telaşlandım.hemen Korhanı uyandırdım.arabayı olduğu yerde bırakıp yürümeye başladık.otoyola kadar yürüdük,yürüdük,yürüdük...
CEMRE: off!daha ne kadar yürüyeceğiz?”
Korhan:otoyola kadar yürümek zorundayız güzelim.anlayacağın biraz daha yürümek zorundayız.
CEMRE: offf!çok yoruldum ben ya.biraz otursak ya olmaz mı?”
Korhan: olmaz canım maalesef eve yetişmemiz gerek.”yürümeye devam etik.çok yorulmuş,nefes nefese kalmıştım.bir ara pes ettim.
CEMRE:ben artık oturmak istiyorum yoruldum ama.”
Korhan:olmaz güzelim “
CEMRE:sen git o zaman ben oturacağım” deyip bir ağacın altına çöktüm.Korhan ne yaptığımı algılamaya çalışıyordu.yanıma geldi.ben oturacak sanıyorken,beni kucağına aldı.yürümeye devam etti.şaşırmıştım.
CEMRE: “ne yapıyorsun Korhan?”
Korhan: “dinlenmek için vaktimiz yok. yorulduysan seni ben taşırım.”
CEMRE:”valla hiç şikayet etmem”.
Korhan:”ama ben şikayet ederim.”
CEMRE: neden?”
Korhan:”çünkü maşallah kurbanlık koç gibisin azıcık zayıfla.”
CEMRE:”ne? Çok ayıp.ayrıca ben zaten zayıfım.yaaa Korhan.”gülüyordu.
Korhan: şaka yapıyorum güzelim. evet zayıfsın.”otoyola kadar böyle gittik. sonunda varmıştık.ileride bir taksi durağı gördük.hemen atladık bir taksiye,eve gittik.çok acıkmıştım,banyo yapmaya ihtiyacım vardı,uyumak istiyordum…kısa süre sonra eve gelmiştik.Korhanla zafer kazanmışçasına mutluyduk.zile bastım,kapıyı Firdevs Hanım açtı.açtı ama ben bir şaşırdım.hiçte hayal ettiğim gibi bir sahne yaşanmadı çünkü.ben sanıyordum ki Firdevs Hanım kapıyı açar açmaz boynumuza atlar,merakını dile getirir falan.gayet sakin bir şekilde “hoş geldiniz çocuklar” dedi ya.gerçi Korhan demişti annem merak etmez demişti ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu.hemen duşa girdim,ardından kahvaltı hazırladım Korhanla bana.nasıl acıktıysak artık bir oturuşta bitirdik resmen.sonra hep beraber salona geçtik.ne yaptığımızı falan anlattım.Korhan karşı kanepeden kaş göz yapıyordu o çocukları anlatma diye ama durur muyum? Hemen anlattım.bir kahkaha bir kahkaha,müthiş güldük.sadece tunç biraz asık suratlıydı o kadar.daha fala muhabbet etmeyi çok isterdim ama uyku gözlerimden akıyordu.efe canında öğle uykusuna yatması gerekiyordu.tunç ve Firdevs Hanımı salonda bırakarak üst kata çıktık.odalarımıza ayrılıyorduk ki efe can beni bırakamadı.
Efe can:”jemye beyabey uyuyayım mı?”aslında kabul etmezdim ama hem çok uykum vardı hem de Korhanın yanında olmak istiyordum.odaya girdik.Korhan kendi yatağına biz efe canın yatağına yattık.
Efe can:”jemye seni jok ösyedim.dün niye geymedinis? Seni meyak ettim.”
Korhan: bak sen şu şerefsize. ağabeyini merak etmez, Cemre’yi merak ediyor.”
CEMRE:şşştt! Korhan efe canın yanında küfür etme.”
Efe can:” ne yapıyım ben jemyeyi jok seviyoyum.bis evyences.”söyledikleri beni güldürmüştü,Korhanı da.
Korhan: “desene rakip sayım ikiye çıktı.”dedi gözlerimin içine bakarak. iki derken? Efe can ve tunçtan bahsediyordu. efe can yine masal anlatmamı istemişti ama dermanım yoktu.
Efe can: ya yütfen jemye.”
Korhan: Cemre çok yorgun ben anlatsam olur mu?
Efe can:”geyçekten mi? tamam sen anyat.”
Korhan: “gözlerine bakarken
Güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
Bir buğday tarlasında, ekinlerin arsında kayboluyorum…
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin;
Sırrını her gün bir parça veren,
Fakat hiçbir zaman
Büsbütün teslim olmayacak olan…”
Ne? Ezberlemiş miydi yani? ama daha bir kere söylemiştim bu şiiri.
efe can: vay bee! Neyden öyendin abi bunu?
Korhan: “Cemre söyledi.”
CEMRE: “ezberlemişsin” şaşkınlığımı dile getiriyordu sözlerim.
Korhan: “sayende.” benim sayemde ne kadar çok şey yapmış bu çocuk. hem de haberim dahi olmadan.
-------------------------------------------------
her ne kadar begenim olmasada okumanız bile beni çokkk mutlu ediyor.teşekkür ederim.